Adına BirLEŞmiş Milletler denilen emperyalistlerin kurduğu, kurguladığı ve sadece kendi çıkarlarına hizmet için kullandıkları yapı, 1947 yılında bir karar aldı: 29 Kasım 1947 tarih ve 181 nolu karar ile Filistin toprakları Terörist İsrail’e peşkeş çekildi!

Toprakların yüzde 95’ ine sahip Filistinliler’ e, kendi vatanlarının yarıdan fazlası ellerinden alınarak yüzde 44’ ü layık görülürken; Avrupa’ dan kovulan ve Filistin diyarının kucak açtığı, acıdığı, merhametle yaklaştığı ve ardından terör, gasp, talan ve yağmayla karşılığını veren Siyonist Yahudilere yüzde 56’ sı altın tepside sunuldu.

O karara göre iki BAĞIMSIZ DEVLET kurulacaktı! Ama İsrail Terör devleti 15 Mayıs 1948 tarihinde kuruluşunu tüm dünyaya ilan ettiğinde tanımak için yarışa giren ülkeler, Filistin Devleti’ ni hiçbir zaman tanımadılar! Çünkü gaye tüm Filistin diyarının İsrail olmasıydı!

1948 yılından sonra İsrail Terör Devleti’ nin Filistin topraklarında yaptığı hukuksuzluk, vahşet, katliam, soykırım hiç bitmedi ve artarak devam etti. BirLEŞmiş Milletler’ in aldığı hiçbir kararı uygulamayan, Uluslararası Ceza Mahkemesini tınlamayan bu vahşilere silah ve mühimmat desteği de hiç eksik olmadı!

Dünyanın şımarık kabadayısı ABD, bir taraftan Filistinlilere uçaklarla yardım atarken (!), hatırı sayılır sayıdaki yardım sandığının paraşütlerinin açılmamasıyla onlarca masum sivili öldürmeyi ihmal   etmiyor; diğer taraftan yardım attığı sivilleri daha fazla katletmesi için Siyonist teröristlere silah ve mühimmat yağdırıyor!

İslam Hiçbirliği Teşkilatı 1947 yılından bu tarafa kararlı bir duruş sergileyerek, her vahşetin ardından şiddetle kınamayı ihmal etmiyor!

İslam dünyası İsrail ve Amerikan ürünlerine bağımlılığını her vahşetle arttırırken, Avrupa ve Amerika toplumu sokaklarda vahşeti lanetliyor!

Türkiyemde ise ordinaryüs profesör mertebesine ulaşan halkımız;

Filistinliler topraklarını sattıkları için İsrail Devleti kuruldu tezinin ardına sığınırken,

Araplar bizi arkadan vurdu yalanını çerez niyetine, Filistin Arapların meselesi garabetini tatlı niyetine yemekle meşgul olduklarından Filistin çocukları gibi Türkiye sokakları da öksüz ve yetim kalıyor!

Sokaklarımız, meydanlarımız bomboş olsa da; starbakslar, mekdanıldslar, burgulukingler tıka basa dolmaya, koka kolalar ve hepsiler masaları donatmaya, aryeller çamaşırları mis gibi kokutmaya devam ediyor!

Vicdanımız azıcık ses çıkartmaya yeltendi mi; üç büyük yalanı boca ediveriyoruz üzerine!

İsrail ve Filistin üzerine piyasaya sürülen

(Filistinliler topraklarını sattı – Araplar bizi arkadan vurdu – Filistin Arapların meselesi)  üç büyük yalanın YALAN OLDUĞUNU BİLİYORUZ!

Ama vicdanlarımızı susturmak için bu üç yalanı ısrarla gerçekmiş gibi paylaşmaya ve söylemeye devam ediyoruz!

Bugün Filistin diye bir ülke, Filistinli diye bir halk kalmadığında; yarın arz-ı mevud’ un ikinci perdesi açılacak! Ardından üçüncü ve son perde…

Son perdede arz-ı mev’ ud’ un nerede tamamlanacağı hakkında fikri olan var mı?