Bu haftaki yazıma da boykot ile ilgili yazarak başlayacağım. Bir tanıdık, yabancı marka mal alıyor. Ona neden aldığımız sorduğumda “o Siyonist marka değil, Alman malı” diyor. Bunun üzerine boykot ile ilgili yazdığım bazı noktaları üzerine çize çize tekrar anlatayım. Mesele sadece Siyonistler değil. Almanlar, Fransızlar veya diğer pek çok ülke PKK, FETÖ gibi terör örgütlerine destek veriyor mu? Veriyor. Veya şu soruyu soralım. Başımıza bir şey gelse Alman, Fransız, Japon vb bize yardım edecek mi? Hayır. O zaman neden yabancı mal alıyoruz? Yani Siyonist markaları almayacağız ama yabancı malları da almayalım. Mümkün mertebe yerli ve milli malları alalım. Türkiye’de üretilmiş, sahibi Türk olan malları tercih edelim.

Şimdi yazımızın esas konusuna gelelim. 2023 Ekim verilerine göre Türkiye’de otomobil sayısı 15 milyonu geçmiş. Kastamonu’da otomobil sayısı ise 68,902 olmuş. Oysa Türkiye’de otomobil sayısı 2000 yılında sadece 4 milyon küsür idi. Nüfusu dikkate alırsak nüfusun sadece %6’sı otomobil sahibi imiş. 23 senede aşağı yukarı otomobil sayısında 4 kata yakın, kişi başına düşen otomobil sayısında 3 kata yakın bir artış olmuş. Bu iyi haber ama daha da iyi haber geliyor. Bu eğilim devam edecek. Nüfusumuz 85 milyon ve otomobil sayımız 15 milyon. Yani aşağı yukarı nüfusun %18’i otomobil sahibi. Avrupa’da ise nüfusun %50’si civarı otomobil sahibi. Avrupa Birliği ortalaması %56. Biz Avrupa’yı geriden takip ettiğimize göre bizim de gideceğimiz yer orası… Uluslararası kuruluşlar 2040 yılında Avrupa Birliği’nde nüfusun %61’inin; Türkiye’de ise %45’inin otomobil sahibi olacağını tahmin ediyor. Dikkat edin, Türkiye’de otomobilleşme oranının daha yüksek artış göstereceği tahmin ediliyor.

Kuşkusuz bu iyi bir haber. Artık herkes rahatlıkla otomobiline binip Kastamonu’dan Ankara’ya veya başka illere gidebilecek. Ama her gelişmenin iyi olduğu kadar kötü yanı da var. Türkiye’de otomobil sahibi olma oranı Avrupa’dan çok daha hızlı artacaksa otoyol yapımı da aynı hızla artmalı. Yurtdışında “neden bu kadar çok altyapı yatırımları yapılıyor?, her yer beton oldu. Yollar müteahhitlere peşkeş çekiliyor.” tarzında gerici cümleler duyamazsınız. Türkiye’de ise bunu epeyce kişiden duyuyoruz. Gerçekten aşırı fazla otoyol mu yaptık? Bunun için bazı ülkelerdeki otoyol uzunluklarına bakalım. Bu tablo aslında durumun tam tersi olduğunu gösteriyor.

Ülke

 Otoyol (km)

