Tuncay Karataş Cide Kaymakamı/Nida Sinsi Özel İdare Genel Sekreteri

_CKL4028

Genel Sekreter Nida Sinsi bir dizi ziyaret ve inceleme için Cide ilçemize doğru yola çıkıyor biz de onu izliyoruz. Yol güzel, uzun ve her km si anılarla kaplı. Şenpazar sonrası Dağlı geçidinden Loç bölgesine girdiğimiz yoldan Kumluca’ya ulaşıyoruz. Şantiyeye gitmeden evvel bir çay molasındayız. Yol kenarında bir kahve var, boş bir masaya oturup çayları söylüyoruz, deniz havası esiyor, hava çok güzel, ne sıcak ne soğuk.

Yan masada oturan gençten biri bize doğru gelip -hoş geldiniz Nida Hocam diyor.

Genel sekreteri tanımayan yok ama “Hocam” diyeni pek duymadığımızdan bize değişik geliyor. Genç, -oturabilir miyim diye izin istiyor.

Genel Sekreter Nida Sinsi, -Tabi buyur diyerek yer gösteriyor.

Hepimiz merakla bakıyoruz,

-Beni hatırladınız mı Nida öğretmenim ben Hüseyin Abayoğlu. Taşköprü Bekdemirekşi İlkokulundan.1997 yılından öğrencinizim.

_CKL3452Herkesten daha fazla Genel Sekreter şaşırıyor.25 yıl önce küçücük bir çocuk olarak tanıdığı öğrencisi Orman İşletme de çalışan şoför olarak karşısına çıkıyor. Eski günleri konuşuyorlar aklında kalan öğrencilerini soruyor ne yapıyorlar diye uzun uzun konuşuyorlar.

Birkaç gün sonrası;

Karayolları 15 Bölge Müdürlüğü Ar-Ge biriminde Genel Sekreterin ziyaret ettiği odada ona çay getiren genç;

Hocam Ben sizin öğrenciniz Mehmet Acar,

O zamanlar bizim ortaokulda İngilizce dersimize girmiştiniz diyor.

Ben de her iki öğrencisine genel sekreteri soruyorum;

-Nida Öğretmen nasıldı, sert mi, korkutucu mu nasıl bir öğretmendi,

-öğretmenimiz çok iyiydi, hepimiz de çok severdik, güler yüzlü sevgi doluydu diyor.

Demek ki hiç değişmemiş diyorum içimden.

2-67Muğla Dalaman kaymakamlığı çay ocağından, Cide Kaymakamlığına uzanan inanılmaz bir başarı öyküsü…

Bu bir anne ve çocuklarının başarı öyküsüdür.

Uzun yıllar öncesi Muğla Dalaman Kaymakamlığında çay ocağında bir genç, annesine yardım etmektedir.

Memurlara sabah çaylarını getiren genç kadın büyük bir titizlikle işini yaparken oğlu da ona yardım eder. Herkesin sevdiği, dürüst, güler yüzlü, sempatik genç çok zekidir ve iyi okumaktadır. Kaymakamlık Sosyal Yardım ve Dayanışma’dan yardım alan anne, tüm varlığını çocuklarına adamış, onların çok daha iyi bir geleceğe sahip olmaları için çalışmaktadır.

Anne; Kaymakamlık binasında çay yaparken, kaymakamlık lojmanında temizlik yapar.

Oğul da derslerden ne zaman fırsat bulsa annesinin yanına gelir, ona yardım eder.

Bir gün anneye, kaymakam lojmanında temizlik yaparken, kaymakam bey kendisinin artık giymediği hırkasını delikanlıya hediye eder.

Delikanlı o hırkayı giydiği anda kendini kaymakamla/kaymakamlıkla özdeşleştirir. Çünkü o kaymakamın bir parçasıdır. Uğur sayar onu, dile kolay yedi yıl giyer ve ne zaman önemli bir sınav, görüşme olsa mutlaka onunla, o uğurlu hırkasıyla gider.

Kaymakamlık artık onun için hayallerinin ulaşacağı son noktadır. Tüm hayatını o amaca göre şekillendirir.

Başarılarını kaymakamlarla paylaşır, onlar da bu zeki delikanlıyı hep okuması ve özellikle kaymakam olması için teşvik ederler.

Yıllar geçer,

2013 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat Bölümünden "Yüksek Onur Öğrencisi" olarak birincilikle mezun olur. Tüm sınavları en üst dereceden başarıyla tamamlar. Binlerce aday arasından sıyrılıp “Kaymakam” unvanına hak kazanır.

Tüm hayallerini süsleyen mesleğine kavuşmanın sevincini ve haklı kıvancını annesine adar.

İlk görev yeri Bartın’da Kaymakam adayı olarak memuriyete başlamıştır. İlk maaşını aldığında en güzelinden bir pantolon alır.

Çünkü annesinin kaymakamlıkta çalıştığı dönemlerde sadece bir pantolonu olmuştur.

Annesine en güzel hediyeyi diploma ve kaymakamlık unvanı olarak vermiş olsa da o pantolonun simgesel bir anlamı vardır.

Kaymakam Tuncay Karataş artık hayallerini bir bir gerçekleştirmiştir.

