Düzenlenen “Mertlik Buluşması”na CHP İl Başkanı İlke Karabacak, Demokrat Parti İl Başkanı Satı Baş, İYİ Parti İl Başkanı Metin Yazkan, Saadet Partisi İl Başkanı Kadir Yalçın, Memleket Partisi İl Başkanı Ayten Urganioğlu, Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen katılarak konuşma yaptı.
CHP ve diğer Partilerin katılımı ile gerçekleşen “Mertlik Buluşması”na Partili ve vatandaşlardan büyük katılım oldu.
Düzenlenen “Mertlik Buluşması”na CHP İl Başkanı İlke Karabacak, Demokrat Parti İl Başkanı Satı Baş, İYİ Parti İl Başkanı Metin Yazkan, Saadet Partisi İl Başkanı Kadir Yalçın, Memleket Partisi İl Başkanı Ayten Urganioğlu, Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen katılarak konuşma yaptı. CHP ve diğer partilerin katılımıyla gerçekleşen “Mertlik Buluşması”na partililer ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren İYİ Parti Kastamonu İl Başkanı Metin Yazkan; “Bugün burada bulunmamızın amacı, siyasi tarihimizin bu kara günlerinde milletimizin iradesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, demokrasi ve adalet duygusunu yaralayan gözaltı sürsini kınıyoruz. Dün itibarıyla can vatanımız Türkiye'mizde hukuk, adalet ve demokrasi askıya alınmış; siyaset ve seçilme hakkı gasp edilmiş, karşılarına çıkan siyasi rakiplerini tasfiye için her türlü güç kullanımı meşrulaştırılmıştır. İYİ Parti olarak cumhuriyete, demokrasiye, hukuka ve bunun yanında toplumsal bir sözleşme olan anayasa ve yasalara bağlı siyaset anlayışıyla, bu değerlerimiz aleyhine atılan ve atılacak her adımın karşısındayız. Sorunları çözmekle görevli iktidar sahiplerinin, şahsi ikballeriyle ilgili hesaplar peşinde olduklarının da en yakın şahitleriyiz. Türkiye’nin ve Türk milletinin huzurunu hedef alan bu kaos planının karşısında durmaya, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun atacağı her adımda ve her saniye arkasında ve yanında olmaya devam edeceğiz. İktidar ve küçük ortağının bu zorbalıkları karşısında partimiz adına söz veriyorum: Susmayacağız, korkmayacağız, boyun eğmeyeceğiz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” dedi.
‘Bundan Sonra Sahip Olduğumuz Her Şey Elimizden Alınabilir’
Demokrat Parti İl Başkanı Satı Baş, diploma iptalinin sadece veren kurumun iptal edebileceğini vurgulayarak; “Demokrat Parti olarak CHP ve diğer muhalefet partileriyle beraber Ekrem Başkan’ın her zaman peşinde ve arkasındayız. Ekrem Başkan’ın gözaltına alınması hakkında herhangi bir şey söyleyemem, yargı hakkında konuşmam yanlış olur. Ben de Adalet Dairesi’nden emekliyim, seçim müdürüydüm. Seçim hakkında olan yanlışlıklar olsa onu söylerim. Bir tanesi mühürsüz oy pusulaları; hayatta geçerli sayılmaz. Ben 26 yıl müdürlük yaptım, mühürsüz oy pusulalarını geçerli saymadım. Yalnız Ekrem Başkan’ın diploması hakkında konuşmak gerekirse, çocuk okutmanın nasıl bir şey olduğunu ben gayet iyi bilirim. İki oğlumu üniversitede okuttum. Birini, aynı Ekrem Başkan’ın başladığı Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okumaya başlattık. Bir sene sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptırdık ama nasıl okuttuğumu, ne eziyet çektiğimi bir ben bilirim. Ekrem Başkan 5 yıl İstanbul Üniversitesi’nde hakkıyla diplomasını almış. Bu diplomayı ancak veren kurum iptal edebilir, diğer kurumlar iptal edemez. Bu bir yanlış. Bunun için devamlı Ekrem Başkan’ın arkasında, parti olarak hepimizin durması gerekiyor. Ekrem Başkan’ın diplomasının iptalinden yanı sıra 27 kişinin diploması iptal olmuş. Bu 27 kişiden 1 tanesi profesör olmuş. Bu profesör ne yapacak? Bazıları resmi idarelerde müdür. Bunlar ne olacak? Durum böyleyken, bundan sonra sahip olduğumuz her şey elimizden alınabilir. Onun için hep beraber, birlikte bu işe hayır dememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Hukuksuz Yöntemlerle Muhalefeti Susturma Yoluna Gittiler’
