Gördüğüm ilk taraftar o idi, ateşli mi ateşli bir Kastamonuspor sevdalısıydı, sene kaçtı hatırlamıyorum... Her duygunun asilce yaşandığı asırlar öncesi olsa gerek.

Gökyüzünün mavisi kendindendi o vakitler, kimyasal boyalarla boyanmış sahte bir tiyatro sahnesinin tavanı altında değildi yeryüzü, annelerin margarin sürdükleri ekmeği toz şekerle soslayarak çocuklarına yedirdikleri yıllardı...

Mutluydu insanlar.

Hayat pembe...

Dünya kırmızı siyahtı.

3. Lig'e alınan KSK, şehirde büyük heyecan ve şevk yaratmıştı, halk maç günleri Olukbaşı'na akıyordu...

Deplasman yollarına katar katar düşürecek bir sevdaydı.

Gazi Stadı'nda ilk gördüğümde onu, tam anlamıyla bir tribün lideri değildi ama tribünün tüm coşkusunu bünyesinde toplamış bir ocak gibiydi, alevlerini üflediğinde tüm tribün harlı bir ateş gibi parlıyordu...

Tek başına tribündü aslında.

KSK taraftarıysam bugün...

Bu abilerimiz sayesindedir.

Dikkat ettim o çocuk yaşımda...

Deplasman sektirmiyordu.

Belediyenin yahut kulübün kaldırdığı tekaüt otobüslerle...

Şehir şehir takımın peşinde pervane oldu.

Dayak da yediler...

Dayak da attılar sayısız deplasmanda.

"KSK Taraftar Tarihi" yazılsa...

Payına epey sayfa düşer.

Yazılmalı elbette yazılmalı...

Formayı yere düşürmeyenlerin tarihi.

"Burhan Kapucuoğlu"...

Yiğit namı ile anılır, "Didi" yahut "Röveşata", şimdi daha iyi tanıdınız onu değil mi?

1957 doğumlu...

Amatör ligde futbol oynadı, halı saha müdavimi, televizyon ve gazetelerden sürekli spor haberlerini takip ederdi, müzik tutkusu da vardı, sesi güzeldi, bir şarkıya başladığında dinletirdi kendini.

Kimseye zararı dokunmadı...

Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi.

Zanaatkardı...

Sanatkardı aslında.

Kuru temizlemeciydi...

Tertemiz etti bidünyayı.

Dünyayı temizledi temizlemesine ama...

Bir gün kanser ile yüzleşti.

Pes etmedi...

2 yıl direndi.

Olmadı...

Kanser galip geldi.

Bu kez stattan sevenleri kederle ayrıldı...

Burhan Kapucuoğlu'nu kaybettik 21 Temmuz Cuma günü.

afacan köşe (1)-1

Oğlu Sami'nin satırlarından okuyalım...

"Erken veda etti bizlere. Bu acıya nasıl katlanırız ve boşluğunu ne derece doldururuz bilmiyorum. Resimleri ve hatırası kaldı bize. Bu acıyı tarif edebilmek için yaşamak lazım.Ama hastalığı boyunca acı çektiğini de düşünürsek bu onun için bir kurtuluş oldu. Bence ölüm bazen son bazen de başlangıçtır.  Annesi ve babasının yanına defnettik babamı. Sen rahat uyu, kabrin nur, mekanın cennet olsun. Sana söylemek istediğimiz o kadar çok şey var ki; sevdiğin tahin helvasından tut da baklavaya, pilav cacık yerken seni izlemeyi hep arayacağız. Dünyaya bir daha gelsem yine senin evladın olmak isterdim. İyi insan olduğunu buradan yazmak ve okuyan eşin dostun rızasını almak için bu satırları kaleme aldım. Senin kalp güzelliğin, bizlere bıraktığın mirasın. Biz senden razıyız, inşallah sen de bizden razısındır. Babam, dualarımız ve kalbimiz seninle. Kalbi güzel ve temiz insan."

Güzel insandı...

Unutulmayacaktır.

Şad olsun...

Cennet mekan.