“Kastamonu Göl Eğitmen Kursu, Göl Köy Enstitüsü, Göl İlköğretmen Okulu, Göl Öğretmen Lisesi, Göl Anadolu Lisesi” mezunları Göl Eğitim Kurumları Mezunları Vakfı’nın öncülüğünde hafta sonu şehrimizde buluştu…

Şehre aydınlıkları düştü.

Kastamonu’nun “kadim” eğitim merkezi olmasında yukarıda saydığım eğitim kurumlarının payandalardan biri oldukları tarihsel ve itirazsız bir gerçek…

Öyle bir damar ki, seneler geçse de kurumuyor, daim gürül gürül.

Korkma…

Zihin hala o günkü zihin.

“Göl”…

Okyanustan büyük.

“Göl Köylüler” şehrimize gelince…

Göl Köy Eğitmen Kursu Kurucu Müdürü Süleyman Edip Balkır’ı anlatan “Eski Bir Öğretmenin Anıları 1908-1940” isimli kitaba yeniden göz attım, kitabı yayıma hazırlayan Bengü Balkır Mısırlıoğlu’un emeğine sağlık.

Her defasında arka kapaktaki satırları gözyaşı içinde okurum…

“Bu kitap, son dönem Osmanlı okullarında yetişmiş, Kurtuluş Savaşı’na on yedi yaşında gönüllü katılarak cepheye gitmiş, Bursa’da Yunan işgali altında öğretmenlik okumuş ve eşkıyanın ölüm tehditleri altında yirmi yaşında köy öğretmenliği yapmış Süleyman Edip Balkır’ın, Cumhuriyet’in ilk zamanlarında öğretmenlik ve müfettişlikle devam eden, ardından eğitmen kurslarına ve ve köy enstitülerine uzanan inanılmaz hayat hikayesi… Bir dönem hikayesi…”     

Kitapla buluşturan Göl Köy Enstitülü ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kastamonu Şube Başkanı Emin Arık’a elbette teşekkür ediyorum…

“Bir dönem” sayesinde zihnime kazındı.

“Göl Köylüler” hoş geldiniz Kastamonu’ya…

Hiç gitmediniz zaten.

(Dr. Atıf Uğurlu’nun “Göl Köy” buluşmasına yazdığı mesaja denk geldim…

“Göl Köy mezunu arkadaşlarımı saygı ile selamlıyor ve kutluyorum. Köy enstitüleri modern ve çağdaş Türkiye’nin öncü kuruluşlarıdır. Bütün dünya eğitimcileri tarafından örnek gösterilmektedir. Göl Köy Vakfı kurucularının köy enstitülerinin bugünkü çağdaş devamı olabilecek olan Kent Enstitülerinin kuruluşuna öncülük etmelerini önermek isterim. Bu konudaki yeterli birikimin onlarda olduğunu biliyorum.”

“Köy Enstitüsü”…

“Kent Enstitüsü”.

Dr. Uğurlu’ya “kent enstitüsü” konusunu sordum…

Prof. Dr. Selçuk Şirin’i adres gösterdi.

Türkiye’nin dünyaya armağanı bilim insanı Prof. Dr. Şirin…

“İşaret fişeği”.

“Köy Enstitüleri” nasıl ki 1940’ların “yaparak ve yaşayarak öğrenme” kurumları ise günümüzün aynı mantıktaki eğitim kurumları “Kent Enstitüleri” olmalı diyor Prof. Dr. Şirin…

Müfredatı “bilim, teknoloji, matematik, mühendislik, tasarım”.

Okul haricinde çocukların “yaparak ve yaşayarak öğrenecekleri eğitim kurumu”…

Klasik okulların bu alanda yetersiz kaldıklarını ve bu eğitimi veren kurumların ise ya sınavla ya da ücretli olduğunu ifade ediyor Prof. Dr. Şirin.

Sınavsız ve ücretsiz olacak kent enstitüsü…

Okul dışı zamanda eğitim verecek.

Köy enstitüsünden kent enstitüsüne…

Güneşli bir güzergah.

(Prof. Dr. Şirin’in enstitü modeline devletin mevcuttaki “bilim ve sanat merkezi” ve “bilim merkezi” kurumları karşılık gelir mi?..

Soru sadece.

Prof. Dr. Şirin “kent enstitüsü” modelini yerel yönetimlere öneriyor…

Umarım kabul görür.)

     

Not: Hep yazıyorum ya bir kez daha altını çizeyim…

2023 yılı itibarıyla, deprem illeri dışında kalan 70 ilin üniversite öğrencileri gözündeki memnuniyetleri ölçüldü, ÜNİAR’IN “Öğrenci Dostu Üniversite Şehirleri 2023” dosyası.

Öğrencilerin 27 şehirden memnun oldukları görüldü…

“38 şehrin öğrenci memnuniyeti konusunda bir duyarlılığa sahip olmayıp öğrencilerin bu şehirden ve halkından ciddi anlamda memnuniyetsiz oldukları” ortaya çıktı.

71 il içinde Kastamonu 49’uncu…

Notumuz “FF”, “Memnuniyetsizliğin çok yüksek olduğu şehir”, “verilecek notun en düşüğü”.

ÜNİAR’ın öğrencilerin gözünden üniversite memnuniyeti sıralamasında ise Kastamonu Üniversitesi…

Devlet ve özel 200 üniversite içinde 117’nci, 126 devlet üniversitesi içinde ise 73’üncü çıktı.

Şimdi hal böyleyken…

Kastamonu Üniversitesi’nin kamu ve özel kuruluş temsilcilerini davet ettiği “danışma kurulu” toplantısında Kastamonu Belediye Başkanı yok.

Neden yok?..

Kastamonu’yu “üniversite şehri” kim yapacak?