Yetmişli yılların üniversite öğrencisi olarak hiç unutmadığımız tabiri caizse beynimize nüfuz etmiş iki sloganı unutmak mümkün değildir.
Nerde ise her günümüz bu iki sloganın gölgesinde fasit bir daire çizerek geçerdi.
Seksen öncesinin çalkantılı döneminde ideolojiler inandıklarının doğruluğuna inanmış, bu inancı hayata geçirmenin bir mücadelesi şeklinde cereyan ederdi.
Her grup kendi ideolojisi hakim olursa ülkenin daha da gelişeceği, toplumsal refahın artacağı inancı hakimdi.
Sol entelektüel in sakız gibi çiğnediği slogan, sosyalist bloke dahil olmayan bir devlet insanı geldiğinde ona karşı kullanılırdı.
Hava meydanlarında bu kalabalık sol eller havada olmak üzere GO HOME(Evine dön) temposu ile ülkesine dönmeye davet edilirdi. Tabiri caizse medeni bir şekilde kovuluyordu. Henüz geliş sebebinin ne olduğuna bakmamaksızın esir alınan akıl, bu noktada bir uygulamanın içinde oluyordu.
Bu şekilde kendi ideolojisinin hakimiyeti için uğraşan, kendisi dışında hiçbir oluşuma müsaade etmeyen bu gurupların daha sonra kendisi ile düştüğü tezadın bariz örnekleri ile dolu bir hayatı yaşar olduk. Özellikle birinci derecede bu gurupların sponsorluğunu yapan Ecevit’in başbakan olduğu yıllarda ABD ye giderek bir milyar dolar kredi için Clintının karşısındaki mahcubiyetini asla unutamam. Bir milyar dolar neydi ? Bir milyar dolar Amerika’da bir şirket olan Microsoft un yıllık safi karının yetmiş de birine karşılık gelen bir meblağ idi. Türkiye Cumhuriyeti olarak ABD deki bir şirketin yetmişte biri kadar krediye razı olacak bir ülke konumuna düşerek manevi bir sefalet yaşamıştık. Hal dili ile de aşağılanmıştık. Aynı olayı Fillandiya karşısında da yaşamış olmamız ne durumda olduğumuzun açık delili idi.
İkinci meşhur sloganımız BAĞIMSIZ TÜRKİYE idi. Ne demekti bağımsız Türkiye? Bu sloganla sol yapılar ne demek istiyordu. Aslına bakılırsa yabana atılmayacak bir slogandı. Dışa bağımlılığı olmayan kendine yeten bir Türkiye hedefleniyordu. Fakat bu sadece kuru bir slogan ile mümkün olamayacağını bu guruplarda iyi biliyordu. Henüz ülke olarak daha ulaşım hizmetlerinin bile yeterli olmadığı, argelerin hayalinin bile söz konusu olmadığı bir ortamda nasıl olabilirdi?
Bugünse ulaştığımız yapıyla bu sloganların ülkemizde karşılık bulması memnuniyet verici bir durumdur. Artık kendine yetebilen bir ülke olmanın yanında teknoloji ihraç eden bir ülke durumuna gelmemiz ciddi manada gurur verici olmuştur. Bugün Türkiye’miz de ticarette, savunma sanayinde, sağlıkta ve diğer birimlerde aldığımız yol küçümsenemez. Daha düne kadar yazılımlarını dışarıdan ithal eden Türkiye, bugün kendi dost ve düşmanlarını tanıyan yazılımları sihalara kodlayarak hain yapıları köşesine sıkıştırmış ülkemize güvenlik noktasında nefes aldırmıştır.
Şunu artık gururla ve güvenle söyleyebiliriz ki, sol yapıların seksen öncesi sloganları hayata geçmiş ve onlara arzuladıkları Türkiye ortam sağlanmıştır. Bu sebeple yola devam noktasında mevcut yapıya dâhil olmaları hem kendilerinin hem de ülkemizin bekası için çok ehemmiyetli ve önemlidir.