Kastamonu’da davul denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Mahir Dağlıoğlu, yoksulluk içinde başlayan hayatını büyük bir sanatçı olarak tamamladı. Oğlu Yılmaz Dağlıoğlu, babasının hayatını ve Kastamonu’ya kazandırdığı değerleri TV366’ya özel olarak aktardı.
MAHİR DAĞLIOĞLUOĞLU KİMDİR?
1906 yılında Kastamonu'nun Açıkayolu köyünde doğan Mahir Dağlıoğlu, çocukluğundan itibaren yoksullukla mücadele etmiş. Ancak davula olan tutkusu, onu bir efsane haline getirmiş. Yılmaz Dağlıoğlu’nın babası Karayılan’ın anlattığına göre, genç yaşlarında bile Mahir Dağlıoğlu’nın yeteneği dikkat çekmiş ve onu köyde tanınır hale getirmişti.
Karayılan Mahir Dağlıoğluoğlu, zamanla, sadece Kastamonu’da değil, Türkiye’nin birçok yerinde de saygı gören bir sanatçı oldu.
YOKSULLUK VE SANAT TUTKUSU
Mahir Dağlıoğlu, gençliğinde büyük yoksulluk yaşadı. O dönemlerde gazyağı tehlikeleri arasında yaşam mücadelesi verirken, davul çalma konusundaki yeteneğiyle köyünde adından söz ettirmeye başladı. Yılmaz Dağlıoğlu, babasının bu zorlu yaşam mücadelesini "Yoksulluk çekmiş ama sanatıyla ayakta kalmayı başarmış bir adamdı" sözleriyle özetliyor.
KARAYILAN LAKABININ HİKAYESİ
Mahir Dağlıoğlu’ya “Karayılan” lakabı, köydeki bir düğün sırasında verilmiş. Davul çaldığı esnada birinin "Yılana benziyor" demesi üzerine, bu lakap zamanla onunla özdeşleşmiş. Oğlu Yılmaz Dağlıoğlu, bu lakabın sadece bir isim olmadığını, aynı zamanda babasının sanatına olan tutkusunu ve yeteneğini de simgelediğini belirtiyor.
TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİĞİ ULUSLARARASI SAHNELER
Mahir Dağlıoğlu, sadece Kastamonu’da değil, yurt dışında da Türkiye'yi temsil etti. Özellikle 1958 yılında Amerika’ya bir kumaş tanıtımı için çağrılması ve 1961’de Kraliçe Elizabeth’e sunduğu performans, onun yeteneğinin uluslararası alanda da tanınmasını sağladı. Yılmaz Dağlıoğlu, bu dönemlerde babasının ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu bir kez daha anladığını ifade ediyor.
DAVULCU OLARAK KASTAMONU’YA KATTIĞI DEĞERLER
Yılmaz Dağlıoğlu, babasının sadece bir sanatçı olmadığını, aynı zamanda Kastamonu kültürüne önemli katkılar sağladığını vurguluyor. Mahir Dağlıoğlu, Kastamonu'nun tanıtımında önemli bir rol oynamış ve birçok genci bu sanata teşvik etmiştir. Yılmaz Dağlıoğlu, “Babamın çaldığı davulun sesi Kastamonu’nun her köşesinde yankılanırdı. O, bu şehre sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir değer kazandırdı,” diye ekliyor.
BABASINDAN ALDIĞI MİRASI YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR
Yılmaz Dağlıoğlu, babasından aldığı mirası devam ettiriyor. Ancak bu mirası sürdüren bir sonraki nesil olmadığını üzülerek dile getiriyor. “Babamdan kalan davulları çalıyorum, ama benden sonra bunu yapacak kimse yok,” diyor. Yılmaz Dağlıoğlu, babasının sanatı ve Kastamonu’ya kattığı değerlerin unutulmaması gerektiğini vurguluyor. (Ozan Furkan ATLAMAZ- Serkan KEBECİOĞLU)