Uzm Dr. Oğuzhan Sepetçigil tarafından Dijital Dünyada Dengeli ve Sağlıklı Çocuklar Yetiştirmek başlığı altında yayımlanan açıklama şöyle oldu:
 

Ebeveynlerden beklenen, bebeğin anne karnındaki yolculuğundan itibaren, ona huzurlu, sağlıklı ve güvenilir bir ortam sunmaktır. Bu süreç annenin, stresten ve zarar verici alışkanlıklardan uzak, dengeli ve güvenli bir gebelik dönemi geçirmesi ile başlar. Sağlıklı bir çocuğun takibinde, doğumdan başlayarak büyüme ve gelişmenin izlenmesi ve aşılama ne kadar önemli ise; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmeyi kötü yönde etkileyen durumlara karşı koruyucu önlemlerin alınması ve ailelere bu konuda bilinç kazandırılması da bir o kadar önem kazanmaktadır.

Günümüz dünyasında, bilim ve teknolojik ilerlemeler, yeni medya kavramı ile ifade edilen dijital dünyayı, evlerimizin en mahrem yerlerine kadar getirmekte, birçok toplumda çocuklar günün önemli bir bölümünü çevrimiçi video oyunları, sosyal paylaşım siteleri vb. ortamlarda geçirmektedir. Birçok anne babanın düşündüğü gibi, sanal ortamlardaki tehlikeler sokaktaki tehlikelerden daha mı azdır? Siber çocuklarımızı veya diğer ifadeyle ‘Z’ kuşağımızı, hangi çeşit tehlikeler beklemektedir? Hayatımızı kolaylaştıran ve akıl almaz bir şekilde hayatımızı saran bu dijital dünyayı, kendimiz ve çocuklarımız için nasıl daha güvenli ve dengeli hale getirebiliriz?

Günümüzde çoğu bebek veya çocuk fiziksel oyuncakları ile tanışmadan tablet ve dijital oyunlarla tanışıyor. Tabii ki bu olay çocuğun çevresi tarafından sunulan bir dayatma ile açıklanabilir. Çocuğun gelişim özellikleri ve fiziksel dünyaya bu süreçte ne kadar ihtiyaç duyduğu düşünüldüğünde, 3 yaşın altında zorunlu haller veya istisnai durumlar dışında teknolojiye maruz kalmamalıdır. Teknolojiye bu dönemdeki çocuk ne kadar maruz kalırsa o derece, bazı gelişim süreçlerinde aksama olabileceği gösterilmiştir. Her ne kadar birçok ebeveyn, çocuğunu yemek yedirebilmek, susturabilmek, uyutabilmek, oyalayabilmek gibi nedenlerle teknolojinin çekiciliğini kullanmak istese de bu durum çocuğun dijital dünyaya ilk adımlarını oluşturmaktadır ve sağlıklı bir durum olmadığı konusunda önemli gerekçeler vardır. Her defasında tablette bir video açıp çocuğunuza yemek yedirdiniz. Bir süre sonra çocuğunuz tablete şartlanacaktır ve hep isteyecektir.

Nasıl ki çocuğumuzun eğitiminden, sağlığından ve her türlü güvenliğinden ebeveynleri olarak bizler sorumluysak ve çoğu kararları onların yerine ve onların iyiliğini düşünerek bizler alıyorsak, o zaman dijital dünya konusunda da en az onlar kadar teknoloji okuryazarlığına veya dijital dünyaya ilişkin bütüncül bir farkındalığa sahip olmalıyız. Onun kadar teknolojiyi iyi kullanmasak da, onlardan daha iyi dijital dünyanın içeriği ve koşullarını bilmeliyiz. Yani çocuğumuzun yağmurlu havada dışarı çıkmasını engellemek yerine onunla dışarı çıkıp şemsiyeyi onun yerine tutmalı, bir süre sonra ise şemsiyeyi onun tutmasını öğretmeliyiz. Onunla birlikte yağmurda yürürken, koşarken veya karşıdan karşıya geçerken olası riskleri öğretmeliyiz. Diğer taraftan, kendini koruduğu ve önlem aldığı sürece yağmurlu havanın sağladığı güzelliği ona göstermek, dijital dünyanın kazandırabileceği fayda ve katkıyı öğretmek benzer değil midir? En az 12-13 yaşına kadar şemsiyeyi bizim tutmamız, sonrasında onun tutmasını sağlamamız bu açıdan önemlidir.

