Kastamonu’nun önemli manevi şahsiyetlerinden biri olan Şeyh Hayreddin Efendi, Kastamonu'da doğmuş ve tahsilini tamamladıktan sonra ticaret hayatına atılmıştır. Bakırcılık sanatıyla uğraştığı için "Kazancı Hayreddin" adıyla tanınmıştır. İlim ve irfan sahipleriyle sık sık görüşen Hayreddin Efendi, ilahi aşkın kalbinde tecelli etmesiyle Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'nin yoluna girmiş ve bu büyük zatın hizmetinde uzun yıllar bulunmuştur. Tüm ticari işlerini oğlu Hacı İlyas Efendi'ye devreden Hayreddin Efendi, ailesinin nafakasını dükkanın kazancına bağlamış ve dünya işlerinden elini çekerek, ömrünü Şaban-ı Veli’nin yanında ibadete adamıştır.

İÇİ PARA DOLU KESENİN BEREKETİ EFSANE
Hayreddin Efendi’nin yüksek kabiliyeti ve istidadı, Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri tarafından fark edilince kendisine şeyhlik payesi verilmiş ve Amasya halkını irşat etmek üzere Amasya’ya gönderilmiştir. Amasya’ya gitmeden önce oğluna içi para dolu bir kese bırakan Hayreddin Efendi, kesenin bereketli olduğunu ve asla tükenmeyeceğini söylemiş, ancak bunun için paranın sayılmaması ve bu sırrın kimseye açılmaması gerektiğini vurgulamıştır. Oğlu Hacı İlyas Efendi, bu nasihatı yerine getirmiş ve kesedeki paranın hiç bitmediğini görmüştür. Ancak, bir gün babasının sırrını Emrullah Dede'ye açınca, kese bereketini kaybetmiştir.

Nasrullah'tan yükselen İstiklal'in sesi: Mehmet Akif Ersoy Nasrullah'tan yükselen İstiklal'in sesi: Mehmet Akif Ersoy

AMASYA’DAN GERİ DÖNÜŞ
Bir gün, Ağa İmareti Camii'nin avlusunda dolaşırken derviş kıyafetli biri, Hacı İlyas Efendi'ye babası Hayreddin Efendi hakkında müjdeli bir haber vermiştir. Bu zat, Amasya’da bulunan Şeyh Osman Efendi’nin yakında vefat edeceğini ve babası Hayreddin Efendi'nin onun yerine Şeyh olarak atanacağını söylemiştir. Kısa bir süre sonra, Şeyh Osman Efendi vefat etmiş ve Hayreddin Efendi Amasya’dan Şaban-ı Veli Tekkesi’ne geri dönmüştür. Hayreddin Efendi, bu dervişin erenlerden olduğunu belirtmiş ve oğluna, bu haberi onun sevincini paylaşmak için verdiğini söylemiştir.
Hayreddin Efendi, Şaban-ı Veli Tekkesi’nde 1579 yılına kadar 10 yıl boyunca irşat görevini sürdürmüş, birçok dervişi Hak yoluna getirmiş ve birçok kimseye şeyhlik payesi vermiştir. Kendisi, dergahı ziyaret edenleri etkileyen ve hayran bırakan bir şahsiyetti. 

Şeyh Hayreddin Efendi’nin kabri, Şaban-ı Veli Türbesi’nin içinde yer almaktadır.

Kastamonu'nun Meşhur 'Manevi̇' Efsaneleri Şeyh Hayreddi̇n (1)

Editör: Banu Türkmenoğlu