Şahanoğlu yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: “Türkiye Kick Boks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni adaletsizliğinize, haksızlığınıza ve yalanınıza alet ettiniz. Bu durumun hesabı muhakkak sorulacaktır. Çünkü devlet her zaman 18 yaşındadır…
Değerli spor camiası, konuyu kısaca anlatmak istiyorum. 19-25 Kasım tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek olan 1. CSIM Askeri Kick Boks Şampiyonası için bir takım oluşturulduğunu öğrendik. Takımın, TSK mensubu olan sporculardan ve onların dışındaki sikletlerde şampiyon olan sivil sporculardan oluşacağı, böylece TSK’nın temsil edileceği bilgisi verildi. Ancak, sikletinde şampiyon olan sporcum Asuman Çığlıoğlu’nun takımda olmadığını; onun yerine 2. olan sporcunun seçildiğini öğrendik. Liste kimseye duyurulmamıştı ve sporculara kimseye bilgi vermemeleri söylenmişti, çünkü burada yarışan sporcular TSK personel alımından yararlanabilecekti. Sporcumun da böyle bir hayali ve hakkı vardı.
Bu durum üzerine federasyon başkanını aradım. Görüştüğümde kendisi bunun kesinlikle kendileriyle alakalı olmadığını, takımı TSK’nın belirlediğini söyledi. Hatta şaşkın bir şekilde, “Asuman’ı yazmamışlar, 2. olan Kübra’yı yazmışlar” ifadesini kullandı. Bunun üzerine TSK Spor Gücü komutanlarından Kemal Albay ile görüştüm. Kendisinden öğrendiğime göre liste resmî yazı ile federasyondan istenmiş ve Salim Kayıcı’nın, TSK mensubu dışındaki sporcuları belirlediği bilgisi edinilmiştir. Yani anlayacağınız, Salim Kayıcı yalan söylemiştir. Haksızlık, adaletsizlik ve adam kayırmacılıkla, bir sporcunun yıllarca döktüğü alın terini ve emeğini elinden almıştır. Dahası, bu yalanına ve adaletsizliğine Şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri’ni alet etmiştir.
Sonuç olarak, Dünya Askeri Oyunları’nda TSK’yı, sikletinin birincisi ve Avrupa Şampiyonu bir sporcunun yerine Türkiye Şampiyonluğu olmayan bir sporcunun temsil edeceği kararlaştırılıyor. Peki, bu adaletsizliği federasyon yaparken, TSK Spor Gücü komutanları ve yetkilileri neden buna göz yumuyor? Federasyonun bu haksızlığı neden yaptığı ise malumunuzdur. Evet, ben bir önceki dönem federasyon başkan adayıydım. O dönemde de camianın antrenörleri, hakemleri ve sporcularının haklarını savunmak için sonuna kadar mücadele ettim. Başkanın kendisi de bunu ifade etmiştir; süreci dürüst ve doğru bir şekilde tamamladım. Bu konuda da sporcumun hakkını sonuna kadar savunacağım. Şahsi çıkarları için sporcularının hakkının yenilmesine göz yuman, ideallerinden ve doğrularından taviz veren bir antrenör olmadım, olmayacağım. Sporcumun hakkı iade edilene kadar mücadelemi bırakmayacağım.
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın ve Milli Savunma Bakanlığımızın yetkililerinin bu konuya müdahil olmaları için tüm çabamı göstereceğim. Federasyonumuzun ve bakanlıklarımızın bu tür haksızlık ve adaletsizliklerle anılmasını istemiyorum. Bu yüzden konuyu medyaya ve basına taşımak istememiştim. Ancak, Salim Kayıcı bu işi düzeltmek yerine bakanlık yetkililerimize de yanlış beyanlarda bulunmaya devam etmiştir. Başkan Salim Kayıcı, benzer skandallarla Türkiye Kick Boks Federasyonu’nun kurumsal kimliğine büyük zarar vermiştir. Şimdi ise Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bu skandala alet etmiştir. Devlet yetkililerimizin gereken hassasiyeti göstereceğinden şüphem yoktur.”