Lojmanın hanımefendisi olan “Annesi” de yanındadır. Vakıftan yardım alan delikanlı artık kaymakam olarak o vakfın başındadır.

Bu yazdıklarımız inanılmaz gelse de bu kadar özgün bir hayat hikâyesi olan, özellikle genç nesillere rol model olarak anlatılması gereken bir başarı öyküsüdür. İçinde fedekarlık, çalışkanlık, bağlılık her türlü sıkıntıya karşı aile olarak kenetlenip her şeye göğüs geren kahraman bir kadının öyküsüdür.

1-68

Cide Kaymakamımız kendisini anlatmayı pek istemese de kısaca birkaç cümle ile kendinizi anlatır mısınız diye sorunca,

Annem kız kardeşim ve ben. Üçümüz hayata karşı kenetlenip bir arada tutunduk. Birbirimize destek olduk. Hiç bir zaman vazgeçmedik. Umutsuzluğa düşmedik.

Annemin kanatları altında yaşadım ve hayatım boyunca çalıştım, okul dışındaki zamanlarımda çalışarak anneme destek oldum.

Eğitim dönemimde bana destek olan ve elimden tutan kaymakamlardan Mehmet Yapıcı’yı hele hele Ahmet Deniz’i asla unutmadım.

Bir de vakıftan aldığımız yardımları unutmadım. Şimdi o vakfın başkanı olarak tek kuruşunun heba olmasını boşa gitmesine asla izin vermem. Diyor.

Kaymakam Tuncay Karataş’la Cide köy yollarında gün boyu birlikte olma fırsatı elde ediyorum. Köyleri mahalleleri geçiyoruz. Çoğu yerler bildiğim gördüğüm yerler. Yolda tarlada kıyıda gördüğü herkesle merhabalaşıyor, muhtarlarla çok sıkı sohbetler yapıyor. Tümünü de oldukça iyi tanıyor.

Özellikle yöre insanıyla girdiği diyalogları, konuyu karşısındakine anlatırken kurduğu samimi içten davranışları müthiş.

_CKL3955Halk ile devlet ayrımı kalkmış.

Kaymakam halkın, halk kaymakamın dilinden anlıyor.

Bir köy molası sırasında kenarda korumasıyla konuşuyorum. Bayramören de kaymakam iken de birliktelermiş. Aklıma geliyor, soruyorum.

-Kaymakamımız, hep böyle halkla iç içe ve bu kadar samimi midir?

-Bizim kaymakam her yerde aynıdır. Kaymakamlıkta özellikle sabah bir bakmışsın çay ocağında oturmuş çaycıyla oturmuş çay içiyor. Bir bakmışsın memurların odalarında masalarında onlarla işlerini konuşup bilgi alıyor. Kaymakamımızın bir özelliği de iş yerinde odacı, bekçi, amir, memur, şoför mutlaka herkesi tanır bilir, kimin bir derdi varsa haberi olur.

Sadece kaymakamlıkta memurlarıyla değil çarşıda pazarda esnaflarla da aynı samimiyeti kurar. Onların arasında da çok rahattır. Kendisi de çocukluktan bu yana esnafların arasında çalıştığı sonraları da kendi de ticaretin içinde yer almış, işçilerin de, patronların da ne düşündüğünü iyi bilir.
Kısaca öğrencileri, köylüleri, çalışanı, çocuğu, küçüğü, büyüğü hepimizi dinler.

Kaymakam olarak hiç kimseyi boş çevirmez. Hiçbir şey olmasa bile dinler, sırtını sıvazlayarak devletin gücünü, şefkatini hissettirir.

Tuncay Karataş o bir kaymakam. Yani devletin vatandaşlarına hizmet için en üst makamlardan birini emanet ettiği kişi.

Ayrılırken diyor ki;

Bu makamlar gelip geçicidir.

Görev yaptığım her yerde bu makama gelenlerin bir tatlı sözü, Allahın bir selamı, bir içten gülümsemesi benim için en büyük referanstır.

İki bürokrattan iki öykü.

Yaşanmış, yaşanan hayatlar.

Cide ilçemizde bir kaymakam var. Adı Tuncay Karataş, gün gelir olur ya bir işiniz düşecek olursa ya da karşılaşırsanız bir merhaba, bir selam ve bir bardak çay için. O bir bardak çayın ardında bir ömür sürecek olan başarı hikâyesi, inanılmaz bir öykü saklıdır.

Genel Sekreter Nida Sinsi, tanıdığım en “zıkı” Fenerbahçeli ve ilimizin sevilen, sayılan, başarılı bürokratlarından biri olması dışında bir öğretmen öyküsüne sahip.

Orda bir köy var denilen ama çoğu kişinin bilmediği köylerden birinde geçen öğretmenlik öyküsü. Şimdi o köylere yol yapıyor, o köylerde yaşayanların daha iyi şartlarda yaşaması için çalışıyor.

İki öyküde de son nokta henüz konmadı.

İki bürokratın da başarı öykülerinin yazıldığı sayfalardan sadece bir paragraftı anlatabildiğimiz.

Cebrail Keleş/ Balıkçı Şef
29 Eylül 2023/Kastamonu-Cide

_CKL3995_CKL3976_CKL3908_CKL3876-1