Sağlık alanında ilimizdeki “altyapı” yatırımları birbiri ardına geliyor, gün geçmiyor ki yeni bir “mekan” ve “tıbbi donanım” müjdesi verilmesin, “hizmet” anlamındaki “üstyapı” varlığının da koşut arttığı/artacağı şüphe götürmeyen bir gerçek…

Geçmişte yapılan kimi hataların tekrarlanmaması da ayrıca cepteki avantajlardan biri şüphesiz.

Elde kalan eksikler “İkinci basamak” olarak nitelenen “devlet hastanesi” ile “çürük “tıp fakültesi hastanesi” binasının “halli”…

“Birinci basamak” olarak isimlendirilen “aile hekimliği” kurumunun “reçeteci” olmaktan çıkıp “koruyucu hekimlik” alanına direksiyon kırması elzem bir de.

Vatandaşın ne kadar haberi oldu bilmiyorum ama hastane sevklerinin aile hekimliklerinden yapılması halinde hastanın ödeyeceği sağlık katılım payı oranı “yüzde 50” düşüyor yeni düzenleme kapsamında…

Sistem tüm tuşlara basıyor sağlık basamaklarının “atlanmadan” çıkılması için.

(Bu arada, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklik ile vatandaşın ödediği “katılım payı” rakamları arttı, Resmi Gazete’den aktarayım… 

“Birinci basamak sağlık hizmeti sunucularında yapılan hekim ve diş hekimi muayenesinden katılım payı alınmayacaktır. Diğer sağlık hizmeti sunucularında yapılan hekim ve diş hekimi muayenesi nedeniyle uygulanacak katılım payı tutarları aşağıda belirtilmiştir:

a) İkinci basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında 20 TL

b) Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri ile bu hastanelere bağlı semt polikliniklerinde 45 TL

c) Sağlık Bakanlığınca üçüncü basamak hastane olarak basamaklandırılan Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde 45 TL

ç) Diş hekimliği fakülteleri bulunan Devlet/vakıf üniversite hastaneleri 45 TL

d) Tıp fakülteleri bulunan Devlet üniversiteleri sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde 45 TL

e) Tıp fakülteleri bulunan vakıf üniversiteleri sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde 45 TL

f) İkinci ve üçüncü basamak özel sağlık hizmeti sunucularında 50 TL

Sağlık Bakanlığı tarafından sözleşme imzalanmış, görevlendirilmiş veya yetkilendirilmiş aile hekimlerinden, sağlık hizmeti sunucularına sevk edilerek yapılan hekim ve diş hekimi muayenesi nedeniyle uygulanacak katılım payı %50 oranında azaltılarak tahsil edilir.”)

Aslolan “halk sağlığı”…

İlaç endüstrisinin destekçisi olmayan, liberal sağlık politikalarına sırtını dönen, “koruyucu sağlık” maratonundan koşusunu eksik etmeyen “sağlık sistemi” tek yoldur.

(Şehrimizin “ikinci basamak” devlet hastanesi devreden çıkarıldı “üçüncü basamak” eğitim ve araştırma hastanesinin devreye girmesiyle…

Olukbaşı’ndaki hastane ve Candaroğlu’ndaki ek bina düşünmeden yıkıldı.

Hastane binasının yerinde yeller esiyor…

Ek binanın yerinde “spor salonu” var.

Hata idi…

Her iki binadan da vazgeçmek.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin Hacıorta’da yeni binasının devreye girmesiyle Aktekke Safalan’daki mevcut binası yıkılacak…

Yukarıda ifade ettiğim “hata” bu kez yapılmıyor, yerinde birinci basamak sağlık kuruluşlarının olacağı yeni bina yapılacak, devam edecek bölgedeki sağlık kurumlaşması.

Planlama bu işte…

Geleceği kayda almak.)  

(Bu sayede, geçmişten gelen bir “hata” daha çözüm yoluna girmiş olacak, “Sağlıklı Yaşam Merkezi”…

Anlatayım, eski devlet hastanesi binasının olduğu alana ülkemizin ilk sağlıklı yaşam merkezlerinden birinin yapılacağı kaydedilmişti 2010’lu yılların ikinci yarısında, epey yazmıştık bu müjdeli haberi, yapılmadı, Doğu illerine “müstakil binalı” bu merkezlerin yapıldığının altını çizdim yazılarımda, sonra tuttular Lise’nin karşısındaki eski sağlık müdürlüğü binasının içine bu birimi tıkıştırdılar, eleştirdim haliyle, nedir bu hal?

Şimdi biraz olsun yapılan hatadan geri dönülüyor…

Aktekke Safalan’da yapılacak yeni bina içine yerleşecek “Sağlıklı Yaşam Merkezi”.)

(Aktekke mahallesindeki “hastane” kültürünün tarihi 5 çeyrek yüzyıl önceye dayanıyor…

1900 yılında “frengi hastanesi” ile başlayan tarih farklı branşlarda hastaneler ile sürdü.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 23-31 Ağustos Kastamonu programı kapsamında ziyaret etti hastaneyi…

Onurdur.

Dr. Murat Karasalihoğlu’nun Kastamonu Gazetesi’nde yayımlanan “Kastamonu Sağlık Tarihi; Cumhuriyetten Günümüze-1” yazısından okuyalım…

“Kastamonu Sağlık Tarihi içinde Cumhuriyete geçiş Osmanlı Döneminden kalan kurumların devri ile başlar. Bu kurumlardan bir tanesi Kastamonu Hastanesi temelleri üzerine 1900 yılında yapılan Genel Hastane bulunmaktadır. Frengi ve Gurabe Hastanesi olarak da bilinen bu hastane magazin şeklinde 5 bloğa sahip olup yüzyılın başından itibaren Verem Hastanesi olarak da hizmet vermiş ve 1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. Hastane o dönemde aynı zamanda Memleket Hastanesi ismi ile de bilinip, yapı zaman içerisinde çeşitli inşaa müdahalelerle günümüzdeki Rehabilitasyon Hastanesi olarak ulaşacaktır.  1930’lu yıllarda bu Verem Hastanesi’nin Başhekimi Dr. Seyfi Eryılmaz’dır (Topal Seyfi). Bu dönem hastanenin önemli isimleri arasında Dr. Mustafa Dağlar da yer alır. Geçirdiği değişimler sonrasında 1975’te yeni binasına kavuşan Göğüs Hastalıkları Hastanesi 1979’da kapatılıp aynı yılın Ağustos’unda,  Sağlık Bakanı olan Dr. Münif İslamoğlu’nun bir hizmeti olarak Kastamonu Rehabilitasyon Merkezine dönüşüyor. Dr. Reza Dişlioğlu kurucu başhekim olarak göreve yapar.”)

(Hastanenin web sitesindeki “tarihçe” kısmına baktım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaret kaydı yok, bilmedikleri için mi?...

Sanmıyorum.)