Türk toplumunda geçmişteki yaşam biçimi ile günümüz yaşam biçimi birbirinden farklılaşmış durumdadır. Geçmişte insanlar müstakil büyük konaklarda geniş aileler biçiminde yaşıyorlardı. Eski Türk konaklarının güzel örneklerini Kastamonu, Safranbolu, Amasya gibi yerlerde görebiliyoruz. Bir diğer ev biçimi de apartmanlardır. Apartmanlar genelde toplu sitelerde bulunurlar. Toplu konut siteleri ilk başlarda sosyalist ülkelerde yoğun biçimde kullanılmışlardır, çünkü sitelerdeki apartmanlarda insanların giriş çıkışları tek kapıdan yapılır ve denetlenmesi, kontrolü daha kolaydır. Üstelik sosyalist toplumda herkesin eşit olması ilkesine daha uygundur. Günümüzde ise Türkiye’de toplumun çoğunluğunun apartmanlarda 2+1, 3+1 veya en fazla 4+1 dairelerde çekirdek aile olarak yaşadığını görüyoruz. İki durum arasında bir karşılaştırma yapalım, kıyaslayalım.

Eski Türk konaklarında yaşamak ölçek ekonomisi açısından avantajlıdır, daha az maliyetlidir. Önce ölçek ekonomisini açıklayalım. Firmanın daha fazla mal üretmesi durumunda ortalama maliyetleri düşüyorsa buna pozitif ölçek ekonomisi adı veriliyor. Eğer ortalama maliyetler yükselirse buna da negatif ölçek ekonomisi deniyor. Eski Türk konaklarında yaşanması durumunda pozitif ölçek ekonomileri geçerlidir. Şöyle anlatalım. Eski konakta 10 kişilik ailenin, apartmanda ise 3 kişinin yaşadığını varsayalım. Eski konakta 10 kişi de bir oturma odasında oturur, apartman dairesinde de 3 kişi bir oturma odasında oturur. Oturma odalarında aynı miktarda ampul kullanılır. Her iki durumda da bir televizyon açık durur. Her iki evde de bir buzdolabı vardır. Yani elektrik tüketimi aşağı yukarı aynıdır ama eski konakta 10 kişi, apartman dairesinde ise 3 kişi vardır. Dolayısıyla ortalama elektrik tüketimi eski konakta daha düşüktür. Ortalama mutfak masrafları gibi kalemlerde de pozitif ölçek ekonomisi geçerlidir. Örneğin; 10 kiloluk karpuz alınırsa apartman dairesi bu karpuzun bir kısmını çöpe atabilir. Ama Eski konakta 10 kişi olduğu için karpuzun tamamının tüketilmesi mümkündür. Yine apartman dairesinde üç kişi bir tencere yemeğin bir kısmını yiyemeyebilir, çöpe atabilir. Ama 10 kişinin yaşadığı konakta bu tencere yemeğinin tamamının tüketilmesi daha büyük ihtimaldir.

Bir başka husus ta eski konaklarda mahalle kültürü içinde yaşamanın insani ilişkiler açısından daha avantajlı olmasıdır. Eski konaklarda 10 kişilik aile aynı sofrada oturur, aynı oturma odasında vakit geçirir. Daha fazla sohbet etme, paylaşım yapma imkanı bulurlar. Aile içi yardımlaşma artar. Örneğin; büyükanne ve büyükbabalar evin küçük çocuklarının bakımını üstlenir ve evin gençlerinin büyük bir sorununu çözerler. Oysa apartmanda 3 kişilik çekirdek ailede eğer hem kadın hem erkek çalışıyorsa çocuğa bakacak kişi bulmak önemli bir sorundur. Kimi zaman çocuk bakımı için bakıcı tutulur kimi zaman da başka evde oturan büyükanne veya büyükbabaya çocuk götürülür. Bu da ailenin bakıcı veya ulaşım masrafını artırır. Eski mahalle kültürü komşuluk ilişkilerinin de daha çok gelişmesine neden olur. Aynı mahallede yaşayan çocuklar aynı sokakta, parkta oynar ve arkadaş olurlar. İnsanlar birbirlerine misafirliğe daha fazla giderler. Apartmanların huyundan mı yoksa suyundan mı bilmem ama komşuluk ilişkileri daha zayıftır.

