Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.
Değerli okurlarım,
Uzun sayılabilecek bir aradan sonra bizi yeniden sizlerle buluşturan Kastamonu İstiklal Gazetesi yetkililerine teşekkür ediyorum.
Büyüklerimiz hastaneler için “Allah düşürmesin, eksikliğini de göstermesin” derlerdi. Gerçekten de bu cümleyi haklı çıkaracak olaylar yaşadık son zamanlarda. Sizden uzun süre ayrı kalmama sebep olan pek çok olaydan bir tanesi de bu idi. Hem bu vesileyle sizlerle yeniden buluşmak hem de yaşadığım olay üzerinden Kastamonu’muzda eksikliği görülen bir hususu gündeme getirmek istiyorum.
Ne Yaşadık
Değerli okurlarım,
İlk ve ortaöğretim okullarının açılmasından önceki cumartesi akşamı evimizde her evde olduğu gibi okul için son hazırlıklar yapılmaktaydı. Bu ortamda kızımızın ayaklarına sıcak su torbası patlaması sonucu bir ev kazası yaşandı. Başından geçenler çok iyi bilecektir ki sıcak su döküldüğü zaman ev halkı ciddi bir panik ve ağır bir travma yaşamaktadır. Biz de benzer hususları yaşadık. Kendimizce soğuk su uygulaması ve benzeri ilk müdahaleleri yaptıktan sonra acele ile Özel Nefes Hastanesi acil servisine ulaştık. Acil doktorumuza müteşekkiriz. O da elinden geldiğince ilk müdahalede bulundu ve yanık servisi bulunma ihtimalini düşünerek Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine bizi yönlendirdi.
Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde bulunan doktorlarımıza ve görevlilerimize de teşekkür ediyoruz. Onlar da elinden geleni yaptılar. Müteşekkiriz. Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, yanıkla ilgili bir ünite bulunmadığı için Pazartesi günü ilgili bir servise yönlendirilerek evimize gönderildik. Gece geç saatler olmasına rağmen çevre illerde yanık ünitesi olup olmadığını internetten de yararlanarak bulmaya çalıştık. Bu arada acil servisten ayrılmış olmamıza rağmen eve de dönmemiş, arabamızın içinde idik. Böyle bir ünite bulsak hemen oraya ulaşmaya çalışacaktık. Lakin aradığımız telefon numaraları bize böyle bir servisin olmadığını mesai saatleri içerisinde gelmemizi söylediler. Mecburen eve döndük ve o ilk müdahalenin biraz da olsa rahatlığıyla sabaha kadar bekledik. Tabii kızımız bu arada ciddi sıkıntılar yaşamış oldu.
Ertesi gün (Pazar günü) yanık yaralarına tekrar baktığımda yaraların anormal olduğunu ve bu şekilde beklemenin imkânı bulunmadığını anlamış olduk. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesini tekrar aradık. Ulaştığımız kişiler bizi acil servise yönlendirdiler. Acil serviste adını öğrenemediğim bir hemşire hanım -ki kendisine sonsuz müteşekkirim ve o gün bugündür duacıyım- bizim adımıza ilgili doktoru aramak suretiyle bize geri dönüş sağladı. Böyle zamanlarda elinizde hiçbir imkân yok iken size ulaşan bir telefon numarasının ne kadar değerli olduğunu kelimelerle anlatamam.
Bu hemşire hanım yetkili doktora ulaşmış. Doktor da il dışına çıkacağından dolayı “bir saat içinde gelirlerse bekleyeyim” şeklinde görüş bildirmiş. Hiç beklemeksizin özel araçla Karabük'e yola çıktık. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine ulaştık. Doktorumuz Dr. Öğr. Üyesi Gözde ŞAKÜL BABAEV hocamız acile geldiler. Yanığın birinci derece hafif yanıkların bir üstü olan ikinci derece bir yanık olduğunu, hastanın hastaneye alınması gerektiğini, bu şekilde tedavi edileceğini söylediler. Bizler de ne gerekiyorsa o şekilde yapılmasını, kendilerinin önerilerine harfiyen uyacağımızı belirttik. Bu şekilde başlayan süreç, hastanede yatış süreci olarak dokuz gün devam etti.
Bu süre içerisinde hemşire hanımlardan, yanık ünitesi memur ve personelinden, doktorumuzdan azami ilgi gördük. Kendilerine müteşekkiriz. Allah razı olsun. Müsaadenizle isimlerini anmak istiyorum. Bizler olumsuz bir hadiseyi eleştiren ama güzel şeylerde insanlara teşekkür etmeyi ihmal eden bir millete dönüşüyoruz. Bunun aksinin yaygınlaşması lazım.
Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Ünitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Hocası Doktor Öğretim Üyesi Gözde ŞAKÜL BABAEV’e ve ünitenin aşağıda alfabetik olarak isimlerini andığın hemşire ve personeline gönülden teşekkür ediyoruz. İsmini bilmediğin veya sehven yazamadığım varsa affetsinler.
Durdu KURT
Elif ÖZER
Hayriye KALAY
Kezban ARSLAN
Mercan KARATEKİN
Necla YILMAZ
Özgür KÜÇÜKNANE
Zeliha TOPKAYA
Zeynep MADAK
(Çok değerli emeklerini sıralama imkânımız olmadığı için isim listesi alfabetiktir.)
Ayrıca Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanık ünitesini tefriş ederek oluşmasına vesile olan -isimlerini şu anda hatırlayamadığım- demir çelik alanındaki firmalara da gönülden teşekkürler.
