Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.

Değerli okurlarım,

Köyümüzde muhtarlık seçimleri olduğu zaman muhtar adayları kendilerini anlatmak için gelir ve söze şöyle başlardı:

“Mehmet Ağa, Halime Abla, Turhan Bey, Reşide Hanım, sen nereye oy vereceğini benden daha iyi bilirsin...” der ve söylemek isteyeceğini ondan sonra söylerdi.

Bizim insanımız oy vereceği yeri bilir.

Bu yüzden ben sizlerin nereye oy vereceğinize karışmam.

Yanlış anlaşılmasın.

Kastamonu için proje

Değerli okurlarım,

Bir Kastamonulu olarak yıllardır il dışından Kastamonu’yu takip ediyorum. Son on yıldır da içeride sizlerle beraber yaşıyorum.

Değerleri üzerine ulusal ve uluslararası toplantılar ve yayınlar yapılan, lezzetleri ve farkındalıklarıyla öne çıkarılmaya çalışılan fakat kabuğunu kırmakta, dışarıya açılmakta zorlanan bir Kastamonu var.

Değerleri üzerine yapılan çalışmalar ciltler dolusu. Ama bu hususta bir politika geliştirilemiyor.

Gözlemlerime göre yerel siyasetçilerimiz merkezi politikayı temel alan siyaset yapıyorlar. Kastamonu için politika üretmekte zorlanıyorlar. Bu seçimde de yaptığım gözlemlerde iktidar partisi adayları bugüne kadar merkezi hükümetin lütfedip Kastamonu’ya yaptıklarını anlatıyorlar. Muhalefet adayları da yine genel merkezlerinin yapmayı vadettiği genel politikalarını bizlere aktarıyorlar.

Bugüne kadar örneğin, Kastamonu’muza kültür alanında ne gibi yeni hizmetler getirileceğini kimseden duymadım. Belki de benim haberim yok. Ya da bu ekonomik durumda kültüre sıra mı geldi, diyebilirsiniz. Belki de siz haklısınız.

Önceki zamanlarda Nasrullah Gazetesi’nden,yakın zamanda da bu köşeden Kastamonu’muz için yazdığım bazı önerilerim vardı. Bu önerilerim arasında maliyeti olmayan, maddi yükü bulunmayan kültürel değerlerle ilgili olanlar da vardı. İl dışından arayanlar oldu. Eski belediye başkanlarımız aradı, destek verdiler. Her birisine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Fakat aktif siyasetçiler bu projelere pek itibar etmiyorlar.

Katar’ın yükselişi

Değerli okurlarım,

Sosyal Bilimlerde “gözlem” bir metottur.

Ben de gözlemlerime dayanarak Kastamonu’da siyasi arenada ismi öne çıkan ve yükselen bir ismi, Ahmet Katar’ı değerlendirirken yukarıda dikkat çektiğim unsurla karşılaştım.

Ahmet Katar’ın yükselişinde çeşitli etkenler öne çıkıyor ama bunlardan birincisi ve bana göre en önemlisi yerelde politika üretme çabasıdır.

Katar, Kastamonu’da doğmuş ve hayatının tamamını bu memlekette geçirmiş. Kastamonu’yu iyi biliyor. Sorunlarını keşfetmiş. Bu sebeple yerel anlamda politika üretiyor.

Köylüyü biliyor

Öncelikle bir köy çocuğu, köyü biliyor. Köylüyü biliyor. Köy hayatını biliyor. Kastamonu’da köy nüfusu fazla, bu da alanda karşılık buluyor.

Babam der ki: Şehirden köye veya köy yakınında bir yere piknik yapmak üzere gelen bir ailenin çocukları, hayvan güden/otlatan çocukları görünce, her şeyin hasını, doğalını bu çocuklar yer diye düşünür. Çünkü kitapta böyle okumuştur. Yumurtanın, yağın, sütün, yoğurdun, kısaca her şeyin doğal olanı köydedir. Bu köy çocukları bu ürünlerin en kralını yerler. Oysaki köylü vatandaş da herkes gibi geçim savaşı verir. Satmak için yumurtayı biriktirir. Süt sabah sağılıp sütçüye verilir. Sistem böyle devam eder. Şehirlerimiz gibi köylerimizde de zengin vardır, fakir vardır.