Konaklar genelde iki katlı ve ahşap oldukları için depreme karşı daha dayanıklıdır. Düzgün ve kurallara göre yapılan apartmanlar da depremde yıkılmaz ama yüksek yapılar olduğu için daha çok sallanır ve insanların psikolojisini olumsuz etkiler. Buna karşın konaklar ahşap oldukları için yangın riski büyüktür. Günümüzde ahşaplara sürülen çeşitli kimyasallar ahşabın yangın riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.

İşin psikolojik yönü de var. Topraktan uzaklaştıkça insan kendini daha güvensiz hisseder, psikolojisi bozulur. Bu da insanın aile ve iş yaşamını olumsuz etkiler. Konağın bahçesine çıkıp ayağınızı toprağa değdirirseniz daha huzurlu ve rahat olursunuz. Az katlı yapılar insana güven verir. Bir de 40 katlı apartmanın üst katlarında oturan kişiyi düşünün. Bu kişi asansörlerde bir arıza olduğunda aşağıya inmesinin bayağı sıkıntı olacağını bilir. Böyle bir kişinin huzurlu olması mümkün mü?

Aslında apartmanların avantajlı yanları da var. Mesela apartmanlar daha küçük arsa gerektirir ve bundan kaynaklı inşaat maliyetleri de daha düşüktür. 4-5 tane müstakil evin arsasına 25 katlı ve 100 daireli bir apartman yapılabilir. Bu da geri kalan arsada tarım yapılabilmesine, fabrika açılabilmesine imkan verir. Ayrıca kamusal yatırımların daha düşük maliyetlerle sağlanmasına da neden olur. Örneğin; 100 tane konağa ayrı ayrı su, doğalgaz, elektrik altyapısını getirmeniz gerekirken 100 daireli bir apartmanın kapısına bir kere bu altyapıyı getirmeniz yeterlidir. Bu altyapının apartman içinde dağıtımının maliyetini apartman içinde yaşayanlar karşılar. İnşaat ve altyapı maliyetlerinin düşüklüğü de İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde gecekondu sorununun hızla çözülmesini sağladı. Gençler gecekondunun ne olduğunu bilemeyebilir, onun için anlatayım. Özellikle İstanbul 1950 sonrasında hep yoğun göç almıştır. Köyden gelen insanlar parası olmadığı için ev alamıyor, ne yapıyor? Bir arazi buluyor. Sonra tuğla, çimento vb inşaat malzemesini alıyor ve arsanın yakınına taşıyor. Akşama doğru inşaate başlıyor. İnşaat dediğim, Tuğlanın üzerine biraz çimento koyup üzerine bir tuğla daha koymak… Yani kolon, kiriş, demir falan yok, evin temelini atmak falan da yok. Tabi sabaha karşı evin inşaati bitiyor. Akşam ortada ev yokken sabaha karşı bir ev ortaya çıktığı için buna gecekondu deniyor. “Ne güzel! müstakil evlerde yaşıyorlarmış” demeyin. Isı yalıtım, depreme karşı dayanıklılık yok. Hani Fas’ta deprem olduğunda tek katlı evlerin yıkıldığını görmüştük ya! Bu gecekondular da depreme karşı aşağı yukarı aynı mukavemete sahip… 2000’li yıllarda bu sorun başarı ile çözüldü. İnsanlar gecekondulardan çıkarak biraz daha dayanıklı ve çağdaş ortamlarda yaşamaya başladılar. Günümüzde az katlı apartmanlar devlet tarafından daha çok benimsenmiş durumda… Örneğin; TOKİ inşaatleri artık beş katlı apartmanlar biçiminde yapılıyor. Kastamonu TOKİ Örencik evleri de 5 katlı olarak inşa ediliyor.

Müstakil az katlı konaklar ve apartmanların avantaj ve dezavantajlarından bahsettik. Son olarak konakların inşaat maliyeti ve fiyatlarının daha yüksek olduğunu da ekleyelim. Siz olsanız hangisini tercih edersiniz? Benim tercihim müstakil evlerden, Türk konaklarından yana…