İspanya

15,585

Almanya

13,341

Fransa

11,671

İtalya

6943

İngiltere

3838

Portekiz

3065

Türkiye

2842

Hollanda

2756

Tablonun altında yüzölçümü olarak daha küçük ülkeler var. Birincisi; Türkiye yüzölçümü olarak tablodaki tüm ülkelerden daha büyük. Yüzölçümü olarak Türkiye’ye biraz yakın olan İspanya, Almanya ve Fransa’da otoyol uzunlukları Türkiye’nin 3 ile 5 katı kadar fazla. İkincisi; Türkiye Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin geçiş noktası ama bu ülkelerden hiçbiri bu özelliğe sahip değil. Ayrıca Türkiye, Avrupa’nın en fazla ihracat ithalat yapan 7-8 ülkesinden biri. İstanbul yoluna çıkın, zırt pırt karşınıza tır veya kamyon çıkar. Yani bu kadar çok tır ve kamyonun yolda olduğu ülkenin doğal olarak daha uzun karayoluna ihtiyaç var. Üçüncüsünü az önce yazmıştık. Türkiye’de otomobil sayısı, Avrupa’dan daha hızlı artacak. Bu üç nedenden dolayı otoyol yapımı hızlanmalı. Hızlanmazsa ne olur? Trafik sıkışır. Bir yerden bir yere daha önce 1 saatte gidiyorsanız otomobil sayısı artınca iki saatte gitmeye başlarsınız. Ancak bazı yerlerde yeni yol açmak zor ve pahalı. Örneğin; Kastamonu dereboyunda yol tıkanıyor, yeni yol nasıl açacaksınız? Çok zor… Tabloya tekrar bakın, Konya kadar yüzölçümüne sahip Hollanda ve Portekiz gibi ülkeler aşağı yukarı Türkiye kadar otoyol uzunluğuna sahip. Bu aslında Türkiye’de otoyol uzunluğunun olması gerekenden çok daha az olduğunu gösteriyor. Türkiye aslında otoyol uzunluğunu 20,000 km ve daha ötesine taşımalıdır.

Birinci kötü haber yeni otoyol yapımlarının mecburi olmasıydı. İkincisi de bununla bağlantılı. Yeni otopark alanlarının açılması gerekli. 12 sene önce otomobili Kastamonu Merkeze istediğiniz yerde park edebiliyordunuz. Otomobil sayısı arttıkça önce belediye otopark parası toplamaya başladı. Otomobil sayısı artmaya devam edince de otopark yasaklandı. Şimdi özel otoparklara bayağı iyi para ödüyoruz. Büyük şehirlerde otopark ücretleri daha da uçuk… Otomobil sayısı arttıkça bu otopark ihtiyacı daha da artacak. Gerek otoyol gerekse otopark yapımları da önemli maliyetler gerektiriyor. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için bu maliyetleri karşılamak kolay değil. Bu durumda Yap-İşlet-Devret usulü finansmanlar Türkiye için kurtarıcı olabilir.

Türkiye’de otomobil talebinin Avrupa’ya göre daha hızlı artacak olmasının iyi yanı nedir? Türkiye’nin otomotiv endüstrisi ve teknoloji altyapısı gelişiyor. Kendi markamız TOGG’u piyasaya sürdük. Çinli otomobil üreticisi Skywell, Türkiye’de üretim tesisi açma kararı verdi ve çalışmalara başladı. Elon Musk’ın ise Türkiye’de Tesla üretimi için karar vermesinin eli kulağında. Çoğunluk bilmiyor ama Türkiye’nin ihracat şampiyonu otomotiv endüstrisi. Yani fındık, ceviz, şeftali falan değil. Türkiye, Avrupa’nın en büyük otobüs üreticisi ve en büyük otomobil üreticilerinden biri… Türkiye’de otomotiv endüstrisinin gelişmesinin nedenlerinden biri de artan iç talep. Ayrıca Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya da üretimini ucuz ve kısa yoldan nakledebilme avantajına sahiptir. Bu iki neden Türkiye’ye otomotiv endüstrisi yatırımları artıyor.

Sözün özü şu. Eğer karayolları ve otopark inşaatlerini hızlandırmazsak bugün bile karşılaştığımız trafik sıkışıklığı, otomobili park edememek gibi sorunların giderek ağırlaştığına şahit olacağız. Bugün bir saatte gittiğimiz yere iki saatte gideceğiz. Otopark yeri aramak için 10 dakika harcıyorsak yarım saat harcayacağız.

Prof. Dr. Serkan DİLEK

Kastamonu Üniversitesi