Karabük Eğitim Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğümüz zaman dilimi ve sonrasında şifa dileklerini ileten bütün akraba ve tanıdıklarıma teşekkür ediyorum. Çiçek göndererek kızımızı sevindiren Hüma Hatun Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ailesine ve Yeğenim Nurhibe Büşra ER’e; hafta sonunu bizlere ayırarak Ankara’dan gelip hastanede kızımıza refakat etmek suretiyle bizleri bedenen dinlendiren kardeşim Nurhan ER’e teşekkür ederim. Bu süreçte manevi desteklerini esirgemeyen Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi hemşerimiz Doç. Dr. Şükrü MADEN Hocamıza ve ailesine de müteşekkir olduğumuzu belirtmek isterim. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Kastamonu’muzda Durum
Değerli okurlarım,
Bu vesile ile şehrimizde Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde eksikliği bulunan bazı üniteler olduğunu yerel basından öğrendik. 18 Eylül 2024 tarihli yerel gazete haberlerinde Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine iki yeni ünitenin daha açılacağı haberini aldık, çok memnun olduk. Haberde şu ifadeler yer alıyordu: “Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Girişimsel Radyoloji ve 2. Anjiyo Üniteleri açılacak. Ünitelerin açılışı 20 Eylül Cuma günü saat 15:00’da Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gerçekleştirilecek.”
Bu yeni ünitelerin hastanemize açılmasında emeği geçenlere teşekkür ederiz. Yukarıda anlatarak vaktinizi aldığım yaşadığımız sıkıntılı süreç içerisinde Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir yanık ünitesinin olmayışının sıkıntısını yaşadık. Komşumuz Karabük ilinde böyle bir ünitenin olması imdadımıza yetişti. Lakin şehrimizde de böyle bir ünitenin olması gerekliliğini yaşayarak öğrenmiş olduk.
Değerli okurlarım,
Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kızımın tedavisi için bulunduğumuz süreçte öğrendiğimiz kadarıyla, böyle durumlarda insanımız hastaneye geç geliyor ve yanıkların iyileşme süreci uzun zaman alıyor. -Allah kimseye yaşatmasın, evlerden uzak olsun- lakin başta dediğimiz gibi, eksikliğini de göstermesin diyeceğimiz kurumlara, yapılara, ünitelere ihtiyacımız var. Çevremizde böyle bir hadise yaşarsak veya yaşayan birisini görürsek, tedavi edilemez ise; acilen gece, gündüz, hafta sonu, hafta içi demeden Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine yönlendirmenizi tavsiye ederim. Orada bir yanık ünitesi var. Bu bilgiye sahip olmayan hastalarımızın, bu servise geç ulaşmalarının süreci olumsuz etkileyen sonuçlar doğurduğunu öğrendik.
Komşuda böyle bir ünite var, gerekli, bilmemiz gereken bir husus. Lakin memleketimizde de bizim yaşadığımız gibi olayları yaşayan insanımız için böyle bir ünitenin lüzumunu hissetmiş olduk. Bu çok gerekli ve elzem bir husus olduğu kanaatini taşıdığım için sizlerle paylaşıyorum. Yetkililerin, ilgililerin bu köşede yazılan yazıyı görerek/duyarak harekete geçmelerini talep ediyorum. Yetkilileri harekete geçirecek, yönetimsel ve siyasal iradeyi de bu ünitenin açılması için ilgilileri teşvik etmeye davet ediyorum. Karabük Eğitim Araştırma Hastanesine bu üniteyi kazandıran sivil toplum kuruluşları gibi bizim de sivil toplum kuruluşlarımızın bu gibi hayırlı işlere önayak olmalarını istirham ediyorum, gönülden temenni ediyorum. Böyle bir hayırlı işi yapmak, yapılmasına vesile olmak, katkı vermek geleneğimizde “sadakayı cariye” olarak adlandırılan bir hayır müessesesidir. Ünite veya bölüm ayakta durduğu sürece yapanın ve vesile olanın amel defterine sevap kaydedilmesine vesile olur. İnsanoğlu öldükten sonra amel defterinin kapanmayacağı çeşitli işler vardır. Bunlardan bir tanesi de bu gibi sadakayı cariye denilen hayır işlerini yapmak veya yapılmasına vesile olmaktır. Bizler hayır işi denildiği zaman cami, okul gibi kurumları anlıyoruz. Elbette bunlar da var ve önemlidir ama bir hastanede gerekli olan yanık ünitesi gibi bir bölümün açılmasına vesile olmak veya katkı vermek de bir sadakayı cariyedir. Acizane bu satırların yazarı, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine bu üniteyi kazandıranlara ve personeline hayatta olduğum sürece duacıyım. Her fırsatta “Allah razı olsun” diyeceğim. Malumunuz olduğu üzere “iyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir” demişler. Yani Allah zaten biliyor. Yeter ki iyilik yap, hayır yap, güzel işler işle, amel-i salih gerçekleştir,” demektir bu sözün anlamı.
Değerli okurlarım,
Sözü fazla uzattığımın farkındayım. Gerçekten büyük bir boşluk olduğunu yaşayarak öğrendiğim yanık ünitesinin Kastamonu için gerekli olduğunu bu köşeden duyurmak istedim. “Allah düşürmesin ama eksikliğini de göstermesin” sözü çerçevesinde var olması gerektiğini hatırlatmak istedim. Zaten sıkıntılı olan travmatik bir süreci bir de başka şehirlerde, başkaca zorluklar eklenerek insanımızın bu yüzyılda yaşamaması gerektiğini düşünüyorum. İnşallah en kısa zamanda şehrimiz de bu üniteye kavuşur.
Sağlıcakla kalın.