“HER EVDE EN AZ 2 TANE ARABANIN OLMASI BELLİ SAATLERDE NE YAZIK Kİ O YOĞUNLUĞU GETİRİYOR”
Vidinlioğlu, şehir içi trafik sorununa değinerek, ana arterin tek yönlü olmasının ve şehir nüfusundaki artışın trafik yoğunluğunu beraberinde getirdiğini ifade ederek şunları aktardı; “Zaten en büyük sıkıntımızda orada iki tane arterimizin olmasında. Ben henüz belediye başkanı değilken ve hekimlik yaparken hemen yanı başında okul yenilendi. Arkasından merkez orta okulu yenilendi, arkasından 23 Ağustos okulu yenilendi. Üçü de devasa büyüklükteydi, ben bunu o zamanda dile getirmiştim. Dedim ki buranın giriş çıkışı farklı noktalardan çok rahat kullanılabilir, hem de milli eğitime çok ciddi desteği olur, altlarına otopark yapılsa diye. Ama tabi yapılmadı. Şimdi ana arterin bir gidiş, bir geliş olması ve şehrin 50 bin nüfustan 150 nüfusa evrilmesi, artık her evde asgaride en az 2 tane arabanın olması belli saatlerde ne yazık ki o yoğunluğu getiriyor.
“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE İZİN ÇIKARDA TEKRAR START VERİRİZ”
Daha önce önerdiği bir çözümü hatırlatan Vidinlioğlu, Cumhuriyet Meydanı'nın altına 3 katlı otopark yapma projesini anlattı ancak bürokratik engeller nedeniyle uygulamada sıkıntı yaşandığını anlatarak şunları söyledi; “Sorunla alakalı ben bir çalışma yaptım ama uygulayamadım. Hem ciddi bir maliyeti var hem de anıtlardan izin çıkması lazım. Bu daha öncesinde de gündeme gelmişti. Cumhuriyet Meydanının altı silüetinin aynı kalması şartıyla yan taraftan giriş, diğer taraftan çıkış şeklinde oraya 3 katlı otopark çalışması yaptırttım, hatta kaynağının da o zaman sözünü almıştım. Ama bürokraside işler çok hızlı ilerlemiyor anıtlar kurulunda bir iki tane daha yerinde tereddüt oldu onuna ilgilide inşallah önümüzdeki günlerde izin çıkarda tekrar start veririz.”
“KARAÇOMAK BARAJININ ARTIK ÖMRÜ VE MİADINI DOLDU”
Kastamonu'nun su sıkıntısına dikkat çeken Vidinlioğlu, Kırık Barajı'nın önemine vurgu yaparak, Tarım Bakanı ile temasları sonucunda barajın tamamlanması için çaba gösterdiklerini belirtti. Vidinlioğlu;“Kırık Barajı bir deva bu merkezi hükumet konusu ama belediye olarak ve belediye başkanı olarak Kastamonu’da su problemini en fazla dile getiren kişi benim. Karaçomak Barajının artık ömrü ve miadını doldurduğunu, şehrin önümüzdeki dönemde su sıkıntısı yaşayacağını ben defaten dile getirdim. Kırık Barajı konusunda da tarım bakanımızın hemşerimiz olması münasebetiyle de hız verilmesi noktasında da daha önceki 3-4 gün öncede bunu tekrar dile getirdim. Bakanımız önümüzde ki süreçte ödeneklerinin artacağını ve en kısa sürede bitireceklerini beyan ettiler.”