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın hukuksuz şekilde yargılanmasına dikkat çekerek; “Cumhuriyet Halk Partisi ile fikir ayrılıkları olan müstakil ve ittifak dışı bir parti olmamıza rağmen bugün buradayız. Çünkü Türkiye' de hukukun askıya alınması konusunda aynı düşünüyoruz. Ülkemiz, demokrasinin ve hukukun askıya alındığı, baskıların her geçen gün arttığı zorlu bir dönemden geçmektedir. Ekonomik krizin derinleştiği, Terörsüz Türkiye diye pazarlanan ikinci açılım sürecinde, mili birliğimizi tehdit eden adımların atıldığı görülmekte, halkımız tarafından büyük bir endişeyle takip edilmektedir. Uzun süredir Cumhur İttifakı, bu gidişata karşı duran, ülkesinin menfaatlerini savunan kesimleri baskı altına almak için nobran ve aşağılayıcı bir dil kullanmaktaydı. Ancak sindiremediklerini gördüklerinde, baskılarını daha da artırarak hukuksuz yöntemlerle muhalefeti susturma yoluna gittiler. Bu baskıların en açık örneği, Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yaşadığı hukuksuz süreçtir. Antalya’da düzenlenen ‘Mehmetçik Katillerine Af Yok’ mitingimiz öncesinde, bir toplantıda yaptığı siyasi konuşma bahane edilerek, kendisi Ankara’da gözaltına alınmış ve İstanbul’a götürülmüştür. Gece boyunca bir bankın üzerinde bekletilerek hukuka aykırı bir şekilde alıkonulmuş, ertesi gün ise tamamen düzmece bir raporla ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ suçlamasıyla tutuklanmıştır” ifadelerine yer verdi.
‘Hiçbir Baskı, Haklı Mücadelemizden Geri Adım Atmamıza Neden Olmayacaktır’
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen son olarak; “Bu süreçte hukukun temel ilkeleri açıkça ihlal edilmiştir. Normal şartlarda, hakkında herhangi bir iddia bulunan bir kişi savcılık tarafından ifadeye çağrılır. Bu yapılmadığı gibi Genel Başkanımızın göz altında olduğu sürede usule aykırı bir şekilde Kayseri Savcılığı değil, Kayseri Emniyeti devreye sokulmuş ve hiçbir somut delil olmaksızın, sadece sosyal medya paylaşımlarına dayanan bir rapor hazırlanmıştır. 1980 İhtilali dönemi hariç, ilk kez bir siyasi parti genel başkanı bu şekilde tutuklanmış ve bugüne kadar iddianame hazırlanmamıştır Bize uygulanan bu hukuksuzluğun iki temel nedeni vardır: 1’inci neden Türkiye bizim vatanımızdır, sığınmacıları istemiyoruz dememiz. 2’nci neden ise Mehmetçik Katillerine Af Yok diyerek ikinci açılım sürecine karşı çıkmamız. Genel Başkanımızın tutuklanmasıyla başlayan bu susturma girişimi, gazetecilerden iş insanlarına, belediye başkanlarından akademisyenlere kadar genişletilmiştir. Öyle ki, araya bir astrolog dahi eklenerek 16 milyonluk bir dünya başkenti olan İstanbul’un seçilmiş Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına kadar varılmıştır. Bu tür baskılar, sadece bireylere yönelik değildir; halkın iradesini, demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü hedef almaktadır. Ancak bizler biliyoruz ki, hiçbir baskı, haklı mücadelemizden geri adım atmamıza neden olmayacaktır. Adaletin herkes için eşit olduğu, hukukun üstün tutulduğu, demokrasinin gerçek anlamda işlediği bir Türkiye için mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
‘Kimse Halkın Aklıyla Oynayamaz’
Memleket Partisi İl Başkanı Ayten Urganioğlu ise; “İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na yapılmış olan, milletin iradesine yapılmıştır. Bu olayların siyaseti yoktur. Yapılanlar, halkımızın seçme seçilme hakkını elinden almak için yapılan oyunlardır.Fakirlerin toprak uğruna öldüğü, zenginlerin ise servetine servet kattığı toprak parçası vatan olamaz. Cumhuriyet harami saltanatı değildir. Cumhuriyet, halkın iktidarı, kimsesizlerin kimsesidir. Kimse halkın aklıyla oynayamaz, hukuk dışı işler yapamaz. Ya tek başına, ya hep beraber, başka da kurtuluş yok. Suçluluk korku yaratır, korku saldırganlaştırır. Saldırgan, hukuku çiğner ve zulmü artırır” diyerek, konuşmasını Nazım Hikmet Ran’ın "Hiçbir korkuya benzemez, halkını satanın korkusu" sözleriyle sürdürdü ve "Bizler, her koşul ve şartta akıl, ahlak, adalet, vicdan demeye devam edeceğiz” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
