Ülkemizde istiklal ve istikbal ateşinin yakıldığı tarihi günün arifesindeyiz, yarın bayram, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”…

Vatan aşkıyla tam da yüreklerimizin tutuşması gereken kıymetli bir gün.

30 Nisan 1919’da Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişliği görevine atandı…

Paşa, beraberindeki komuta heyeti ile birlikte İstanbul’dan denizyolu ile Samsun’a hareket etti 16 Mayıs’ta.   

Yolculuğun Kastamonu sahilini de içeren kısmını, heyetin içindekilerden biri olan Hüsrev Gerede’nin Samsun Valiliği web sitesinde yer verilen hatıralarından okuyalım, tarihi vesika…

“17 Mayıs 1919, hava kötü. Hep yataklardayız. Mitralyöz Arif, Dr. Refik, Topçu Kemal bir kamaradayız. Kamaramız vahşi hayvan kamarasına benziyor. Ara sıra başımızı kaldırıp birkaç kelime konuşuyoruz. 9.30 sıralarında İnebolu’ya yanaştık. Fakat 17-18 Mayıs gecesini pek fena geçirdik. 18 Mayıs öğleüstü Sinop Limanı’na girdik. Çok şükür sallantı kesildi. Yataklardan fırladık. Tıraş olduk, yıkandık, güvertede hava aldık, güneşlendik. Dr. Refik’in nane suyu aklımızı başımıza getirdi. Saat 3’te vapurda bizimle gelip karaya çıkan Liva Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey, Sinop’tan bize İzmir’in işgali ile ilgili yazılı bilgi getirdi. 13 Mayıstan beri İzmir’in işgal olunacağına dair belirtiler görülmeye başlamış, Redd-i İlhak girişimi canlanmış ve 15 Mayıs’ta işgal başlamış. İzmir’deki çatışmadan sonra Yunan birlikleri şehri terk etmek zorunda kalmışlar.”

Hey gidi kahramanlar…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün beraberindeki komuta heyeti ile birlikte gerçekleştirdiği Samsun yolculuğunun bir paragrafını okumak bile vatanseverlik heybesini ağzına kadar doldurmaya kafi.

Yarın bayram…

Ulusal bağımsızlık ateşinin ilk kıvılcım aldığı tarihin 104’üncü seneidevriyesi.

İnanç dolmamız lazım…

Bağımsızlık iradesini çelikleştirmek için gözümüzü geçmişteki ufuktan hiç ayırmayalım.

Not: “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayram” töreni Cumhuriyet Meydanı önündeki yol üzerinde yapılacak bu yıl da şehrimizde…

Ancak günün yağmurlu geçeceği öngörülerek Merkez Spor Salonu da yedekte tutuluyor.

Spor salonu olsa da keşke…

Vatandaş konforlu bir bayram seyri yaşasa.

Şemsiye altında otururken protokol üyeleri…

Halkın yol kenarında ayakta ve törende yer alan çocuklarını birbirlerinin üzerinden izlemeye gayret göstermeleri pek doğru bir uygulama değil nihayetinde.

Spor salonundaki tören, stadyum için de fikir verecektir kuşkusuz, salonu doldurmak elzem ama…

3 bin bayram sever lazım.

Malum olduğu üzere epey zamandır, “bayram” tek gün değil, “hafta” bazlı yapılıyor…

“Gençlik Haftası” ibaresiyle.

Akla gelen her spor branşında hafta boyu gerçekleştirilen müsabakalar ile haftanın hakkı verilmeye çalışılıyor…

“Gençlik ve spor bayramı” ya “özü”!

“Atatürk” hangi etkinlikle anılıyor peki?..

Bayramın bir ayağı da “Atatürk’ü Anma” malum olduğu üzere.

Bu yılki programı inceledim…

“Spor ve gençlik” var, “Atatürk” yok yine.

19 Mayıs 1919’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurmay heyeti Samsun’a ne için çıktı, gayeleri neydi?..

Badminton oynamak mı?

Vatanın “istiklal” ve “istikbal” yolculuğu basketbol sahasından mı başladı?..

“Paten” müsabakası var programda, bari, “yelken” de konulsaydı da az biraz çağrıştırsaydı 16-19 Mayıs arasındaki tarihi deniz yolculuğunu.

Bayram hazırlığı için, ilimizdeki tüm kesimlerin katılımları ile, “kutlama komitesi” toplantısı yapıldı mı misal?..

Yerel yönetim, meslek odaları, sivil toplum örgütleri program içeriğinin belirlenmesinde rol oynadılar mı?

Kusura bakmayın…

Her bayram arifesinde aynı soruları sormaktan usandırdım okuru.

Görüldüğü üzere zerre tesiri yok…

Resmi makamlar ezber ve istif bozmadan yollarına devam ediyorlar.

Her yıl aynı rota…

Buzluktan çıkarıp servis.

“Gelecek gençliğe emanet”…

Umursayan yok.mustafa afacan köşe (1)