mehmetakif

Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.

Değerli okurlarım,

Bu yazımızda, Mehmet Âkif Bey’in Kastamonu Nasrullah Kürsüsünde verdiği vaazın yıldönümü anısına, sizleri onunla buluşturmak istiyorum. 

Değerli okurlarım,

Mehmet Âkif’in Milli Mücadele’de halkı birliğe davet ve direnmeye teşvik maksadıyla yaptığı vaaz ve konuşmaları, I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti’nin aleyhinde neticelenmesi ile başlatılan Millî Mücadele hareketine fiilen katılma kararı aldığı Balıkesir’de 1920 Şubat ayında Zağanos Paşa Camii’nde başlamıştır. Balıkesir’den İstanbul’a dönen Akif işgal altında İstanbul’da faydalı olamayacağına kanaat getirerek 24 Nisan 1920’de Ankara’ya geçmiştir. Bu şehirdeki ilk vaazını Hacı Bayram Camii’nde gerçekleştirdi ki bu vaazı Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye’deki görevinden azledilmesine sebep olmuştur. Sonrasında bu vaazlarını Eskişehir, Burdur, Sandıklı, Dinar, Afyon, Antalya, Konya gibi şehirlerde sürdürmüştür.  Diğer bazı mebuslarla beraber cephelerde askerlere hitaben Millî Mücadele’yi teşvik eden konuşma ve vaazlar da gerçekleştirmiştir. Bunların en önemlisi meclis kararıyla gittiği Kastamonu’da Nasrullah Camii’ndeki ünlü vaazıdır.

21 Teşrinievvel (Ekim) 1336/1920 tarihli Açıksöz gazetesi ikinci sayfasında “Mehmet Akif Bey Şehrimizde” başlığı ile verilen haberde “Büyük İslam şairi edib-i azam Mehmet Akif Beyefendi iki gün evvel şehrimize gelmiştir. Sebilürreşad’daki yazıları ve birçok asarı bergüzidesiyle (seçkin eserleriyle) İslamlık âleminin (İslam dünyasının) yegâne şairi tanınan (olarak bilinen) Akif Beyefendiye gazetemiz namına (adına) hoş âmedî eyleriz (hoş geldiniz deriz).” cümleleri yer almaktadır. Bu haberden de anlaşılacağı üzere Mehmet Akif’in Kastamonu’ya geliş tarihi 19 Teşrinievvel (Ekim) 1336/1920 tarihidir.

27 Kanunievvel (Aralık)  1336/1920 tarihli Açıksöz gazetesi ikinci sayfasında “Sebilürreşad Ankara’ya Gitti” başlıklı haberde “Üç nüshasını şehrimizde çıkardıktan sonra Sebilürreşad ceride-i İslamiyesi heyet-i tahririyesi Ankara’da neşriyatına devam etmek üzere bu Cuma günü şehrimizden müfarakat eylemişlerdir (ayrılmışlardır). Üstad-ı fazilet Mehmet Akif Beyefendinin sevimli ve zevk âlûd (keyifli) yazılarını âlem-i İslam’ın her bucağından gelen mektuplarla ahval-i İslam’ı olanca üryanlığıyla (çıplaklığıyla) bize bildirecek olan bu muhterem risalenin (derginin) Ankara’da neşriyatına yakın bir zamanda ibtidayla (başlamakla) karilerini (okurlarını) tenvir u tenşît (aydınlatma ve ferahlatma) hususundaki vazifesini ifaya başlamasını sabırsızlıkla intizar ve temenni eyleriz.” Gazetede ifade edildiği üzere haberin neşrinden üç gün önce yani Cuma günü olan 24 Kanunievvel (Aralık)  1336/1920’de Mehmet Akif Bey Kastamonu’dan ayrılmışlardır.

Açıksöz Gazetesi’nin 5 Teşrinisani (Kasım) 1336/1920 tarihli 92. sayısında yer alan “Nasrullah Kürsüsünde” başlıklı haberde “Yarın Cuma namazından evvel Sebîlürreşâd başmuharriri Mehmet Akif Beyefendi tarafından Nasrullah Camii Şerifinde bir mev’iza irad buyurulacaktır.” cümleleri ile bir haber yer alır. TTK tarih çevirme kılavuzuna göre gazetenin yayınlandığı bu tarih Cuma günüdür. Oysaki Açıksöz Gazetesi Pazartesi ve Perşembe günleri çıkmaktadır. Gazetenin önceki ve sonraki haftalardaki basımları kontrol edildiğinde de bu açıkça ortadadır. Dolayısıyla Mehmet Akif’in vaaz haberi Açıksöz Gazetesi’nin 4 Teşrinisani 1336 tarihli 92. sayısında (Perşembe günü) çıkmış, vaaz ise 5 Teşrinisani 1336 Cuma günü yapılmış olmalıdır.

Değerli okurlarım,

Mehmet Akif Bey’in Nasrullah kürsüsünden verdiği vaazın içeriği Sevr anlaşmasının imzalanması karşısında bir tepkidir ve milleti içinde bulunduğu durum hakkında bilinçlendirmek için yapılmıştır.

Mehmet Akif sadece Nasrullah kürsüsünde vaaz etmemiş çeşitli ilçelerde de milleti bilinçlendirmek için vaaz ve konuşmalar yapmıştır. Akif’in bu vaazları daha sonra Sebîlürreşâd dergisinde yayınlanmıştır. Nasrullah Camii vaazı “Nasrullah Kürsüsünde” başlığı ve “Üstad-ı Muhterem Mehmet Akif Beyefendi’nin Kastamonu’da Nasrullah Camii Şerifinde irat buyurdukları mev’izaların hülasasıdır” alt başlığı ile derginin Kastamonu’da neşredilen 25 Teşrinisani (Kasım) 1336/1920 tarihli 464. sayısında yer almıştır.

