M.Ö. 480 yılı civarında Sparta kralı Leonidas ve az sayıdaki askerinin Pers kralı Kserkses ve ordusu ile bir mücadelesi olmuştur. Tarihi kayıtlara Termofil Muharebesi olarak geçen ve dar bir geçitte cereyan eden savaşta Sparta Kralı Leonidas’ ın komuta ettiği küçük ordu Pers Kralı Kserkses’ in ordusu karşısında direnememiş ve mağlup olmuştur.
Bu savaşta Pers ordusu 80 bin askerden oluşurken Sparta ordusu ise 7 bin 300 kişi kadardı. Pers Kralı savaşı kazandıktan sonra Sparta Kralı’ nın kafasını kestirerek halk arasında gezdirdi. Sparta Kralı Leonidas’ ın bu savaştan önce hangi savaşlara katıldığı, hangi zaferleri el ettiği, nasıl kral olduğu gibi hususlarda Heredot bir bilgi sunmaz ve ortaya sadece tahminlere ve rivayetlere dayalı birkaç bilgi kırıntısı koyar.
Pireyi deve yapan, olmayan tarihini sıfırdan kaleme alıp gerçekmiş gibi pazarlayan, mağlubiyetlerinden bile büyük zaferler devşiren Batı sinema kültürü Termofil Muharebesi’nde de bu üstün yeteneğini ortaya koymuştur. 7300 kişilik seçme askerlerden ve çağının en üstün silahlarıyla donatılmış bir orduyu önce 300 kişiye indirmiş, ardından da ellerine sadece mızrak ve kılıç tutuşturmuştur. Düşman ordusunu ise yüzbinlerle ifade edilebilecek bir devasa kalabalığa dönüştürürken yanlarına fillerden, dev yaratıklardan ve her türlü silah ve donanımdan mücehhez de bir destek koymuştur. Bununla da yetinmemiş elinde sadece kılıcı ve mızrağı olan, zırhtan yoksun 300 kişilik orduyu bu devasa gücü yerle yeksan eden ilahi bir kudrete büründürmüştür.
Tahmin edeceğiniz gibi bahsettiğimiz olay 300 SPARTALI filmi. İlk iki paragrafta verilen bilgiler Heredot kaynaklı bilgilerdir. 300 Spartalı filmi ise yaşanmış bir tarihi olayı anlattığını savunurken gerçeklerin haddinden fazla dışına çıkmakla kalmamış tüm dünyayı Sparta kahramanlarına ve bu kahramanların büyük mücadelesine hayran bırakmıştır.
7300 kişiyi 300 savaşçıya indiren, 80 bin kişiyi ardı arkası kesilmeyen yüzbinlerce kişilik devasa bir ordu haline getiren, mağlubiyeti bile büyük bir zafer edasında gözümüze sokan Batı sinema kültürü, kültürel ve tarihi emperyalizmini en güzel şekilde icra ediyor.
Peki biz ne yapıyoruz?
İstanbul’ un Fethi’ ni sinemaya uyarlamaya çalışırken dökümcü Urban’ı kurtarıcı, Köse Akşemseddin’i Nasreddin Hoca tiplemesi yapıyor; filmin final sahnesinde de Ulubatlı Hasan’ ın sevgilisindeki ölümsüz hatırasını (!) izliyoruz…
Muhteşem Yüzyılı kepaze bir diziye devşirirken Sultan Abdülhamid’in, Sultan Alparslan’ ın, Osman Gazi’ nin de - diziyi uzatmak uğruna - suyunu çıkarıyoruz!
Batı 300 Spartalı ile Oscar denilen ve kendilerine hizmet eden prestij kapısını açıp açıp kapatırken; biz yüzlerce hatta binlerce destanımızı bırakın tanıtmayı, duyurmayı, anlatmayı kendimiz bi-haber yaşıyoruz!
Misal mi istiyorsunuz?
1371 yılında gerçekleşen bir savaş vardır, daha doğrusu gece baskını; adı Çirmen Muharebesidir.
Lala Şahin Paşa komutasındaki 800 akıncı 70 bin kişilik Sırp ordusunu bir gece baskını ile darmadağın etmiş, 800 cengaver 70 bin kişiyi hallaç pamuğu gibi dağıtmıştır.
Yahya Kemal’ in AKINCILAR şiirinde bahsettiği kahramanlar işte bunlardır. O şiirinde aruz veznine uydurabilmek gayesiyle BİN ATLI dese de aslında 800 kişiden müteşekkil destansı bir dev ordu vardır savaş meydanında.
Eğer bu tarihi destan Batı’ nın elinde olsaydı, emin olun, değil bir onlarca farklı versiyonda filmi çekilir ve tüm dünyaya Lala Şahin Paşa ismi ezberletilirdi.
Lala Şahin Paşa Leonidas’ a karşı savaş meydanında kazanır da kitap, sinema, dizi meydanında kazanır mı, işte orası muamma!
AKINCILAR
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle...
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla...
Cennette bugün gülleri açmış görürüz de
Hâlâ o kızıl hatıra titrer gözümüzde!
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!.
YAHYA KEMAL BEYATLI