Üzülerek ifade etmeliyim ki, en büyük sorunumuz Ahlak ve Eğitim. Bunları düzeltmeden

hiç bir şeyi düzeltemezsiniz.

Bir ülkeyi yıkıma uğratıp, haritadan silmenin iki yolu var. İlki nükleer silahlarla çok ağır  bir saldırıya maruz bırakmak. İkincisi biraz zaman alan ve sabır gerektiren bir yöntem olan, eğitim kalitesini ve ahlaki değerlerini düşürmektir.

İkinci yolu tercih ettiğinizde,

* Binalar mühendislerin elinde çöker.

* Hastalar doktorların elinde ölür.

* Para ekonomistler elinde pula döner

* Adalet hakimlerin elinde kaybolur.

* İnsanlık din tüccarlarının  elinde yok olur.

Eğitim ve ahlakın çöküşü milletin çöküşüdür.

Ahlakın genel tanımı şöyle: İyi ile kötü arasında niyet, karar ve etkinlik farklılığı. Yani, ‘üzerinde uzlaşılan bireyler arası kurallar.’

Kısaca, İyiye ve doğruya yönelmiş eylemi talep eden kurallardır.

Bir de etik var: ‘Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırmaya yarayan kurallar.’

1970 lere kadar aynı kaderi paylaştığımız Finlandiya eğitimi ve Ar-Ge'yi önceliklediği için; bugün milli gelirleri bizim 5 katımız. Onlarda milli gelir 60 bin dolar bizde 13 bin dolar.

Asgari ücretleri 2800 dolar, bizde 500 dolar.

70’li yıllarda üniversite ve teknolojiye, 90’larda eğitim ve ARGE’ye bütçeden aktarılan kaynaklar bakımından Finlandiya dünyada ilk sıralarda yer aldı. Milli gelirlerinin yüzde 3,5’ini ARGE’ye harcadılar. Bizde bu oran yüzde 1’in altında. Finlandiya 2000’lerde tüm uluslararası eğitim ölçeklerinde zirveye çıktı. Finlandiya dünyaya eğitim reformu ihraç eden, örnek alınan  bir ülke.

Finlandiya, hoşgörülü insanların ülkesi olarak biliniyor. Eşitlik, saygılı ve seviyeli olmak en önemli kurallar arasında.

Finlandiya'da ahlak eğitimi var.

Ayrıca, ebeveyn eğitimine büyük önem veriyorlar.

Finlandiya eğitim felsefesinin temelinde; eşitlik, esneklik, yaratıcılık, öğretmenlerin profesyonelliği ve karşılıklı güven ilkeleri var.

Eğitimin amacını; öğrencilerin İNSANİ ve AHLAKİ değerlere sahip bireyler olmalarını ve yaşamları boyunca kullanacakları bilgi ve becerilere sahip olmalarını sağlamak şeklinde tanımıyorlar.

HER ŞEYDEN ÖNCE İNSANLIK VE AHLAK

Toplumsal ahlakı oluşturmadan, eğitimde, yönetimde, ticarette, adalette...hiç bir alanda başarıyı yakalayamazsınız.

Milli Eğitimde ve Toplumsal Ahlak konusunda problemli bir ülke değiliz diyebilir misiniz?

Size ahlaksızlıkla ilgili sayfalar dolusu örnek verebilirim.

Dün gazetelerde bir haber vardı. Ülkemizde tahsil edilemeyen vergi miktarı 1 trilyon 100 milyarmış. Sadece bu haber bile tek başına durumu özetliyor. Ahlaklı bir toplumda böyle haber mümkün mü?

Tahsil edilemeyen bu vergi ücretlilere, dar gelirli insanlara ait değil. Bunlar, ülkenin imkanlarından yararlanıp, milyarlar kazandıkları halde vergisini vermek istemeyenler.

Bu ülkede 60 trilyon ciro yaptığı halde vergi vermek istemeyen şirketler var.

Türkiye'de kâr enflasyonu var.

Şirketlerin kâr hırsından doğan bir enflasyon var.

Karşılıksız çek sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 artmış.

Ahlaksızlık budur işte. Ahlakı düzeltmeden enflasyon da düşmez.

Bütün insanı değerlerimizi yitirdik. Birileri bizi fena halde dizayn etti, etmeye de devam ediyor.

Sevgi, saygı, güven, hoşgörü, arkadaşlık, dostluk, komşuluk...

Ne kaldı bunlardan?

İlişkiler artık menfaat ve çıkar üzerine. Karaktersizliğin, yalakalığın, yandaşlığın, fırsatçılığın en uç örneklerini ibretle izliyoruz.

İşte bu yüzden işimiz çok zor.