Biliyorum çok zor ama gelin bir empati yapalım.
Kendinizi ve ailenizi Gazze'de bir evde hayal edin. Yanınızda küçük çocuklarınız, yaşlı anne babanız var. Elektrik, su, enerji, gıda, ilaç yok. Heran tepenize bir bombanın düşmesi korkusuyla, dehşet içinde ölümü bekliyorsunuz.
Ne kadar korkunç ve çaresiz bir durum değil mi?
Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
Dünyanın başbelası, eli kanlı iki terör devleti yine işbaşında. Bana göre, en kanlı, en acımasız, en vahşi, en tehlikeli terör devleti bu ikisi. İstihbarat örgütleri marifetiyle, terör örgütlerini kuran, eğiten, donatan ve masum coğrafyalara musallat eden de bunlar.
Biri dünyanın en büyük gücü ABD, diğeri ise; dünyadaki tüm müslümanlar aynı anda tükürseler haritadan silinecek kadar küçük, fakat en az hamisi ABD kadar tehlikeli ve acımasız siyonist İsrail.
Taliban, İşid, PKK, PYD, FETÖ, El Kaide, El Nursa gibi terör örgütlerini kuran, destekleyen, onları hedef aldığı ülkelere musallat eden, sonra da, terörle mücadele bahanesiyle bu örgütlerin faaliyet gösterdiği ülkelere askeri müdahalede bulunan ABD bu defa arka bahçesindeki pitbull, İsrail'i masum insanların üzerine salıyor. İsrail'e diğer ülkelerin müdahalesini önlemek için bölgeye uçak gemisini ve donanmasını gönderdi. Pitbull'unun yemini de eksik etmiyor. Ağır silahlar; bomba ve füze taşıyan kargo uçaklarının biri iniyor, diğeri kalkıyor. Bu defa mağdur(!) olan zavallı (!) İsrail. İşgalci olan, yıllardır o toprakların gerçek sahiplerine cehennemi yaşatan kendileri değil sanki!
Hamas, bu saldırısının; İsrail'in işine yarayacağını, soykırımın yolunu açacağını tahmin edememiş olamaz. Sanki ortada büyük ve şeytani bir plan var. Akıllara 11 Eylül ikiz kuleler olayı geliyor.
Biliyorsunuz, sözde müttefikimiz ABD'nin en çok uğraştığı ülkelerin başında biz geliyoruz. 40 yıldır, başımıza musallat ettiği, kendi kurduğu terör örgütü PKK ile mücadele ediyoruz. Bu yetmez gibi bir de FETÖ'yü başımıza bela etti. Bizi sadece terörle değil, her alanda yıpratmaya, gelişmemizi engellemeye çalışıyor. 70 yıldır, tarımımıza, üretimimize, eğitim sistemimize; içimizdeki hain işbirlikçilerini de kullanarak müdahale etmedi mi?
ABD, kurduğu terör örgütlerini birbirine karşı da kullanıyor. IŞİD’e karşı, PKK/YPG’yi kullanması gibi. Her türlü şeytanlık bunlarda.
ABD’nin desteklediği bir terör örgütüne operasyon yaparsanız, ABD Başkanı hemen devreye giriyor ve sizi, bölge barışını tehdit etmekle ve sivilleri öldürmekle suçluyor.
Halbuki ki, dünya barışını tehdit eden ta kendisi... Afganistan’da, Irak’ta Libya'da ve Suriye’de milyonlarca sivili, masum çocukları gözünü kırpmadan öldüren de ABD ordusu değil mi?
Bu iki terörist devlet; ABD ve İsrail kendi çıkarları söz konusu olduğunda, soykırımda dahil en vahşi, en acımasız yöntemleri kullanmaktan çekinmiyor.
İsrail dünyanın gözünün önünde sivil konvoyları vuruyor, fosfor bombası kullanıyor, hastaneleri dahi hedef alıyor, hastanelerin boşaltılması için süre veriyor... Her türlü savaş suçunu işlemekten çekinmiyor. Kimden güç alıyor? Tabii ki, ABD'den. Evet, savaş suçu işliyor. Var mı yargılayabilecek bir ülke?
İbretle şahit oluyoruz, ABD’nin pitbull'u İsrail; işgalci olduğu bölge, Gazze’de insanları aç ve susuz bırakıyor. Elektriği, suyu kesiyor, Gıdanın ve ilaç yardımının ulaşmasını engelleyerek dünyanın gözü önünde milyonlarca insanı ölüme mahkum ediyor. Elinden gelse oksijeni de kesecek. Asıl amacı; kara harekatıyla bu çaresiz insanları soykırım yaparak yok etmek.
Gazze'de bir kez daha gördük ki, insanlık ölmüş. Dünya'nın en güçlü, sözde en medeni, en modern ülkeleri bu vahşete gözlerini ve kulaklarını kapamış .
Filistin halkının yanında duran, onların sesini dünyaya duyurmaya çalışan tek ülke Türkiye.
Haberlerden öğrendiğimize göre, İsrail, bölgeye gönderilen yardımların ulaşmasını da engelliyor. Bu kadar gaddar ve acımasızlar.
Mısır, Gazze bölgesinde çok sayıda Amerikalı'nın olduğunu, İsrail yardımın ulaştırılmasına izin vermezse, Amerikan vatandaşlarının Mısıra geçişine izin vermeyeceğini açıkladı. Alkışlıyorum Mısır'ı. Bu çok önemli.
Gerçek olan şu; büyük İsrail ve BOP Projesi hedefine kararlılıkla yürüdüklerini görüyoruz. Sırada; Lübnan, İran ve Türkiye var.
Bu oyunu ne pahasına olursa olsun bozmak zorundayız. Birlik olmalıyız, güçlü olmalıyız.
Türk Devletleri Teşkilatını; sadece ekonomik işbirliği anlamında değil, askeri bir güç olarak en kısa sürede, mutlaka oluşturmalıyız.
Bu coğrafyada bize huzur yok.
Çok zor günler bizi bekliyor.
İlyas Erbay