Çocuklar doğumdan itibaren, sürekli bir bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel bir gelişim ve değişim içindedir. Bu değişim, onu sürekli anlamayı, yönlendirmeyi ve gözetmeyi gerekli kılan zor bir süreçtir. Öyle ki yaptığımız bazı hata ve ihmaller bazı sorunlara yol açabilir. Çocuğunuz önce sizi tanır, sizden etkilenir, ardından sosyal çevreyle etkileşime girer. Aile fertlerinin birbirine bağlılığı, sevgi, saygı ve uyumu, aidiyeti; ebeveyn çocuk bağlılığını oluşturur. Çocuğumuzla kurduğumuz güçlü bağlar, iletişimimizin kuvvetli olmasına ve her türlü kötü alışkanlık, bağımlılık ve tehlikelerden koruyucu bir kalkan oluşturmaya neden olur. Ona değer vermek, sevdiğimizi söylemek, ona güvendiğimizi hissettirmek, birlikte kaliteli zaman geçirmek; ahlak, değer, benlik ve karakter açısından sağlıklı bir insan olmasına yol açar. Çocuğumuza teknoloji kullanımımız ve dijital dünyadaki davranışlarımız açısından da iyi bir rol model olmalıyız. Bizi, bire bir gözlemlediği için özellikle 12 yaş öncesi, dijital dünyadaki davranışlarımız çok önemlidir. Bazı ebeveynler sosyal medyada çocuğunun sevimli ve komik, bazen de çıplak ve uygunsuz resim ve videolarını paylaşırlar. Sharenting –paylaşan ebeveynlik- olarak isimlendirilen bu durumun, ne kadar tehlikeli olacağı; sayısına, sıklığına, içeriğine ve hangi bilgilerin bu paylaşımlarla verildiğine bağlıdır. Paylaşılan her şey dijital dünyada iz bırakır ve anlık paylaşılıp silinse dahi kesinlikle silinmez. Birçok paylaşım masumdur, yakın arkadaş ve akrabalarla paylaşma veya belki de anıları biriktirme amaçlıdır. Çok az bir kısmı ranta yani para kazanmaya dönüşen amaçlar olsa da; internet dünyasında, çocuk kaçırma, hırsızlık, pedofiller gibi bazı kötü niyetlilerin hedefinde olabilir. Birçok ülkede bazı sosyal medya sitelerine üye olma ve kullanma yaş sınırı 13’tür ancak mahremiyeti koruma sorumluluğu her türlü ebeveynlere aittir.

Yapılan çalışmalar, çocukluk çağında internet kullanım sıklığının yıllar içinde artmaya devam ettiğini, tanışma yaşını küçüldüğünü, ayrılan sürenin arttığını göstermektedir. Çocukların internette karşılaşacağı riskler, dört temel grupta toplanabilir; teknoloji ilişkili riskler, tüketici ilişkili riskler, bilgi gizliliği ve güvenlik riskleri ile sağlıklı ilişkili risklerdir. Çocukları internet kullanıcısı olarak ilgilendiren riskler; içerik ve iletişim ile ilgilidir. Uygunsuz içerikler; cinsel ve şiddet içeren görüntüler; reklamcılığın kimi biçimleri; yasadışı içerikler, eziyet, işkence, nefret söylemleri içeren materyaller; kendi kendine zarar verme, intihar veya anoreksiya gibi sağlıksız veya tehlikeli davranışları öneren web siteleri yer alabilir. İletişim riskleri ise çevrimiçi sohbet ortamlarında sarkıntılık, taciz, yasadışı ve uygunsuz içerik paylaşımı ile oluşan risklerdir.

Kastamonu'da 23 Nisan 2025 bugün nöbetçi eczane hangileri? Kastamonu'da 23 Nisan 2025 bugün nöbetçi eczane hangileri?

Çocuğunuz, teknoloji bağımlılıklarında veya teknolojinin aşırı ve problemli kullanımlarından iki açıdan zarar görebilir. Birincisi; sağlıksızca ve bilinçsizce kullanım sonrası çocukta bazı psikolojik sorunlar, fiziksel sağlık sorunları ve sosyal problemlerin görülmesidir. İkincisi ise; teknoloji ile geçirilen aşırı zaman nedeni ile sosyal medya, dijital oyunlar gibi etkinliklerin çocuğun gerçek yaşamındaki uyku, yemek, ders, günlük yaşam görev ve sorumluluklarına ilişkin zamandan çalmasıdır.

İnterneti dengeli kullanımda en dikkat edilmesi gereken konu, kullanım amacı ve kullanım miktarıdır. Bu dengenin kurulması büyük ölçüde aşırı ve problemli kullanıma engel olacaktır. Örneğin eğitsel oyunlar aksiyon oyunlarına göre; internette araştırma yapmak sosyal medya kullanmaya göre daha az bağımlılık riski oluşturmakta ve teknolojiyle daha az zaman geçirmeye neden olmaktadır. Öyleyse ilk kuralımız; kullanım miktarını sınırlamak ve bağımlılık riski oluşturmayan kullanım amaçlarına yönlendirmektir.

Teknolojiyi bilinçli ve doğru kullanan;vicdanlı,merhametli ve sağlıklı,sevgi dolu, mutlu çocukların özlemiyle ; güzel günler diliyorum.

Editör: Serkan Kebecioğlu