“Sayın İmamoğlu’na değil, bu memlekete yaptılar darbeyi”
CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak, katılım sağlayan tüm partilileri selamlayarak; “Bugün aramızda olamayan, bu vicdan ve mertlik mücadelesinde Ekrem Başkanımıza Saraçhane’den omuz vermeye giden Hikmet Başkanımızın ve Hasan Başkanımızın selamlarını getirdim sizlere. 19 Mart günü zulüm kokan bir sabaha uyandık dostlarım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanlığı Ön Seçim Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu gözaltına alanlar, yenileceklerini anlayınca mertçe bir yarıştan kaçanlar, korkanlar, esasında Sayın İmamoğlu’na değil, bu memlekete yaptılar darbeyi. Kötülük ettiler yiğit insanlar, kötülük! Zulüm ediyorlar, zulüm! Bu memleketin annelerine, çocuklarına, yaşlılarına, emekçilerine, gençlerine, doğmamış çocuklarımıza bile kötülük ediyorlar. Dünden beri yüreği ağzında bekleyen tek anne Ekrem Başkanımız’ın annesi Hava Annemiz değildir. Hava Anne, yalnız değilsin! Sokaklardan, meydanlardan, evlerden milyonlarca annenin duası karışıyor senin dualarına. Dün sabahtan beri milyonlarca annenin yüreği senin, bu milletin evladı Ekrem Başkanımız için atıyor. Hava Anne! Bu yiğit kentin, bu cesur, gözü kara, yürekli kadınlarının selamı, sevgisi sizinle… Evladın Ekrem Başkan, bu toprakların kadınlarını, çocuklarını bir kere bile yalnız koymayan Ekrem Başkan, bize emanet, en çok bize… Bu toprakların kadınları emanetine gözü gibi bakar, gönlünün üzerinde taşır” dedi.
‘Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz’
Son olarak açıklamalarına devam eden CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak;” Bugün burada yalnız değiliz demiştik sizlere. ‘Hem bir kere yalnızlık ne demek, bu kadar milyonla bir haksızlığın ekmeğini paylaşırken, bu cehennem sofrasında kadın erkek’ Pek çok partimizin il başkanları bizlerle birlikteler. Çünkü değerli yurttaşlarım, bu artık ne bir CHP meselesidir ne de Ekrem İmamoğlu meselesidir. Bu vicdan meselesidir, bu haysiyet meselesidir, bu bir saraya karşı bir halk meselesidir. Tıpkı 106 yıl önce olduğu gibi. 106 yıl önce şayak kalpaklı bir adam çıktı ve ‘Saraydan büyük millet vardır’ dedi. ‘Milletin istikbalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır’ dedi. Milletten büyük bir güç bilmedi, tanımadı. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün adımlarını takip edenler, bizler de tıpkı 106 yıl önce olduğu gibi bugün de yüzümüzü millete döndük. Ufkumuza hürriyeti koyduk. Bu yan yana oluşumuz ondandır, bu bir arada kalışımız bundandır. Bizi birbirimize tutunduran güç, milletin azmidir! İşte o azmi, o kararı göstereceğimiz, bildiğimiz tek yolun demokrasi yolu olduğunu göstereceğimiz tarihi bir fırsat var önümüzde! Gelin, 23 Mart günü hangi görüşten olursak olalım, Hüsnü Tandoğan’da kurulan sandıklarda milletten başka güç tanımadığımızı gösterelim. 23 Mart günü sabah 8, akşam 5 arasında tarihte bir ilk olan Cumhurbaşkanlığı ön seçimine tüm Kastamonuluları davet ediyorum ve inanıyorum, biliyorum ki bu çağrı binlerce yürekte karşılık bulacak! 23 Mart’ta sandıklarda buluşuyoruz. Onlara en güçlü cevabı sandıkta vereceğiz. Ekrem İmamoğlu yalnız değildir! Cumhuriyet Halk Partisi yalnız değildir! Millet burada, başkanının yanındadır. ‘Biz hiç yalnız kalmayacağız, bizim taraftan hiç kimse yalnız kalmayacak’ Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” şeklinde konuştu.