Program, Kastamonu’nun sembolik yapılarından biri olan tarihi Nasrullah Köprüsü’nde başladı. Halk arasında "Kambur Köprü" olarak da bilinen bu yapıdan izleyicilerine selam gönderen sunucular, bölgedeki sıcak ve samimi insan ilişkilerinin Kastamonu’yu özel kıldığını vurguladı.
GÜVERCİN YEMLERKEN TARİHLE BULUŞMA
Nasrullah Camii’nin önünde güvercinlere yem satan Ufuk Camcı ile yapılan röportajda, kış aylarında işlerin durgun olduğunu belirten Camcı, "Hayvanlarımız aç kalıyor; hem onların beslenmesine hem de insanların sevap kazanmasına vesile oluyoruz" ifadelerini kullandı.
ESKİ TARZIN YAŞAYAN TEMSİLCİSİ: ÇİZMELİ DAYI
Program ekibi, Kastamonu’nun geleneksel giyim tarzını hala yaşatan ve "Çizmeli Dayı" lakabıyla tanınan 78 yaşındaki Ali Osman ile de keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Çizmeli Dayı, yaz-kış aynı kıyafetleri giydiğini belirtirken, yöresel yumurta topuk ayakkabıları ve gömleğiyle geçmişten günümüze bir köprü kurdu.
KASTAMONU SİMİDİNİN 200 YILLIK LEZZETİ
Programın bir diğer durağı ise Kastamonu’ya özgü "sade simit" oldu. 30 yıldır simit üretimiyle uğraşan Erdal Kısa, bu özel lezzetin hazırlanış sürecini paylaştı: "Simitler pekmezli suya batırılarak fırına veriliyor ve çıtır çıtır bir lezzet sunuluyor. Simit, Kastamonu mutfağında pastırma ve tahin helvasıyla da sıkça tüketiliyor."
"HASTASIYIZ BU LEZZETİN"
Program sunucuları, Kastamonu simidinin geçmişinin 200 yıl öncesine dayandığını belirtirken, bu eşsiz lezzeti çay eşliğinde deneyimledi. Gazi, "Her zaman aynı kokusu ve lezzetiyle vazgeçilmez bir tat" diyerek izleyicilere de bu deneyimi tavsiye etti.
Kastamonu’nun köylerinden birinde sabah erken saatlerde başlayan hayat, samimiyetin ve geleneklerin kokusunu taşıyor. Gazi ve Mete ile Haydi Memlekete köy meydanında et ekmeği açma yarışmasından süt sağmaya kadar eğlenceli ve nostaljik anları Kastamonu'nun Taşköprü ilçesine bağlı Çaycevher Köyü'nden ekranlara taşıdı.
"BEN BU HAMURU AÇARIM DEDİ!"
Her şey, Gazi Korkut’un “Ben bu hamuru açarım!” demesiyle başladı. Ancak Gazi, kendini yanlış bir anda yanlış bir yerde bulmuştu. Köy ahalisi onun bu iddiasını pek ciddiye almış olacak ki, hemen önüne bir hamur tezgâhı çekildi. Gazi ise gülerek, “Abi ben öyle demedim! Abla ne güzel açıyor, dedim,” diye durumu toparlamaya çalıştı.
Sonunda hamuru açmayı başaran Gazi, izleyenlerin alkışları eşliğinde kendini köyün süt sağım geleneğinde buldu.
"İNEĞİ SAĞARIM, YETER Kİ BANA GÜVENİN!"
Köyde “Acemi sağımcı” unvanıyla anılmaya başlanan Gazi, ineklerin arasında cesurca dolaşıp şunları söyledi:
“Köy adamıyız abi, ineği de sağarız!”
İlk denemesi hayvanın biraz sabrını zorlasa da Gazi sonunda işi çözdü. Yanındaki tecrübeli köylüler ise ona bol bol takıldı:
“Bize biraz süt bırak, tamam mı? Giderken eli boş gitme!”
TÜRKÜLERLE DOLU BİR SOFRA
Yemekler hazırlandığında, köyün neşesi türkülerle taştı. Davul çöreğinden pekmezine kadar köyün tüm lezzetleri sofradaydı. Gazi ve diğer köylüler, “Bizim burada türküler eksik olmaz!” diyerek geceyi neşelendirdi.
SON SÖZ: “YUVARLANIP GİDİYORUZ”
Köyde hayat tüm sadeliğiyle devam ederken, bir köylü kadın şu sözleriyle her şeyi özetledi:
“Biz burada kıldır gücük geçiniriz. Ama mutluyuz. Bir çay demlendi mi, herkes bir araya gelir. Yuvarlanıp gidiyoruz işte.”
"HER KÖŞESİ BİR CENNET"
Program boyunca Kastamonu’nun tarihi, kültürel ve gastronomik zenginliklerini tanıtan ekip, "Her köşesi ayrı bir cennet. İnsanlarıyla, doğasıyla ve tarihiyle bu şehir başka bir yerde yok" ifadeleriyle Kastamonu’ya olan hayranlıklarını dile getirdi.
PROGRAM HER CUMARTESİ TEMPO TV’DE
Bu hafta Kastamonu’nun güzelliklerini ekranlara taşıyan Gazi ve Mete ile Haydi Memlekete, her Cumartesi akşamı 20.00-21.00 saatleri arasında Tempo TV ekranlarında farklı noktaları tanıtarak izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor.