Değerli okurlarım,

Diğer vaaz ve konuşmalarının dergide yer alış biçimi şu şekildedir. “Müslümanların Terakkileri İslam’a Sarılmalarına Bağlıdır” başlığı ile 03 Kânunuevvel (Aralık) 1336/1920 tarihli 465. sayıda, “Tam Müslüman Olmadıkça Felah Yoktur” başlığı ile 13 Kânunuevvel (Aralık) 1336/1920 tarihli 466. sayıda yer almıştır. Her iki konuşmanın alt başlığında “Üstad-ı Muhterem Mehmet Akif Beyefendi’nin Kastamonu kazalarında irat buyurdukları mev’izaların hülasasıdır” ifadesi yer almaktadır. Bu iki konuşmanın, yukarıda da bahsedilen, diğer ilçelerde yapılan vaaz ve konuşmalar olduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir konuşması ise “Ye’se Düşenler Müslüman Değildir” başlığı ve “Üstad-ı Muhterem Mehmet Akif Beyefendi tarafından Kastamonu havalisinde irat olunan mev’izaların hülasasıdır” alt başlığı ile 3 Şubat 1337/1921 derginin Ankara’da neşredilen 467. sayısında neşredilmiştir. Bu vaaz/konuşmanın da ilçelerdeki vaazları haricinde çeşitli vesilelerle aynı amaca matuf olarak yaptığı konuşmalar olduğu anlaşılmaktadır. Derginin 464-466. sayıları (25 Teşrinisani [Kasım] 1336/1920, 03 ve 13 Kânunuevvel [Aralık] 1336/1920) Kastamonu’da, 467. sayısı (3 Şubat 1337/1921) Ankara’da neşredilmiştir.

Mehmet Akif’in Kastamonu Nasrullah Camii’nde Sevr Antlaşması’nın nasıl bir felâket olduğunu anlatan vaazının yer aldığı 464. sayı vali, mutasarrıf ve müftülere gönderilmiştir. Vaaz metni oralarda hutbelerde okunduğu gibi matbaa veya teksir yoluyla on binlerce çoğaltılıp diğer vilâyet ve mutasarrıflıklara, bütün cephelere dağıtılmıştır.

Mehmet Akif Bey bu konuşmalarında/vaazlarında Kur’ân’dan çeşitli ayetleri, içinde bulunduğu günün şartları çerçevesinde yorumlamış ve vaazlarında yer vermiştir. Mehmet Akif Bey bu ayetlerden hareketle, muhataplarını savaş şartları içerinde birlik beraberlik, düşmana karşı koyma gibi hususlarda yönlendirirmiştir.

Değerli okurlarım,

İstiklal harbi yıllarında memleketin içinde bulunduğu şartlarla birlikte değerlendirildiğinde önemi daha da iyi anlaşılacak olan Mehmet Akif Bey’in Nasrullah kürsüsünden yapmış olduğu vaaz, tamamen ayetler ve bu ayetlerin yorumu üzerine kuruludur. Mehmet Akif’in ayetleri yorumlarken atıf yaptığı diğer ayetler ile birlikte değerlendirecek olursak onun derin bir Kur’an vukufiyetine sahip olduğu hemen anlaşılmaktadır.

Vaazın başında Âl-i İmrân 3/118. ayete yer vermesi ve bu ayeti ayrıntılı olarak tefsir etmesinden hareketle vaaz metninde çoğunlukla Âl-i İmrân 3/118. ayetin yorumu yapılmıştır, diyebiliriz. Vaazın içeriği belki başka bir yazının konusu olacak kadar geniş bir mevzudur.  

(Kaynaklar için bkz. Baltacı, B., “Mehmet Akif'in Kur'an Yorumuna Bir Katkı -Nasrullah Kürsüsündeki Vaazında Atıf Yaptığı Ayetler-”, Fikirleri ve Mücadelesiyle Mehmet Akif Ersoy, Grafiker Yay., ss. 403-416, Ankara 2022.)

Doğru Bilinen Yanlışlarımız

Sosyal medyada çokça ve sıkça yer almasına rağmen, “Mehmet Akif Bey İstiklal Marşını ilk defa Kastamonu Nasrullah Kürsüsünde okumamıştır.”

İstiklal Marşımız Ankara dışında Anadolu’da ilk defa Kastamonu Açıksöz Gazetesinde neşredilmiştir. 

Bir Soru

Mehmet Akif Bey’in Nasrullah kürsüsünden yaptığı vaazın hatırası her yıl bu kürsüde yâd edilebilir mi?

Elbette. Basılı ve sosyal medyada bu vaazın anılması için pek çok görüş ileri sürüldüğünü görüyoruz. COVID-19 salgını öncesindeki yıllarda, Mehmet Akif Bey’in Nasrullah kürsüsünden yaptığı vaazın yıldönümüne tekabül eden haftalarda, yine Nasrullah kürsüsünde, (aynısını değil ama) bu vaazın içeriğini duyuran vaazlar yapmak bu satırların yazarına nasip olmuştu. İki sene devam etti. Salgında unutuldu.

Bu etkinlik Kasım ayının ilk haftalarında tekrarlanmalı, Türkiye’ye ve dünyaya da duyurulmalıdır.

Ne Zaman Düzelü?

Mehmet Akifleri anmanın yanında, onları anlamaya başladığımız zaman.

Sağlıcakla kalın.