İnsanlar çevrelerine ve ülkelerine kattıklarıyla ölümsüzleşirler. Dünya’da var olduğumuz süreçte; tohumlar ekeriz hayata.
Aile, toplum, sosyal veya meslek yaşantımızda ektiğimiz tohumların yeşermesi, ağaç olması, bizden sonra da meyve vermeye devam etmesi arzusuyla…
Bir dakika sonra ne yaşayacağımızı bilemesek de, her zaman gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz hayallerimiz vardır. Bazen minicik, kimi zaman da kocaman umutlara yelken açarız.
Yarattığımız ya da katkı sunduğumuz değerlerle ancak devamlılığı sağlayabilir ve nesiller arası köprü kurabiliriz.
Topraktan, çiçekten, hüzünden, sevdadan doğup, yüreklerde çoğalan şiirler ve zaman zaman da dizelere eşlik eden ezgiler…
Bu topraklarda; Âşık Kemâli, Âşık Meydânı, Feyzi Berkıya, Kırnaoğlu, Âşık Zikrî, Çeşmi, LütfÎ, Ahmet Ziya, Mestî, Âşık Hasan, İhsan Ozanoğlu, Yorgansız Hakkı gibi ozanların yetişmiş olması da yörede köklü bir aşıklık ve müzik geleneği yaşandığını göstermektedir.
Koşma, divan, kalenderi, semai, müstezat, destan gibi nazım türlerine sazın eşlik etmesi, şiire ayrı bir hava kazandırmaktadır.
Kastamonu âşıklık geleneğinin önemli temsilcileri İhsan Ozanoğlu ve Yorgansız Hakkı Çavuş için anma programı düzenleneceği bilgisi ile mutlu oldum. Saat 11:00’de Duruçay Köyü’nde İhsan Ozanoğlu’nun kabrini ziyaret ve Kuran’ı Kerim Tilaveti ile başlayacak olan program, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde saat 14:00 ‘de panel ve müzik dinletisiyle devam edecek.
Halk kültürünün bir parçası, değer yargılarının, toplum yaşamının aynası halk ezgileri bizi güzelliğin ırmağında yıkarken, bu gün bir kez daha İhsan Ozanoğlu ve Yorgansız Hakkı Çavuş’u anacak ve anlamaya çalışacağız.
İhsan Ozanoğlu, Kütüphane Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda, eski yazı metinleri üzerindeki çalışmış, Kûfi, Farsça, İbranice ve Süryanice dersleri almış. Ozanoğlu, halkbilimi derlemeleriyle de Kastamonu kültür belleğine büyük katkı sunmuştur.
Edebiyatçı, din adamı, öğretmen, gazeteci olan İhsan Ozanoğlu, heybesinde biriktirdiği dizelerle günümüzde de, halkın gönül teline dokunarak, dinleyenlerin yüreklerine doğru yol almayı sürdürüyor.
Aşık Yorgansız Hakkı Çavuş, memleketinin derdini dert edinip, dermanını bulmak için çaba harcayan, hem aruz hem de hece ölçüsüyle şiirler söylemiş bir ozandır. Mustafa Nami Efendi tarafından iyi bir hattat olarak yetiştirilmiş olan Aşık Yorgansız, bir dönem Kastamonu Valiliğinde kâtiplik yapmış.
Müzik yönü kuvvetli olan aşığın kendisine özgü bir giyimi olduğu ifade ediliyor. Çok gezgin bir âşık olan Yorgansız, bektaşi ruhlu bir halk şairi olarak da bilinmektedir.
Bu değerli sanatçılarımız, damlanın üstüne damlalar biriktirip; eserler verdiler, dönemlerine ayna tuttular. Bizlere görkemli bir halk kültürü, edebiyat hazinesi sundular
Yaşamımız suya yazılan satırlar gibi olmamalı. Kağıda, taşa, kayaya en önemlisi de gönüllere silinmemek üzere yazılmalı…
Edebiyat bir anlatım biçimi, şiir yazan ise söz ustasıdır. Şairler, yaşadıkları süreçteki gözlemlerini, gönüllerine nakşolan duyguları aktarırlar. Ve öyle bir aktarırlar ki, nesilden nesile söylenir, halkın sesi, nefesi olur.
Mısralarla arası iyi olan Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Ozanları Anma Günü”nde yalnızca programda imzası olan bir Vali olarak değil aynı zamanda bir şair duyarlılığıyla yer alacaktır.
Yayınlanan şiirlerinde, hiçbir makam mevki kullanmadan sadece adı ve soyadının yer alması alçak gönüllü tavrını ortaya koyuyor. Bürokratik görevlerini yerine getirirken, manevi değerleri yüksek şiirlere de imza atan Vali Dallı’nın 2004 yılında Sorgun’da kaleme aldığı şiiri okuyalım:
ŞU AN
Hiç durmadan akıyor,
Bir nehir gibi zaman,
Canı tenden çekiyor,
Fasılasız, an be an.
Bırak haftayı, günü,
Zaman, an'dan ibaret;
Düşün de, aç gözünü,
An, ölüme işaret.
Sanma ki vakit erken,
Yol, daha da kısaldı;
Geçti gitti söylerken,
“Şu an”, mazide kaldı.
Şair yaratıcıdır, duygusaldır. İçsel ve naif bir açıdan bakar dünyaya. Hele ki bu dünyada söz konusu olan çocuğu ise…
Valimiz Meftun Dallı’nın, tüm anne babaların yüreğinden geçenlere tercüman olduğu “Çocuğum” adlı şiirini paylaşarak, veda etmek istiyorum:
ÇOCUĞUM
Neşe dolu yüreğin,
Bunalmasın çocuğum;
Mis kokulu gül tenin,
Hiç solmasın çocuğum.
Sıcacık sarılışın,
Derdim alır gülüşün,
Âlemde hiçbir işin,
Zor olmasın çocuğum
.
Cemresin düştün cana,
Lûtfusun Hakk’ın bana,
Kötülük asla sana,
Yol bulmasın çocuğum.
Sen yoksan ıssız evim,
Mahzun olur yüreğim,
Duâmdasın her dâim,
Var olasın çocuğum.