Birinci Dünya Savaşı başlarında Alman savaş gemileri Goeben ve Breslau, İngiliz donanması tarafından sıkıştırılmıştı.
Bu iki gemi kaçmayı başarıp Çanakkale Boğazını geçtiler ve İstanbul’a kadar geldiler. İstanbul’a ulaşan gemiler Osmanlı İmparatorluğu emrine girdiler ve adlarını da Yavuz ve Midilli olarak değiştirdiler. Ancak gemilerin mürettebatı Amiral Wilhelm Souchon emrindeki Alman denizcilerinden oluşmaya devam etti. Ancak Enver Paşa’nın da etkisiyle bu iki gemi Rus limanlarını bombalamış ve Osmanlı İmparatorluğu, böylece Birinci Dünya Savaşı’na katılmıştır.
Şimdi bunu niye hatırlattık değil mi? Rusya-Ukrayna savaşından önce ABD, Rusya’yı sıkıştırmak amacıyla Türkiye’nin Karadeniz sahillerinden NATO için liman istedi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da çok doğru bir karar vererek bu isteği reddetti. Eğer verilseydi, birincisi Türkiye sınırları içinde ABD ordusu bulunacaktı. İkincisi; Ukrayna-Rusya savaşı başladığında NATO donanmasının Karadeniz’de yapacağı etkinlikler Türkiye’yi de Rusya ile savaşa sokabilecekti. Bu olay bile Türkiye’nin başında Recep Tayyip Erdoğan gibi zeki ve tecrübeli bir devlet adamının olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
NATO ve ABD’nin dediklerini büyük oranda yapan Zelensky’nin Ukrayna’yı ne duruma soktuğu görülüyor. Ukrayna’nın başını yiyen NATO ve ABD ise şimdi Ukrayna’ya sadece silah ve mühimmat yardımı yapmakla yetiniyor. Batı blokunun geleneksel politikası da Rus ve Türkleri birbirine kırdırmak üzerinedir. Osmanlı İmparatorluğu- Rusya ilişkileri incelendiğinde de bu açıkça görülmektedir. Batılılara göre hem Ruslar hem Türkler barbardır ve bunlar birbiri ile savaştıkça Avrupa rahat edecektir. Fakat bu Rus ve Türk ekonomilerini olumsuz etkileyecek, kalkınmalarını sağlayamayacaktır.
Bakın Zelensky’nin yanlış politikaları sonucu Ukrayna ekonomisi ne hale geldi? 2022 yılında Ukrayna ekonomisi %29.1 gibi rekor oranda küçüldü. Ülkenin yetişmiş işgücünün tamamı yurtdışına kaçtı. 8 milyon Ukraynalı diğer ülkelere göç etti. Savaşta altyapı büyük oranda hasar aldı. Ukrayna verilerine göre 10,000 ile 13,000 arasında Ukraynalı asker yaşamını kaybetti. AB Komisyonu başkanı Von der Leyen, savaşta 100,000’den fazla Ukrayna askerinin öldüğünü belirtti ama bu video apar topar yayından kaldırıldı. Rus kaynakları da Ukrayna askeri kayıplarının 100,000’i geçtiğini ifade ediyor. Savaş nedeniyle ülke kaynaklarını altyapı, eğitim, sağlık, üretim yerine silahlara yönlendirdiklerini de ekleyelim. 18 milyon Ukraynalı insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Demek ki ABD ve Batı yanlısı politika izleyen yanlış yöneticiler ülkeyi (Ukrayna Örneğinde olduğu gibi) felakete sürükleyebiliyormuş.
Bazıları Karadeniz’de NATO’ya liman vermeyi, Rus turistlerin Türkiye’ye getirdiği altınlara çökülmesini, S400’lerin geri verilmesini, Nükleer santralin çalıştırılmamasını savunabilir. Doğru düşünen hiçbir insan yapmaz ama belki bunu savunan kişiler çıkabilir. Bakın! Rusları kızdıracak yanlış politikalar izlerseniz Putin öyle oturup ağlayacak yas tutacak bir kişi değil. En son yas tuttuğu gece altı Rus babasını indirdi, Ukrayna’ya saldırdı.