İşçi olmuş

Katar’ın hayatının diğer yönleri de onun halkı anlamasına fırsat tanıyor. Herkes onu sanayici biliyor ama o (sanırım) Taş Mektep mezunu.Bir torna ustası. Yani işçi. İşçinin ne yaşadığını biliyor. Onunla iletişim kurabiliyor, halini anlıyor.

Esnaf ve sanayici

Aynı zamanda esnaf. (Galiba) emeklilikten sonra iş hayatına atılmış. Esnafların dilinden anlıyor. Biz alışveriş yaparken ürünü alıp parayı esnafa verdiğimiz için esnafın işi tıkır zannederiz. Öyle olmadığını yaşayarak öğrenmiş.

İş hayatında daha sonra “sanayici” olmuş Katar. Sanayi yatırımı önemli. Katma değer üreten bir yatırım. Tüccarlığa devam edip,“aldığımı satayım, para kazanıp yatırımı da il dışına yapayım, keyfime bakayım” dememiş. Kastamonu’ya fabrika açmış. Sanayicinin halini anlıyor. Bütün bu meslek gruplarının sorunlarını sadece bilmiyor aynı zamanda yaşamış hemhal olmuş, anlıyor.

Organize sanayinin bürokrasi yerine işadamlarının kendileri tarafından yönetilmesine vesile olacak çabalar sarf etti ve organize sanayi sivilleşti. Oradaydım.

Sivil toplumda yer almış

Bunlara ilave olarak Katar, sivil toplum faaliyetlerinde de yer aldı. İstanbul’da örgütlenen Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği KASİAD’ın Kastamonu Şubesini kurdu. Birkaç defa Kastamonu’da, İstanbul’daki ve Kastamonu’daki işadamları ile bürokratları ve bilim adamlarını buluşturdu. Benim de katıldığım geniş toplantılar yaptı. Bu toplantılardan bir tanesinin konusu “kendir” meselesi idi. Ve sonuçta Kastamonu’muzda kendir ekim dikimi için büyük firmalar harekete geçti. Buna önayak oldu. Yine Kasiad marifetiyle ilimize yapılan uçak seferlerinin saatlerinin düzenlenmesi başta olma üzere pek çok konuyu gündeme taşıdı. Bunları basından takip ettik. Aday olmadan önce de sivil toplumda memleketi için bazı işler yapmaya çalıştığını görüyoruz.

Bozkurt ile çevre ilçe ve köyleri etkileyen sel felaketinde KASİAD’la birlikte ciddi destek verdi. Yine tanıyanlardan duyduğum kadarı ile il içinde ve köylerde ciddi yardımları var. Bunların ayrıntısına vâkıf olamadım. Söylenmiyor. Doğrusu da bu.

Yukarıda bir kısmını sizlerle paylaştığım gözlemlerim neticesinde ulaştığım verilere göre,(bana göre) Ahmet Katar’ın yükselişinin sebebi Kastamonu’yu iyi tanıması, içeriden birisi olması, sorunlarını bilmesi. Ankara’da üretilen politikalarla yetinmeyip yerel politikalara yönelmesi, sorunlara çözüm arama çabası içinde olması onun yükselişinde en önemli etken.

Son söz olarak…

Değerli okurlarım,

Bize hizmet sunmak için yarışan politikacıların genel merkez politikaları ile yetinmemeleri, aynı zamanda Kastamonu’ya dair fikirler üretmelerinin geniş kitlelerde karşılık bulmasında ne kadar önemli olduğunu Ahmet Katar örneğinden anlıyoruz.

Bizim gibi daha az gelişmiş şehirlerin, bizzat o şehir için politikalarüretecekinsanlarımıza ihtiyacı var. Ankara’dan oluşturulacak politikalarla yetinmemek gerekiyor.

Çünkü diğer illere göre epey geride kaldık. Merak edenler devletimizin istatistik verilerine müracaat edebilirler.

Görüştüğümüz siyasetçilere “Kastamonu için, ama sadece Kastamonu için fikirleriniz ve projeleriniz neler?” diye sormamız gerekiyor.

Ben soracağım.

Sağlıcakla kalın.