Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Akif Güzel, düzenlediği basın açıklamasında, hükümetin iklim değişikliğiyle mücadele adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve tartışmaya başlanan İklim Kanunu’nu sert bir şekilde eleştirdi.
Güzel, ekonomik durumu eleştirerek, enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin sorumlusunun hükümet olduğunu belirtti. Elektrik zammını ve yandaş ilişkilerini de eleştirerek, “Elektrik üretim maliyeti 49 TL iken vatandaştan 183 TL dağıtım bedeli alınıyor” dedi. Yeniden Refah Partisi olarak, adaletsiz düzene karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Güzel, “Önce millet, önce adalet, önce ahlak” diyerek, daha adil bir ekonomi vaat etti.
Yeniden Refah Partisi Kastamonu İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan İl Başkanı Av. Akif Güzel, sözlerine Genel Başkan Dr. Fatih Erbakan’ın selamlarını ileterek başladı. Geçtiğimiz hafta büyük bir coşku içinde gerçekleştirdikleri İl Kongresi’ne gösterilen ilgiye teşekkür eden Güzel, “Kastamonu’da Yeniden Refah Partimize olan büyük takdir ve teveccühü bir kez daha göstermiş olduk. Bu kadroların Kastamonu’muzda neler başarabileceğini de zamanla hep birlikte göreceğiz” dedi.
"EVET OYU VEREN VERECEK OLAN TÜM MİLLETVEKİLLERİ BÜYÜK VEBAL ALTINDADIR"
Basın toplantısının ana gündem maddesi ise TBMM’de görüşülmeye başlanan İklim Kanunu oldu. Güzel, bu kanunun kamuoyuna yeterince anlatılmadığını savunarak şu ifadeleri kullandı: “İklim Kanunu meclise getirilerek madde madde onaylanmaya başlandı. Bu kanuna en gür sesle karşı çıkan ve eleştiren Genel Başkanımız Sayın Dr.Fatih Erbakan ve partimizdir. Kanun maddeleri incelendiğinde, yapay ete geçiş, karbon ayak izi gibi birçok izahı mümkün olmayan maddelerle karşılaşıyoruz. Artık bağı, bahçesi, tarlası olan üreticimiz ilgili kurumlardan izinsiz hiçbir ürün ekemeyecek. Köyünde beslediği hayvanlar, çok fazla karbon salıyor denilerek çiftçimizin elinden alınabilecek. Bindiğimiz araçlar, çok fazla karbon salıyor bu sebeple seyahat kısıtlaması var denilerek hayatımız kısıtlanabilecek. Bir anlamda kölelik düzenine benzer bir uygulama ile Türkiye’miz karşı karşıya kalabilecek. Bu kanuna evet oyu veren verecek olan tüm milletvekilleri büyük vebal altındadır. Umarım Kastamonu Milletvekilleri bu kanuna destek olmayacaklardır. Aksi halde vicdanlar ve tarih önünde büyük bir vebal altındadırlar..”
"HAKSIZLIĞA OLAN TEPKİYİ EN GÜR SADA İLE VERMEK GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM"
İl Başkanı Akif Güzel, dünkü Filistin mitingine de değinerek, organizasyonun daha geniş katılımlı ve duyurulu olması gerektiğini ifade etti: “Milli İrade Platformu ve İHH tarafından düzenlenen Filistin’e destek mitingi vardı. Bu mitinge hemşehrilerimiz ile birlikte katılım sağladık. Ancak mitingin Kastamonu’da ki tüm STK’ların katılımıyla gerçekleştirilmesi ve yeterince duyurulması gerekirdi. Haksızlığa olan tepkiyi en gür sada ile vermek gerekir diye düşünüyorum. Sadece mitingler ile değil, hükümetin de bu konuda iradesini koyması gerekir. Katil İsrail hiçbir ateşkes çağrısına uymadan kadın çoluk çocuk yaşlı demeden katliam yapıyor. Daha ne duruyorsunuz? Erbakan Hocamızın geçmişte yaptığı gibi İncirlik Üssünü derhal kapatın ve Ordumuzu İsrail’e doğru yollayın.. Katil Sürüsü olan İsrail ancak güçten anlar..”
"HAKKINI ALAMAYAN, DAHA DOĞRUSU HAKKI GASP EDİLEN ÇALIŞANLARIMIZ, EMEKLİLERİMİZ ACABA SİZLERE HAKKINI HELAL EDECEK Mİ?"
