Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.

Değerli okurlarım,

Osmanlı dönemi Tefsir geleneğinin kendine mahsus özellikleri vardır. Bunlardan birisi de ayet tefsiri geleneğidir. Bu eserlerin çoğu yazma eserler olarak elimizde bulunmaktadır. Kendisine mahsus özellikleri bulunan bu eserler bir ya da birkaç ayeti tefsir etmektedirler. Bununla beraber, gazete ve dergi yazılarında da ayet tefsirlerini görmekteyiz. Bir de padişahın huzurunda yapılan huzur derslerinde ayet tefsiri yapıldığı dikkat çekmektedir.

Ayet tefsirleri genel anlamda Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü dönemde yoğunlaşmaktadır. Bu dönemle alakalı müstakil bir çalışma da yapmış olan Dr. Ziya Demir Hocamızın de belirtmiş olduğu gibi bu tefsirlerin yazılma sebepleri şu şekilde olma ihtimali yüksektir.

“Osmanlılar’da ister doğrudan telif, isterse haşiye şeklinde olsun sure ve ayet tefsirlerinin bir kısmının, müderrislik, kadılık, mukarrirlik, muhataplık ve vaizlik gibi bazı mansıplara atanabilmek için yapılan imtihan sorularına cevap olarak hazırlandığını gördük. Bunlar ayrıca bir görevden, yeni ve daha üst bir göreve talip olanlarca da başvurulan çalışma şekli olmuştur.”

Bizim de kanaatimiz bu yönde olmakla beraber ilaveten, o günün şartlarında tartışma konusu olmuş olan herhangi bir meselede görüş beyan etmek için ya da dini ve sosyal içerikli bazı problemlere ayete dayalı çözüm üretebilmek amacıyla bu tür tefsirlerin kaleme alınmış olabileceğini düşünüyoruz. Bunların yanında İslam uleması arasında güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen klasik bazı konulara ilişkin tartışmaların da bu türde tefsirlerin yazılmasına sebep teşkil ettiği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Genelde ayet tefsirleri tek bir ayeti tefsir etmektedir.  Bir kısım eserler ise bir tek ayeti değil de ayet grubunu tefsir etmektedir.

Müellifi belli olan eserler olduğu gibi müellifi belli olmayanlar da bulunmaktadır.

Elimize ulaşan ve katalog bilgilerinden ayet tefsiri olarak gördüğümüz eserler arasında, tefsire ait olanlar olduğu gibi tefsire ait olmayan eserler de bulunmaktadır.

Müstakil ayet tefsirleri, isimlendirilirken kullanılan kalıplar açısından da farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar da araştırmamızda konu edilecektir. İçeriklerine göre sonradan isimlendirilenler olduğu gibi müstakil bir ismi bulunanlar da mevcuttur.

Ayet tefsirleri kaleme alınırken genel anlamda klasik tefsir usulünde ifade edilen usulün takip edildiğini müşahede etmekteyiz. Buna göre, öncelikli olarak ayette yer alan kavramların anlaşılması için filolojik tahliller yapılmaktadır. Burada modern bilimsel anlayışta olduğu gibi kaynak verme durumu çok azdır. Bununla birlikte, kaynak olarak kullanılan eserlerin eser ismi ya da müellif isminin de zikredildiği olabilmektedir.

Ayetler tefsir edilirken konusu ile ilgili olan diğer Kur’ân ayetlerine de atıflar yapılmaktadır. Bu ayetler yanında Hz. Peygamber’in hadisleri de geniş olarak tefsirde yer bulmaktadır. Ayet ve hadisler dışında kalan rivayet müktesebatına da yer verildiği de görülmüştür. Bu rivayetlerin doğruluğu ve sağlamlığına dikkat edenler olduğu kadar, konu ile alakalı olduğunu düşünerek sağlamlığını test etmeksizin rivayetlere yer verenler de bulunmaktadır. Klasik tefsir usulünde yer alan rivayet ve dirayet metotlarının da farklılık arz etmekle beraber her ikisinin de eserlerde kullanıldığı görülmektedir. Sayılan bu hususlara, "Kastamonu Yazmaları" özelinde ve örnekliğinde de birebir rastlanmaktadır.