Rusya’ya yanlış yaparsak ne olur? Birincisi; Olası kötü senaryoda Türk Silahlı Kuvvetlerine güveniyorum. Ukrayna ordusundan daha tecrübeli, savunma sanayi olarak daha gelişmiş bir ordumuz var. Rus saldırılarını geri püskürtme ihtimalimiz çok daha güçlü. Ama neden ABD çıkarları için Rusya ile savaşalım ki? ABD çıkarları için neden şehit verelim? İkincisi; böyle bir durumda Azerbaycan ve Suriye’deki kazanımlarımız riske girer. Suriye sınırında kurulmak istenen PKK devletini Rusya artık destekleyebilir. Azerbaycan’a ait Karadağ ile ilgili olumsuz gelişmeler yaşanabilir. ABD zaten bu iki konuda karşımızda yer alıyor. Üçüncüsü; Karadeniz’de güvenliğin azalması nedeniyle Karadeniz doğalgazının çıkarılması mümkün olmaz. NATO, limanın yakınlarında doğalgaz kuyusunun bulunmasının güvenlik zaafiyeti çıkaracağını iddia ederek doğalgaz kuyusunu çalıştırmaz. Karadeniz’de gelecek günlerde açıklanacak olan petrol ve doğalgaz kuyuları da açılmaz. Dördüncüsü; NATO ve batı ittifakı olası bir çatışma anında Ukrayna’ya yaptığından çok daha az silah ve mali yardım yapar. Zira halen Türk ve Ruslara barbar gözüyle bakan bir zihniyet var. Ukrayna’ya da gerektiğinden çok daha az askeri yardım yapıyorlar zaten. Beşincisi; kalkınma, sağlık ve eğitim alanına harcayacağımız kaynakları neden Rusya ile savaşa yönlendirelim? Altıncısı; Rusya ile olası çatışma İran ve Çin’in de bize bakışını değiştirecek ve aleyhimize olacaktır. Rusya’dan gaz alamazsak, Karadeniz gazını güvenlik nedeniyle çıkaramazsak, İran da “Neden ABD yalakalığı yapıyorsun” diye gaz sevkiyatında aksamalar yaparsa ne olacak? Geriye sadece Azerbaycan gazı kalacak. Rusya bize kızıp Azerbaycan’a saldırırsa oradan da doğalgaz gelişi aksayacak. Eee! Doğalgaz nereden gelecek? Yedincisi; Rus turistlerin gelmemesi Turizm sektörünü vurur. Çatışma bittiğinde bile Ruslar uzun süre bunu unutmaz ve Türkiye’ye turist olarak gelmez. Önemli bir pazarı kaybederiz. Sekizincisi; Rusya ile Nükleer enerji başta olmak üzere çeşitli işbirliklerimiz var. Hepsi aksar. ABD ve batı da bize nükleer teknoloji ile ilgili yardım falan da yapmaz. Kimse boşuna hayal kurmasın. Elektrik ve enerji üretiminde istenen artışı sağlayamayız. Dokuzuncusu; Rusların atom bombası, nükleer silah gücü var. Onuncusu; Çin de Türkiye’ye karşı bazı yaptırımlarda bulunur. Çin’den gelen ucuz mallar yerine diğer ülkelerden daha pahalı malları ithal etmek zorunda kalırız. Halkın satın alma gücü zayıflar. Son olarak; ABD askerinin Türkiye sınırları içerisine girmesi doğru değildir. ABD ile zaman zaman çıkarlarımız örtüşebilir ama dostumuz değildir. Oktay Sinanoğlu’nun 1945’de Ankara’daki ABD askerleri ile ilgili dediklerini internette video olarak izleyebilirsiniz. ABD’ne sırtını dayayan sırtından olur. ABD, Avrupa vs. güvenmek gaflettir.
Yani kısaca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ve Batı ittifakı arasında tarafsız kalma politikası doğrudur ve devam ettirilmelidir.