Türbe Atabey Camisinin kuzey kısmında bulunan ve İsa Dede türbesi diye bilinen türbenin kuzey Batı kıyısındadır. İsa Dedenin Osmanlı Döneminde Candaroğulları Beyliği ile Osmanlı İmparatorluğunun birleştiği miladi 1461 yılından sonra Kastamonu’da Bayrami tarikatı Şeyhi olarak görev yaptığı bilinmektedir. Türbe binası ise Çobanoğulları Atabeyi olan Alp Yürek Bey zamanında Hüsameddin Çoban Beyden sonra Atabey Camisinde İmamlık yapan Nakşibendi Şeyhi Ebu Salih Hazretlerinin ölümünden sonra bu zatın mezarının üzerine yapıldığı bilinmektedir. Bu türbenin içinde günümüzde üç mezar vardır. Bunlardan birisi Ebu Salih, bir diğeri İsa Dede ve diğer mezar ise Veli Dedeye aittir.

Türbe ile kuzeyindeki şahsa ait evin arasında bulunan tek mezarın ise kime ait olduğu bilinmemektedir. Mahalle sakinlerinin anlattığına göre bundan 40-50 yıl önce bu evin sahibi olan şahıs, mezarın bulunduğu yeri bahçesine dahil etmek üzere kazmaya başlar. Olağandışı bazı engellere aldırmayıp kazıya devam eder. Tam mezarın bulunduğu yere geldiği anda aniden iki gözü birden kör olur. Daha sonra bu şahıs evini başkasına satarak burayı terk etmiştir. Bugün mezar, hafri­yat yapılan bu kısımdan iki metre kadar yüksekte bulunmaktadır. Hadisenin bir benzeri 1 Mart 1998 tarihinde tekrar vaki olmuştur.

Kastamonu kökenli Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı Gazisi: “Ali Çavuş” Kastamonu kökenli Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı Gazisi: “Ali Çavuş”

TÜRBEYE DOKUNAN KÖR OLDU

Vaktiyle yandaki evin sahibinin, bu mübareğin kabrini bahçesine dahil etmek istediği, ancak bunu başaramadığı bilinmektedir. Buna teşebbüs eden kişinin kazı yaparken olağandışı bazı engellere aldırmayıp kazıya devam ettiği, tam türbenin yanına geldiği anda iki gözünün birden kör olduğu mahalle halkınca hâlen anlatılmaktadır. Olayın arkasından burayı satan şahsın taşındığı, evi alan bir başka kişinin de aynı düşünce ile hareket etmesi sonucunda onunda aynı akıbete uğradığı belirtilmektedir.

Editör: Haber Merkezi