Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.
Değerli okurlarım,
Değerlerimize sahip çıkmamız lazım.
Bugün 100. yaşını kutladığımız (hakkıyla da kutlayamadığımız) Cumhuriyetimiz bir değerdir.
Türk Devlet geleneği tarih boyunca farklı isimlerle süregelmiştir. İsimleri değişse de devlet aynı devlettir.
Türkiye Cumhuriyeti bu geleneğin son halkasıdır. Allah’ın izniyle de ebed-müddet son halkası olacaktır. İlelebet payidar kalacaktır.
Cumhuriyeti ve devleti göz ardı edenlerin Doğu Türkistan ve Filistin’e bakması lazımdır. Devletin olmaması ile devletin güçlü olamaması ne demek onlara bakarak çok iyi anlıyoruz.
Devletimize ve Cumhuriyetimize gönülden sahip çıkalım.
Değerli okurlarım,
Mustafa Kemal Paşa devleti kuran kişi olarak ilk cumhurbaşkanıdır.
Diğer cumhurbaşkanları ve başbakanlar cumhuriyetin kazanımları ile bu noktalara gelmişlerdir. İşte bazı örnekler:
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün babası memurdu.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın babası müftüydü.
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın babası imamdı.
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün babası hâkimdi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in babası öğretmendi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in babası çiftçiydi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın babası Ziraat Bankasında memurdu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün babası tornacıydı.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın babası kaptandı.
Başbakan Adnan Menderes’in babası avukattı.
Başbakan Bülent Ecevit’in babası hekimdi.
Başbakan Yıldırım Akbulut’un babası PTT’de memurdu.
Başbakan Necmettin Erbakan’ın babası hâkimdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun babası kunduracıydı.
Son Başbakan Binali Yıldırım’ın babası çiftçiydi. (Yılmaz Özdil’den alıntı. kanalblabla)
Değerli okurlarım,
Bu satırların yazarı, Kastamonu’nun Merkez Geymene Ortaköy Kavacık Mahallesi’nden; Memur Turhan Baltacı’nın oğludur.
Bu satırların yazarı Cumhuriyetin kazanımları sayesinde İlahiyat Profesörü olmuştur.
Cumhuriyet’in kazanımlarını yabana atmamak gerekir.
Bize düşen bu kazanımları geriye götürmek değil, daha da ilerletmektir.
Sorunlarımız yok mu? Elbette var.
Bilimde, fende, sanayide, teknolojide, hukukta, adalette, sosyal yapıda, ekonomide ve birçok alanda kendimizi daha da geliştirmemiz gerekmektedir.
İlerleme, kazanımlarımızdan vaz geçerek değil, kazanımlarımızı geliştirerek olacaktır.
Bunun bilincindeyiz. Bilincinde olmaya da devam etmeliyiz.
Değerli okurlarım,
Cumhuriyet Bayramı ve 100. yıl kutlamaları esnasında Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerde Mustafa Kemal ATATÜRK’ün adını anmalıdır. Devleti kuran iradeyi yok saymamalıdır.
Ben bir ilahiyatçı olarak Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını;
İstiklal Harbinde verilen şehitlerimiz başta olmak üzere, Türk Devlet geleneği boyunca verilen bütün şehitlerimizi ve ahirete irtihal eden gazilerimizi;
Cumhuriyetimizin kuruluşunda hizmeti geçenler başta olmak üzere, devletimiz ve milletimiz için kanını dişine takarak hizmet etmiş bütün devlet ricalini;
Rahmet ve şükranla anıyor, ruhlarının şad, mekânlarının cennet olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
Değerli okurlarım,
Dünyada olan olaylar her ne kadar Cumhuriyetimizin 100. yılını neşe ve sevinçle kutlamamıza gölge düşürse de Cumhuriyetimizin 100. yılının şanına yakışır şekilde kutlanması gerektiği kanaatindeyim.
100. yıla kolay gelinmedi. Nice zorluklar ve sıkıntılarla bugünlere geldiğimizi düşünürsek bu kutlamayı hak ediyoruz.
Ay yıldızlı şanlı al bayrağımızı, her kuruma olduğu gibi, evlerimize asmak suretiyle bu kutlamaya katılmaya sizleri davet ediyorum.
CUMHURİYETİMİZ 100 YAŞINDA
NİCE 100 YILLARA
Sağlıcakla kalın.