Ekonomik sıkıntılara da dikkat çeken Güzel, hayat pahalılığı karşısında vatandaşın ezildiğini vurguladı. Gıda fiyatlarındaki artıştan örnekler veren Güzel, şunları kaydetti: “Türkiye olarak ne yazık ki, milletimizin gerçek gündeminden uzaklaştırıldığı, yapay polemiklerle oyalandığı bir dönemi yaşıyoruz. Ülke gündemi diplomalarla, boykotlarla meşgul edilirken, halkımızın mutfağındaki yangın her geçen gün artarak devam ediyor! Hayat pahalılığı sinsice, sessizce, ama acımasızca büyüyor. Gıda fiyatları bir ayda yüzde 4,2; bir yılda yüzde 42,4 oranında artmış! Giyim harcamaları yüzde 61; eğitim giderleri yüzde 91 oranında zamlanmış! Yani evladını okula göndermek, üstüne başına kıyafet almak, artık milyonlarca vatandaşımız için bir hayale dönüşmüş durumda! Dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda için yapması gereken aylık harcama 23 bin 615 lirayı bulmuştur. Ancak bugün milyonlarca insanımıza reva görülen 22 bin 104 lira asgari ücret, bırakınız giyimi, barınmayı, faturayı… 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarına bile yetmemektedir! Gıda ile birlikte diğer tüm temel ihtiyaçlar için bir hanenin, ayda en az 76 bin 922 lira gelire ihtiyacı vardır. Bu ne demektir? Bu, bir hanenin ancak üç buçuk asgari ücretle ayakta kalabileceği anlamına gelir! Dört kişilik bir ailede üç kişi çalışsa bile bu maaşlarla kimseye muhtaç olmadan, borçsuz bir şekilde ev geçindirmek mümkün değildir! Ülkemizde insan onuruna yaraşır bir hayat sürmek, bırakınız işsiz kardeşlerimizi, çalışanlar için bile artık hayal haline gelmiştir! Şimdi soruyorum sizlere: Bu adaletsiz düzenin sorumlusu kimdir? Bu fiyatlara, bu enflasyona, bu geçim sıkıntısına bizi mahkûm eden ekonomi yönetimi değil midir? Daha açık soruyorum: Açlığın, sefaletin, geçinememenin sorumlusu Hükümet değil midir? Hükümet değilse kimdir? Yaşadığımız tüm haksızlıkların, adaletsizliklerin ve geçinememenin asli sorumlusu tabii ki ülkemizi yönetenlerdir. Hükümettir! Hakkını alamayan, daha doğrusu hakkı gasp edilen çalışanlarımız, emeklilerimiz acaba sizlere hakkını helal edecek mi?"
"GEÇEN HAFTA YAPILAN YÜZDE 25’LİK YENİ ELEKTRİK ZAMMI, ELEKTRİK ÜRETİM MALİYETİ ARTMADIĞI HALDE YAPILDI"
Son yapılan elektrik zammına da sert tepki gösteren Güzel, zamların üretim maliyetinden değil, dağıtım şirketlerinin karından kaynaklandığını öne sürdü: “Bugün yine milletimizin canını yakan bir adaletsizlikle, bir vicdansızlıkla karşı karşıyayız! AK Parti iktidarı yıllar önce “hizmet artacak, fiyatlar düşecek” diyerek başlattığı elektrik özelleştirmesinin sonucunu, şimdi hep birlikte görüyoruz: Fiyatlar düşmedi, tam tersine fahiş zamlar yapıldı; hizmet artmadı, fatura ise her zaman olduğu gibi yine milletimize kesildi! Geçen hafta yapılan yüzde 25’lik yeni elektrik zammı, elektrik üretim maliyeti artmadığı halde yapıldı. Yani bu zam, elektrik üretimi pahalandığı için değil, yandaş dağıtım şirketlerinin kârı artsın diye yapıldı. Peki, kimdir devletten elektriği ucuza alıp, yine devletin döşediği hatlardan geçirip, halka zamlı zamlı satan iktidar destekli şirketler! Bu zamla birlikte, milletimizin cebinden her ay çıkacak 5,3 milyar lira, doğrudan bu şirketlerin kasasına akacaktır! Bu parayla kaç işsize iş bulunur, kaç ev evsize ev yapılır… Milletin alın teriyle kazandığı helal para, elektrik tüketim bedeli adı altında; hiçbir üretim yapmayan, devletin ürettiği elektriği devletin döşediği hatlardan geçirip “dağıtım” yapan şirketlere aktarılmaktadır! Bakınız… Hesap ortada… Konutlarda kullanılan elektriğin üretim maliyeti sadece 49 lira. Ancak bu elektriği vatandaşa ulaştırmak için kesilen “dağıtım bedeli” tam 183 lira! Yani milletimiz elektriğe değil, havaya para ödemektedir! Faturadaki her 100 liralık tutarın 79 lirası, üretime değil, şirketlerin kasasına gitmektedir! Yazık değil mi? Ayıp değil mi? Daha da vahimi, şehit ailelerine ve gazilerimize devlet eliyle sağlanan destekli elektriğin bile yüzde 93’ü bu şirketlere gitmektedir! Bu nasıl bir adalettir? Bu nasıl bir vicdandır? Sadece vatandaşın değil, devletin de sırtına yük olmaktadırlar” dedi.
"YENİDEN REFAH PARTİSİ OLARAK BİZ, BU ADALETSİZ DÜZENE “DUR” DEMEK İÇİN VARIZ!"
Son olarak Güzel; “Yeniden Refah Partisi olarak biz, bu adaletsiz düzene “dur” demek için varız! Biz, “önce millet”, “önce adalet”, “önce ahlak” diyoruz! Bu ülkenin kaynakları vardır, çözüm mümkündür, bereketli bir ekonomi mümkündür. Ancak bunun için öncelikle bu faizci, rantiyeci zihniyetten kurtulmak gereklidir! Elektrikte, doğalgazda, gıdada, her alanda milletimizin sırtına yük olan bu adaletsiz sistemi sona erdirmek, hakkı ve adaleti hâkim kılmak için geliyoruz! Yeniden Refah iktidarında vatandaşımız fatura öderken ezilmeyecek, kamu kaynakları yandaşa değil, vatandaşa kullanılacaktır! Çare Millî Görüş’te, Çözüm Adil Düzen’dedir. Sizleri katılımlarınızdan dolayı tekrar saygıyla selamlıyorum”