Değerli okurlarım,

Müstakil olarak tek bir ayetin tefsirinin kaleme alınması dikkat çekici bir husustur. Bu husus incelendiğinde ilgili ayet tefsirlerinin bir kısmının yukarıda da belirtildiği üzere müderrislik, kadılık, mukarrirlik, muhataplık ve vaizlik gibi bazı makamlara atanabilmek için ya da yapılan imtihan sorularına cevap olarak hazırlandığı görülmektedir. Bu ayet tefsirleri ayrıca bir görevden, yeni ve daha üst bir göreve talip olanlar tarafından da yazılmış olan eserler ve risalelerdir. 

Müstakil ayet tefsiri yazımının sebeplerini genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz.

Haşiyecilik Geleneği: Haşiyecilik geleneğinin yaygın olması sebebiyle müfessirin tefsir kapasitesini ve gücünü sure ve ayet tefsirlerinde göstermek istemesi müellifleri sure ve ayet tefsirine sevk etmiştir.

O zamana kadar yazılan tefsirler ile söylenecek her şeyin söylenmiş olduğunu düşünmeleri ve yeni bir katkı verebileceklerini düşünmemeleri müfessirleri müstakil tefsir yazmaktan çok ayet ve sure tefsiri yazmaya yöneltmiştir.

Tefsir kemal çağında gerçekleştirilecek bir uğraş olarak telakki edildiği için alet ilimleri ile ilgilenen âlimler belli bir yaşa geldiklerinde bu ilimleri tamamlayabilmektedirler. Bu aşamadan sonra da pek çoğu ömürlerinin vefa etmeyeceği endişesi ile tefsir yazmaya başlayamamışlardır. Bu sebeple sure ve ayet tefsirlerinin yazılmasına yönelmişlerdir.

Müfessirlerin, müstakil bir tefsir yazmadan evvel bir tefsir denemesi kabilinden sure ve ayet tefsiri yazmaya girişmeleri ve bununla iktifa edip müstakil tefsire geçememeleri.

Bir makama atanma veya atanmaya hazırlık kabilinden sure ve ayet tefsiri yazmaları. Bir göreve veya bir yere tayin ile tayine hazırlık kabilinden sure ve ayet tefsiri yazmaları.

Osmanlı tefsirinin temel taşlarından birisi olan Huzur Derslerinde bir ayet veya ayet grubu ile bir surenin tartışmaya konu edilmesidir. Daha sonraları bu tefsirlerden yayımlananlar da olmuştur.

Değerli okurlarım,

Halktan gelen talepler doğrultusunda Kur’ân’ın tam çevirileri yanında Türkçe sure ve ayet çevirileri ile tefsirlerin çevirileri de yapılmıştır.

Camilerde ve irşat meclislerindeki vaazlardaki tefsir derslerinde sure ve ayet tefsirleri konu edilmiştir.

Sosyal ve siyasi olayların etkisiyle de ayet tefsiri yazılmıştır. 

Fıkhî veya itikâdî bir meselenin ya da bir ayetin içerik konusunu izah etmek için de ayet tefsiri yazılmıştır. 

Bir yetkili veya hükümdardan görülen iltifatın şükranesi ya da bir iltifata nail olabilmek için yazılmıştır.

Faziletine dair rivayetler bulunan Kur’ân-ı Kerim’in bazı ayetlerinin de müstakil tefsirleri yapılmıştır. 

Bütün bu hususlar yanında, ayet tefsiri yazılmasının bir gelenek olarak varlığı da bu türün yaygın olarak gelişmesine etki etmiştir.

Bir yazımızda da önemli bir değerimiz olan Kastamonu Yazma Eser Kütüphanesinde bulunan ayet tefsirlerine değinelim.

Son Söz

Belki de “Hocam Türkiye yeni bir seçime giderken herkes neden bahsediyor, sen ne yazıyorsun?” diyeceksiniz.

İşimi yapıyorum. Sizinle değerlerimizi paylaşıyorum.

Herkes işini en güzel şekilde yapsa millet olarak kalkınmamız daha hızlı olmaz mı?

Bir de Sitem

Siyasete alet etmediğimiz bir camilerimiz kalmıştı.

Helal olsun bize.

Devam.

Bakalım nerede duracağız.   

Sağlıcakla kalın.

Kaynak: Yukarıda yer verilen bilgilerin kaynakları için bkz. Baltacı, Burhan, Müstakil Ayet Tefsirleri -Kastamonu Yazmaları-, Bursa: Emin Yay., 2013.