Çok uzun yıllardır ilimizde yerel basın görevini yürüten Kastamonu Gazetesi el değiştirdi ve Kastamonu İstiklal Gazetesi olarak yayın hayatına katıldı.
Son olarak Nasrullah, Doğrusöz ve Sözcü Gazeteleri de yayın hayatına son verdiler.
Türkiye’de son dönemde basılı yayın hayatına son veren gazetelerin sayısında önemli bir artış var.
Kâğıt fiyatları, mürekkep fiyatları, kira fiyatları, çalışan personel ücretlerindeki artışlar vb. maalesef yayın hayatlarına son verme kararları aldırıyor.
Zaten bu maliyet yükselmelerinden dolayı gazeteler arasında eskiden haber atlatma gibi olaylar var iken üzülerek belirtmeliyim ki başlıkları değişen ancak içerikleri aynı olan haberler gazetelerde yer almaya başladı bu da satışları azaltan unsurlardan biri oldu.
Kapanışlarını veya el değiştirmeleri son sayıları ile bildiren bu köklü gazeteler aynı zamanda sosyal medyadan da bu üzüntü verici durumları paylaştılar.
Paylaşımların ardından yapılan yorumlarda ise yüzlerce kişi üzüntülerini dile getirirken acaba günlük bir yerel gazete alıp okunmasını sağladılar mı?
Kamu kurum kuruluşları haricinde tüm esnaflarımız abone olup destek vermeyi düşündüler mi?
Bayilere dağıtılan gazeteleri yakındaki ticarethaneler alıp şöyle bir bakıp tekrar yerine koyarken biraz olsun üzüldüler mi?
Şehir içi otobüslerin arkalarına boy boy reklam veren işletmecilerimiz bir reklam da gazeteye verip destek olalım diyerek ellerini taşın altına koydular mı?
Nasıl olsa dijital platformlardan gazeteleri okuyoruz diye bir gazete almaktan kaçınan insanlarımız kapanışlarını bildiren gazetelerin paylaşımlarının altına yorum yaparken ben neden bir gazete alıp destek olmadım diye akıllarından geçirmişler midir?
Bir televizyonumuz bile yokken yerel gazetelerin tek tek kapanmasından dolayı vicdanlar rahat mıdır?
Yayın hayatına son verilmesinin, verilmeyen destekler yüzünden olduğunu bildiğimiz halde yine de bizler için bir sürpriz mi oldu?
Pandemi döneminde her iş yerinde büyük zorluklar yaşanan ancak yeni yeni toparlanmaya çalışan tüm iş kollarının arasında bir yörenin eli ayağı, gözü kulağı olan yerel gazetelerin kapanması bir kere daha göstermiştir ki biz bir ve birlikte olamıyoruz.
Bizler hep ben ve benlik kaygısı içinde ancak olumsuz olan ve paylaşılan haberlerin altına kendimize göre yorumlar yapıp sözde üzülerek kendi gururumuzu tatmin ediyoruz.
Ne vatandaş sahip çıkmıştır ne de basın ilan kurumları yeterli destekleri vermiştir.
Böyle olunca da üzülmenin üzüntüleri belirtmenin bir anlamı yoktur, bu kapanmaların devamı umarım olmaz ancak maliyetler bu şekilde artarak devam ederse kaçınılmaz bir sondur.
Tek çare yerel basın ve hayatımıza sonradan giren dijital medyayı birlikte yaşatabilmek, bunun için ise her kesimden yöre insanının desteği gerekiyor.