1913 sonbaharında Balkan Savaşı gazileri Anadolu’ya geri dönüşe başladı, merkez karargahlarına dönüyorlardı, 14’üncü Tümen Yanya’dan yola çıktı…

Arnavutluk’tan Kastamonu’ya.

Kastamonu vilayetine alay alay yerleşti 14’üncü Tümen…

40’ıncı Alay “Kastamonu Merkez”, 41’inci Alay “Sinop”, 42’inci Alay “Safranbolu”, 14’üncü Sahra Topçu Alayı “Çankırı”.

Çok geçmedi…

1914’de “Birinci Paylaşım Savaşı” patladı.

14’üncü Tümen’e yeniden yol gözüktü…

Alaylarda Bin 250’şer mevcut hazır hale getirildi.

Erkanıharp Miralayı Ali Bey komutasında yola çıktı Kastamonu vilayetinden 14’üncü Tümen…

İstikamet İstanbul.

Dört bir yönde kahramanca savaştı 14’üncü Tümen…

“Çanakkale, Kafkasya, Irak”.

Şehit düşe düşe, esir düşe düşe, gazi ola ola…

Cephe cephe savaştı.

40’ıncı Alay…

Tamamen Kastamonu Merkez ilçedeki gençlerden oluşuyordu.

Çanakkale’de savaştı, Kafkas cephesinde savaştı, Irak cephesinde savaştı…

Kaybolanlar ve esir düşenler oldu.

“Birinci Paylaşım Savaşı” bitti…

40’ıncı Alay’dan Kastamonu’ya iki elin parmaklarını bulmayan kahraman geri dönebildi.

40’ıncı Alay Kastamonu’nun gözbebeğiydi…

Evlatlarıydı halkın.

İstiklal Savaşı başladı…

Kastamonu’nun safı “Kuvayi Milliye” oldu.

Üsteğmen Şevket Bey’e selam olsun…

Kastamonu’nun safını istiklalden yana koymasının fitilini yakarak tarihin seyrini değiştirenler arasında yer aldı.

Kaymakam Cemal Bey 40’ıncı Alayı yeni baştan kurmanın peşine düştü…

Göl nahiyesinde yeni baştan kuruldu 40’ıncı Alay.

Kastamonu’dan Ankara’ya giden kahraman 58’inci Alay’ın mirası yetti 40’ıncı Alay’ı kurmak için…

Bir bölük tabur tabur alay oldu.

1’inci Tabur “Kastamonu Kışlası”, 2’nci Tabur “Sinop”, “3’üncü Tabur “İnebolu”…

“Garp Cephesi” yolu gözüktü.

1920 Aralık…

İnebolu ve Sinop’taki taburlar Kastamonu Merkez’e geldiler ve 40’ıncı Alay toplandı, Kastamonu Kışlası’ndan Hazreti Pir’e yüründü, merasim yapıldı.

Kastamonu Havalisi Komutanı Muhittin Paşa kalpleri titreten bir konuşma yaptı…

Dua edildi.

Kastamonu halkı kahraman 40’ıncı Alay’ını yine cepheye gönderiyordu…

Hazreti Pir’den Olukbaşı’na kadar halk, ordusu ile birlikte yürüdü, bando Sultan Üçüncü Selim’in bestelediği “Ey Gaziler Yol Göründü” şarkısını çaldı.

“Ey gaziler yol göründü

Yine garip serime

Dağlar taşlar dayanamaz

Benim ah u zârıma.

Dün gece yâr hanesinde

Yastıcağım taş idi

Altım toprak; üstüm yaprak

Yine gönlüm hoş idi.”

Kahraman 40’ıncı Alay Garp Cephesi’ne yolcu edildi…

İstiklal Savaşı’nda cephe cephe yine bayraklaştı.

Not: Nurettin Peker “İstiklal Savaşı” kitabında o kadar güzel anlatıyor ki 40’ıncı Alayı…

“Kastamonu’nun Alayı”.

Kastamonulular cephe cephe canlarını verdiler vatan savunmasında…

Evlerinden kilometrelerce uzakta.

Hiç duymadıkları coğrafyalarda…

Dilini bilmedikleri envai düşmana karşı durdular.

Bu yazıları “edebiyat” olsun diye yazmıyorum…

“Ebediyet” olsun umuduyla yazıyorum.

Cennet mekan Nurettin Peker’in kitabın önsözünde yazdığı misal…

“Tarihten ibret almadığımız için o bizden intikamını almış ve milletimizi İstiklal Savaşı gibi eşsiz bir boğuşmaya ve yeniden tarih yazmaya mecbur etmiştir.”