Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesinin efsane lideri Rauf Denktaş'ın yarın 12. ölüm yıl dönümü. 13 Ocak 2012 tarihinde ebediyete intikal etmişti.
Büyük insanlar asla unutulmaz!
Sağlığında, bizzat tanımış olmaktan büyük onur duyduğum bu efsane lideri, bir hatıramı anlatarak yâd etmek istiyorum.
1986 Yılında, 193. Dönem Asteğmen olarak K.K.T.C. Lefkoşa Türk Kuvvetleri Alayı emrine kura çekmiştim. Alaya vardığımda; görev yerimin Lefkoşa içinde, sınırda, yeşil hatta, konuşlanmış olan komando bölüğü olduğu söylendi.
Görevimin ilk günleriydi. Nöbetçi subayı olduğum bir gece; alay nizamiyedeki nöbetçiden telefon geldi. "Cumhurbaşkanı şimdi buradan geçti herhalde sizin bölüğe geliyor." dedi. Gece saat 22 sularıydı, haliyle şaşırmıştım. Sırasıyla tabur ve bölük nizamiyelerden de aranınca, hemen karargah binasının önüne çıkıp beklemeye başladım. Eskort ve koruma araçlarıyla kalabalık bir konvoy beklerken; siyah bir mercedes geldi, önümde durdu. ne şoför ne de koruma direksiyondaki Sn.Cumhurbaşkanıydı.Çocukluğumdan bu yana ismini duyduğum, hayran olduğum Kıbrıs davasının efsane lideri karşımdaydı. Bir an rüyada olduğumu düşündüm.
Araçtan indi, babacan bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Hoşgeldiniz Sn.Cumhurbaşkanım diyerek selamladım. Eli ile gel işareti yaptı. Aracının arka tarafına geçtik, bagajı açtı. Bagaj ağzına kadar tek tek paketlenmiş poşetlerle doluydu. "Bunları çocuklara dağıt, bunlar iç çamaşırı arslanlar temiz temiz giyinsinler" dedi. Çavuşa gerekli talimatı verdim. Sonra birlikte karargah binasına geçtik yarım saat kadar sohbet ettik, kahve ikram ettim ve geldiği gibi mütevazı bir şekilde gitti.
Şaşkınlığımı atamamış, çok şasırmış ve bir o kadarda heyecanlanmıştım. Şaşkınlığım, cephe hattına, gecenin bir yarısı tek başına gelmesindendi.
Daha sonra öğrendim ki, bizim bölük Lefkoşa da konutuna da yakın olduğu için sık sık gelir. askerlere çamaşır getirirmiş. İç çamaşırı, kolonya ve mendilden oluşan paketleri eşi Aydın hanım hazırlatırmış. Zaten daha sonraki günlerde de 10/15 beş günde bir hep geldi. Bazen misafirimiz oldu bazen de ayak üstü uğradı. Hafta sonları, Lefkoşa ya şehir mekezine gezmeye giderdim. Elinde fotoğraf makinası halkın arasında, bir tane bile koruma olmadan dolaşırdı. Aracını da kendisi kullanırdı.
Esnafdan yaşıtı arkadaşları, çoğu çocukluk, gençlik yılllarından arkadaşı, seslenirlerdi ''Rauf Bey gel bir çayımızı iç" kırmazdı onları... Bazende çarşı iznindeki askerler fotoğraf çektirmek için etrafını sararlardı onları da kırmazdı...
Yakından tanımış olmanın onurunu hep taşıyacağım. Nur içinde yat büyük lider. Mekanın cennet olsun.