Toplumun tüm kesimlerini mutlu etmek, onların gönüllerini kazanmak her zaman mümkün olmuyor. Mutsuz çoğunluğun tepkisi seçimlerde sonucu belirliyor. Pazar günü gerçekleşen yerel seçimlerin sonucunu ekonomik sıkıntılar içerisindeki 16 milyon mutsuz  emekli belirledi.

Yani, sonuçta açlık sınırının neredeyse yarısına düşmüş emekli maaşları belirleyici oldu.

Maaşlara iyileştirme yerine, ardı ardına sıralanan müjdeler bir işe yaramadı.Müjdelerden biri emeklilere ucuz tatil idi. Ucuz ekmek derdindeki emekli bedava tatil versen bile gidecek durumda değilki. Ucuz uçak bileti, indirimli tren bileti... Bunlar emeklinin umurunda değil.

Türkiye sosyolojini en iyi okuduğunu iddia eden bir parti ne oldu da  bu defa okuyamadı?

%25 tavanını geçemez denilen CHP %37 nin üzerine çıkarak tarihi bir rekora imza attı.

Geçtiğimiz Temmuz ayında kamu çalışanlarına verilen 8077 ₺ seyyanen zam emeklilere de verilmiş olsaydı, seçimin sonucu böyle mi olurdu?

Oysa ki, iktidar genel seçimler öncesi EYT lilerin gönlünü almasını bilmişti. EYT den 1.5 milyon kişi yararlandı. Emeklilerin sayısı 16 milyon. Zor tabii bu kadar insanı mutlu etmek.

Yerel değil de genel seçim olsaydı, belki EYT örneğinde olduğu gibi, ilerisini, gerisini, getirisini, götürüsünü düşünmeden emeklileri tatmin edecek bir şeyler yapılırdı.

Genel seçim öncesi asla çıkmaz denilen EYT büyük  bir sürpriz ile çıkmıştı. Oysaki, net ve kararlı söylemlerle topluma olumsuz mesaj veriliyordu.

"Seçimi kaybedeceğimi bilsem onaylamam, herkes yaşını bekleyecek" deniyordu.

Pazar günü gerçekleşen yerel seçimler öncesi ise emeklilerin feryadı arşa çıkmasına rağmen. seçim öncesi emeklilere zam çıkmadı. Doğal olarak emeklilerin tepkisi de sandığa yansıdı.

Siyaset matematiktir. Ülkenin kaynaklarını, imkanlarını doğru ve hakkaniyetli kullanmayı gerektirir.

5 milyon kamu çalışanına seyyanen zam yapıp 16 milyon emekliyi yok sayar, görmezden gelirsen,

emekli de seni görmez!

Bundan sonra seçimi kazanmak isteyen önce emeklilerin gönlünü kazanmak zorunda.