Türkiye ekonomisinin 2024 yılı sonunda muhtemel durumunu bu hafta konuşacağız. Ama önce Siyonist markalara yönelik boykotumuzu hatırlatalım. 31 Mayıs Cuma günü Kastamonu’da Terör devleti İsrail’e karşı bir yürüyüş düzenlendi. Kastamonu Üniversitesinde Yeniler öğrenci kulübü araştırmacı yazar Ayşe Müzeyyen Taşçı’nın konuşması sonrasında bir basın bildirisi okudu. Boykotumuzu hatırlattıktan sonra konumuza geçelim.
TUİK, 2024 yılı ilk çeyrek için büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ilk çeyrek %5,7 büyüme ile OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. İlk çeyrekte Türkiye %5,7 büyürken G.Kore %3,4; İspanya %2,4; Meksika %1,6; Portekiz %1,5 ve Belçika %1,3 büyüdü. Almanya, Japonya, Hollanda, İrlanda gibi ülkeler ise küçüldü. G20 ülkeleri arasında ise %7,8 büyüen Hindistan’ın ardından Türkiye geliyor. Son 30 yılda yüksek büyüme oranları ile dikkat çeken Çin %5,3 ile Türkiye’nin gerisinde kalmış durumda. Büyümede İnşaat, Bilgi ve iletişim, Sanayi sektörlerinin önemli payı var. IMF, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında %3,2; Dünya Bankası ise %3 büyüyeceğini tahmin ediyordu. Muhtemelen son yıllarda yaptıkları gibi yıl içinde birkaç kez Türkiye büyüme tahminlerini revize edecekler. Benim şahsi kanaatim Türkiye’nin 2024 yılında %4,2 büyüyeceği yönünde.
Yılın bundan sonraki bölümünde neler olacağını düşünelim. Türkiye %5,7 büyüme performansını diğer çeyreklerde tutturamayacaktır, ama IMF ve Dünya bankasının büyüme tahminlerine de düşmeyecektir. Türkiye enflasyonu dizginlemek amacıyla sıkı para ve maliye politikalarını izlemeye başladı. Kamu harcamaları iyice azalacak yani iç talep büyümeyi desteklemeyecek. Ancak işin bir de dış talep yönü var. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre ilk dört ayda Türkiye’nin mal ihracatı 257 milyar doları geçti. TİM’in hedefi yıl sonunda mal ihracatını 267 milyar dolar seviyesine çıkarmak. Hizmet ihracatını da 135 milyar dolar seviyesine çıkarmak hedefleniyor. Muhtemelen mal ihracatı 265 milyar doları çok rahat geçecek. Türkiye ihracatının artmasının kaynaklarını şu biçimde sıralayalım. Birincisi; Avrupa yavaş yavaş resesyondan çıkmaya başladı. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Avrupa’nın canlanması ihracatımızı artıracaktır. Üstelik Avrupa artık tedarikçi olarak belirlediği Çin’e fazla bağımlı kalmak istemiyor ve alternatif üretim merkezleri arayışı içerisinde. Burnunun dibinde olan Türkiye ise bu açıdan şanslı. İlk dört ayda Almanya ve İsrail’e olan ihracatımız azalmış ama Birleşik Krallık, ABD, İtalya, Hollanda, Polonya, Romanya, Belçika, Bulgaristan, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerine ihracatımız artmış durumda. İkincisi; Türkiye Afrika pazarına önem vermeye başladı. Son 20 yılda Afrika pazarında Çin’in Avrupa ülkelerini geçtiğini görüyoruz. Son birkaç yıldır BAE ve Türkiye’nin de Afrika pazarında atılım yaptığı görülüyor. 2024 ilk dört ayda Mısır, Fas, Cezayir, G.Afrika, Burkina Faso, Gana, Kenya, Moritanya gibi ülkelere ihracatımız artış göstermiş. Birkaç Afrika ülkesine (Libya, Nijerya, Senegal) ihracatımız azalmış olsa da Afrika kıtasındaki ülkelere olan toplam ihracatımız kayda değer biçimde artmış. Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya (Türki Cumhuriyetler) olan ihracatımızın da artacağını düşünüyorum. Sonuç olarak dış talebin ekonomik büyümeyi destekleyeceği görülüyor. Turizm sektöründe de ilk veriler olumlu geldi. 60 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri elde etmemiz kuvvetle muhtemel görülüyor. Nisan ayında takvim etkisiyle cari açık arttı ama Mayıs’tan sonra tekrar düşmeye başlayacak.
Cari açık derken bir veri paylaşalım. 2022 yılı ilk dört ayda Türkiye’nin mineral yakıt kaleminden yaptığı ithalat 32,7 milyar dolarken 2023 yılında bu rakam 26,2 milyar dolara ve 2024 yılında 22,9 milyar dolara kadar inmiş. Yani düzenli bir düşüş söz konusu… Elbette uluslararası piyasalardaki petrol, doğalgaz fiyatlarının bunda etkisi var ama Türkiye’nin petrol ve doğalgaz üretiminin artışı, yenilenebilir enerji (Güneş ve Rüzgar) yatırımlarının da bunda önemli etkisi var. Bu yatırımların hız kesmemesi hatta petrol ve doğalgaz üretiminin artması, yeni rüzgar ve güneş enerji yatırımlarının yapılması nedeniyle Türkiye’nin mineral yakıt ithalatının düşmeye devam edeceği görülüyor. Bu arada hatırlatalım, Türkiye’nin en büyük ithalat kalemi mineral yakıtlardır.
Merkez Bankası beklenti anketlerinde Türkiye’de enflasyon beklentilerinin %33’lere kadar gerilediği görülüyor. Uluslararası kuruluşlar (Fitch, HSBC, IMF vb) ise Türkiye’nin yıl sonu enflasyonunu %45 ile %50 arasında tahmin ediyorlar. Orta vadeli programda enflasyon hedefimiz %33. Güncel enflasyon rakamı %68 ve bunun yılın ikinci yarısından sonra düşmesi bekleniyor. 2024 yılı sonunda enflasyon %33’e iner mi bilmem ama rahat %40 seviyesinin altına inecektir. Tabi sıkı para ve maliye politikalarının devam ettirilmesi şartı ile…
İç talep yerine dış talebin etkin olacağı bir döneme girileceğini yazının önceki bölümlerinde belirtmiştik. İşsizlik oranları da bu dönemde %8,6’lara kadar geriledi. Yıl sonunda artan ihracat verileri ile işsizlik oranlarının %8,5 veya altına inmesi de kuvvetle muhtemel görülüyor.
Yazının sonunda 2024 yılı sonu tahminlerimi özet olarak belirteyim.
Ekonomik Büyüme: %4,2
Enflasyon: %38
İşsizlik :%8,4
Mal İhracatı: 265-270 milyar dolar
Dolar kuru: 37-38 TL.
Turist sayısı / turizm geliri: 60 milyon / 60 milyar dolar.
Eğer daha güncel bir konu çıkmazsa haftaya dolar ve altın hakkında yazmayı planlıyorum. Ama ekonomi hareketli bir gündeme sahip. Ben de mümkün olduğunca güncel gelişmelere göre yazılarımın konusunu belirliyorum.
Prof. Dr. Serkan DİLEK
Kastamonu Üniversitesi