Bir yaz mevsiminde, kutlu bir Cuma günü

Sipahiler ile doldu kalenin önü...

Gaziler bayramı, şehitlerin düğünü...

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Deveci Sultanlar, kılıç – kalkan yaptılar;

Erenler duayla, Yaradan’ a taptılar;

Sipahiler cihad, aşk yoluna saptılar;

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Önde bir kumandan, Türkmenlerin lideri;

Adı Çoban Bey’ dir, cesurdur askerleri...

Ve ardında binler... Selçuk sipahileri...

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Bekle bizi Bizans, birazdan oradayız;

Biz  talana değil, cihada sevdadayız;

Ölsek te burada, kalsak ta buradayız;

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Haydi kösler vursun! Hücum borusu çalsın!

Tekbirler semaya, tekfur aklın alsın!

Şimdi meşakkat var, huzur cennete kalsın!

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Toy atlar kişnedi, oklar girdi sadağa;

Çoban Bey’ in emri, Türkler kalktı atağa;

Kılıçlar uçuştu, başlar düştü ayağa;

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Yapıştı bir kere Selçuklu sancağına;

Bir elinde sancak bir elinde kalkanına;

Mürebbi oğludur, Yunus derler adına...

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Sungur Bey kolladı, kalenin yamacında;

Musa ve Duran Bey korumak amacında;

Yunus’ un sol eli tek çatal kılıcında;

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Önce halatını burca doğru savurdu;

Sonra burca çıkıp sancağı yere vurdu.

Yunus halat kesip Türk erini coşturdu!

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Açılan kapıdan bir sel olup aktılar!

Kılıç gürz uçuştu, tekfur canı yaktılar!

Bu güzel şehiri, Türk’ ün yurdu yaptılar!

Kastamonu’ da bir destan yazılır bugün!

Onlar bizim için canlarını serdiler!

Ölüme koşarak kanlarını verdiler!

Vatan vatan deyip şehitliğe erdiler!

Kastamonu’ da bir destan yazıldı o gün!

Erdal Arslan