“Arkeoloji deryası Kızılören’de kalker ocağı açılır mı!” başlığı ile yazmıştım geçtiğimiz günlerde, öncesinde de Kızılören’in sosyolojisini ve tarihini kısadan malumat verdiğim bir yazım daha vardı, “kalker ocağı açılacak son köy var ise orasıdır” demeye getirmiştim…

Akıl ve izan kaldırmayacak bir iş.

O kadar akıl ve izan dışı ki…

Tarih, sosyoloji ve ekonomiye dair “olmazları” olan proje için “ÇED gerekli değildir” raporu çıkarttıracak kadar.

Geçtim yukarıdaki cümle dayanakların göz ardı edilmesini…

“Günah”. 

Kamudan tek cevap gelmedi yazılarıma…

Her atı alan Üsküdar’ı geçer mi?

Kastamonu’daki “tarım ve orman”, “çevre, şehircilik ve iklim”, “kültür ve turizm” müdürlükleri ne iş yapar?..

Yukarıdan gelen evrakları emredildiği haliyle mühür mü basar emme basma tulumba misali?

E tabii “meslek odaları” ve “sivil toplum örgütleri” de arızalı…

Kırsalın hakkını, hukukunu, yaşam mücadelesini kim savunacak?

Kamu savunmaz…

Sivil savunmaz.

(Kalker ocağı açılacak alanda iki köy var…

“Kızılören” ve “Kayabaşı”.

Nüfus azdır çoktur…

Ata toprağı nihayetinde.

Kalker ocağı direksiyonunda “DSİ” var…

“Tarım ve Orman Bakanlığı” nihayetinde.

İddia odur ki “32 futbol sahası” ebadında olacak kalker ocağı...

Yılda “15 bin” küsur delik açılacak “güm, güm, güm”.

“Kızılören” ve “Kayabaşı” köyleri, eski ismiyle “Kızılviran”, neden kalker ocağına ev sahipliği yapamaz?..

“Arkeoloji deryası” da ondan.

Bu iki köyün havalisinde olduğu “Araç” 12 bin sene evvelden yerleşime dair ses veriyor…

Kayabaşı’nda “höyük” var, “Neolitik-Hellenistik-Roma” seyri mevcut, Kızılören’de “Nekropol” caba.

Kaya mezarları ilaveten…

Daha ne olsun?

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı Kızılören havalisinde açılması planlanan kalker ocağına “ÇED gerekli değildir” raporu verdi…

Sözün bittiği yer.)

(Kızılören ve Kayabaşı köylerindeki yurttaşlar…

Projeye itiraz ediyor.

İki köyün muhtarları itiraz dilekçelerini sundu…

“Çevre, Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü”, “Tarım ve Orman İl Müdürlüğü”, “Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü”.

İtiraz eden yurttaşların isim ve imzaları da ekte sunuldu…

Vatandaş istemiyor kalker ocağı anla.

“Tarım, hayvancılık ve ormancılık” ile geçindiklerini ifade ediyorlar…

Göç mü etsinler?

Halka rağmen yürütülecek mi bu proje?..

Vatandaşın ocağı ve tarihin deryası kurutulacak mı?

Göreceğiz…

Halkın sözü ne kadar muteber?)

(“Mühendis kafası”…

Toplumsal örgüden kopuk kaldığında ortaya böylesi “trajikomedi” çıkıyor işte.

Bastığı yere bakmıyor…

Kalker mi kalker.)