Uluslararası ilişkilerde zaman zaman dikiz aynasına bakmak gerekir. Muhatabınız, sözde müttefikiniz ABD gibi bir ülke ise geçmişi beyninize iyi kazımanız gerekir.
Yaşadıklarımızı elbetteki unutmadık. Hep aklımızda.
Bugünlerde sıkça duyduğumuz bir söz var. "Belki yarına bırakırız fakat yanına bırakmayız" Hesap soracağımız günler mutlaka gelecektir. Sabırla bekliyoruz.
Fazla geriye gitmeye gerek yok. 32 yıl önce idi, ABD Uçak gemisi Savaş gemimiz TCG Muavenet’i vurmuştu.
TCG Muavenet gemimiz Ege Denizi’nde Amerikan gemisinden atılan füzeyle vurulmuş, gemi komutanı Deniz Kurmay Yarbay Kudret Güngör ile birlikte 5 askerimiz şehit olmuştu.
Ege Denizi’nde bir Ekim akşamı, müttefikimiz bildiğimiz bir ülkenin gemisinden atılan güdümlü füzeler gemimizi hedef almıştı..
2 Ekim 1992 tarihinde Saroz Körfezi’nde icra edilen Display Determination-92 (Kararlılık Gösterisi-92) isimli NATO tatbikatına katılan TCG Muavenet muhribimize gece saat 23.00 civarında, ABD uçak gemisi USS Saratoga tarafından, iki adet Sea Sparrow füzesi fırlatıldı.
Olay neticesinde, Gemi Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Kudret Güngör, Uçaksavar Yardımcı Subayı Teğmen Alper Tunga Akan, Telsiz Astsubayı Serkan Haktepe, İkmal Çavuş Mustafa Kılıç ve Er Recep Atak şehit oldu. 22 personel ise yaralandı. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Ailelerinin acısını bir kez daha paylaşıyorum.
Bu güdümlü mermilerin yanlışlıkla atılması mümkün değil. Bunlar, ateşlenene kadar birçok işlem ve onayı gerektiren sistemler. Amerikalılar sözde soruşturma neticesinde, güdümlü mermilerin kazara ateşlendiği sonucuna vardılar Olaya sebebiyet veren personelin eğitim eksikliği olduğunu söylediler. idari ve disiplin cezalarıyla olay kapattılar.
Sea Sparrow füzeleri, yarı aktif güdümlü mermilerdir. Muavenet’i vurabilmeleri için; atış kontrol radarıyla, gemi üzerine mutlaka nişan tutmuş olmaları gerekiyor. Sistemin bu özelliği, olayın yanlışlıkla olması ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Olayda kasıt olduğu gün gibi ortada. Kastın nedenini anlamak için, meseleye son 30 yılın Türk-Amerikan ilişkileri ve ABD’nin bölgesel çıkarları kapsamında bakmalıyız. Geriye dönüp baktığımızda, o günlerde teröre karşı Kuzey Irak’ta yaptığımız operasyonlara yönelik bir uyarı gibi duran bu saldırganlıkları; günümüze kadar olan süreçte, farklı ton, seviye ve gerekçelerle değişik bir hal almıştır.”
Nitekim, ABD, 5 Ekim 2023 tarihinde de, Kuzey Irak'ta SİHA mızı düşürdü.
Ürdün'den kalkan F16 larla vurdu. İki tarafta olayın büyütülmemesine karar verdi!
Odaklanmamız gereken asıl konu dışına çıkmamak için, bu aşamada olayı büyütmek işimize gelmedi. Tabii ki, unutmayacağız, kara kaplıya yazdık.
DİNSİZİN HAKKINDAN İMANSIZ GELİR.
Bugün güvenliği için hertürlü desteği verdiği İsrail ABD ye bakınız ne yapmış;
Tarih 8 Haziran 1967
Arap-İsrail savaşının 4. gününde İsrail, ABD'ye ait USS Liberty gemisini vurdu. Sina açıklarında bulunan geminin bombalanması ardından 34 ABD askeri hayatını kaybetti. İsrail, Mısır gemisi olduğunu belirtip pardon dedi. Özür diledi. Aslında İsrail, geminin ABD'ye ait olduğunu biliyordu.
Amerika donamasına ait olan USS Liberty adlı zırhlı gemi Altı Gün Savaşı’nı gözlemlemek için Sina açıklarında bulunuyordu.
Bu saldırıda tam 34 kişi öldü ve 171 kişi de yaralandı.
İsrail yanlışlıkla vurduk dedi. Güya Mısır gemisi zannetmişler. Özür dileyerek olaydan ustaca sıyrıldılar.
İlginçtir, İsrail’in "olayın büyük bir hata" olduğuna dair iddiası dönemin ABD hükümeti tarafından kabul gördü.
Saldırı gerçekten bir kaza mıydı?
Al Jazeera’nin iddia ettiğini göre olay kaza değildi. İsrail, Amerikan gemisini kasten vurmuştu. İddialarını olay anındaki 2014'de ulaştıkları ses kayıtlarına dayandıran Al Jazeera’nin ulaştığı kayıtlarda şu ifadeler yer alıyor:
Saat:14.10’da
Pilot: Amerikan mı?
2. Pilot: Ne demek Amerikan mı? Kontrol kulesi: Neden bahsediyorsunuz? Yorum yok.
Bu konuşmadan sonra İsrail jetleri gemiyi bombalıyor. Jetler çekiliyor ve üç adet İsrail hücumbotu gemiye yaklaşıyor.
Saat 14.12’de
Pilot: Gemi hangi devlete ait?Kontrol kulesi: Amerika.
Saldırının kaza olmama ihtimalini destekleyen bir diğer şey ise saldırıdan sağ kalanların iddialarıdır. Sağ kalanlar İsrail uçaklarının iddia ettiğinin aksine geminin sancağında Amerikan bayrağı olduğunu belirttiler.
Hap kadar bir ülke, güçlü lobileri ve ABD senatosundaki yahudiler sayesinde dünyanın en büyük süper gücüne ayar verebiliyor. İlginç değil mi? İkisininde bir birine ihtiyacı var. Tam bir win win durumu.
Son 1 ayda 19 şehit verdik. Üzüntümüz ve öfkemiz çok büyük. Sahte müttefikimiz ABD'nin eğitip donattığı terör örgütü ile 40 yıldır mücadele ediyoruz. Bugüne kadar sivil, asker onbinlerce şehit verdik. Şehit sayımızın 2 katı kadar da gazimiz var.
Hepsinin müsebbibi bu eli kanlı sözde müttefikimiz.
Yaptıklarını asla unutmadık, unutmayacağız. Şimdilik not alıyoruz, ama hesap günü mutlaka gelecektir.