“ALTYAPI BÜTÜN BELEDİYE BAŞKANLARININ KAÇINDIĞI BİR ŞEYDİR ÇÜNKÜ ALTYAPIYI KİMSE GÖRMEZ”
Türkiye'nin sel ve deprem acil imarı kapsamında Kastamonu'ya verilen 25 milyon Euro kredinin detaylarını paylaştı. Bu krediyle şehrin altyapısının modernize edileceğini aktaran Vidinlioğlu, şu sözlere yer verdi; “Türkiye sel, deprem acil imar kapsamında Kastamonu’ya ait alt yapı içme suyu boru ve kanalizasyon sistemlerinin değişimi için verilen rakam bu. 28 tane belediyenin başvuru yaptığı ama benim şahsi gayretlerimle aldığım 25 Milyon Euro 5 yıl ödemesiz düşük faizli bir kredi. Şehrin bütün altyapısını asbest boruları hepsini değiştireceğiz. Şimdi en çok yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi o özellikler şehrin altyapısı çok eski bir altyapı. Boru kalınlıkları çok ince. Şu an Kastamonu merkez nüfusu tabelada 120 bin gibi görünse de 150 bin civarı yaşayan insanımız var. Biz 50 bin nüfusa göre olan altyapıyla 150 bin kişiye hizmet ediyoruz. Ve altyapı bütün belediye başkanlarının kaçındığı bir şeydir çünkü altyapıyı kimse görmez. Şimdi ben size desem ki Tosya yoluna yaptığımız altyapı bugünün değeriyle 300 Milyon TL’dir. Tosya yolu özelikle ben belediye başkanı olduğumda yağan yağmur suları Taşköprü yolunu trafiğe kapatıyordu. Orada her iki tarafında da içinde insanın yürüyebileceği büzlerle Tosya yolunun bütün altyapısını tamamladık. Şu an yağan hiçbir yağmur Tosya yolunu etkilemiyor ve Taşköprü yolu trafiğe kapanmıyor.”
“BİZ KENDİ İMKANLARIMIZLA YAPARIZ DEDİM”
Eski belediye binasının geleceği hakkında konuşan Vidinlioğlu, projelerinin olduğunu ve yerin altını otopark, üstünü park olarak düzenlemeyi planladıklarını açıkladı. Ancak, Kastamonu Ticaret Odası ile yaşanan anlaşmazlık nedeniyle projenin geciktiğini ifade etti. Vidinlioğlu ;“Eski belediye binasının durumu hakkında projelerimiz var. Oranın altını otopark, üstünü ise park yaparak yeşillendireceğiz. Oranın şu ana kadar gecikme sebebi şudur, Kastamonu Ticaret Odamız küçük bir alanda Kastamonu mimarisine uygun arka tarafında hemen bir yer yapalım, ticaret odası olarak orayı kullanalım, bunun karşılığında da altı otopark, üstünü yeşillendirmesini yapacaktı ama sonra maliyet hesabını yaptıklarında biz bu işin içinde çıkamıyoruz deyip arsanın tamamını almak istediler. Bende kusura bakmayın arsanın tamamını vermemiz mümkün değil, biz kendi imkanlarımızla yaparız dedim.”
“HER ZAMAN EVDEKİ HESAP ÇARŞIDAKİNE UYMUYOR”
Kongre kültür merkeziyle ilgili projelerinin hazır olduğunu ancak kaynak sorunu nedeniyle uygulamada gecikme yaşandığını ifade eden Vidinlioğlu, şunları aktardı; “Bizim kongre kültür merkeziyle alakalı projemiz hazır, yapacağımız yeri de belirledim. Ama bu direk kaynaklarla ilgili. Elbette siz şehre yapmak istediklerinizi projelendiriyorsunuz vaat olarak gündeme getiriyorsunuz, yapabildikleriniz oluyor, yapamadıklarınız oluyor. Ben çok mazeretin arkasına sığınan bir insan değilim, hayatım boyunca hep iddialı oldum iddiamda deva ediyor. İki yıl pandemide hiç hesapta kitapta olmayan birçok şeyi yaşadık. Benim ilk yıl 8 bin, ikinci yıl 12 bin olmak üzere dağıttığım yardım paket sayısı vardı. O dönem kim ne yapabildi, su parası almadık, kira almadık. Arkasından Kastamonu’ya ait bir sel yaşadık. Akabinde asrın felaketi dediğimiz 2 tane deprem yaşadık. İle gelen paylarda bununla ilintili. Her zaman evdeki hesap çarşıdakine uymuyor. Biz yapacağımız hiçbir şeyi yapamıyoruz demeyiz, yaparız sadece süre olarak biraz geç olur.”
“BENDEN SONRASI TUFAN OLAYI ÇOK YANLIŞ”
Başkan, belediyenin şehre sağladığı katkıları ve kendisinden sonraki döneme sorumluluk bırakmamak adına kurumsallığa önem verdiğini ifade etti. Vidinlioğlu, şu ifadelere yer verdi; ''Belediyeyi devralırken de sizin aldığınız bazı şeyler var. Bir taraftan var olan borcu ödemeye bir taraftan bir şey üretmeye gayret ediyorsunuz. Benzer problemleri bütün belediye başkanları yaşıyor. Benden sonrası tufan olayı çok yanlış. Belediyede bir kurumsallık olmadı. Ben bunu külliyede de söyledim. Bu, benim iki dudağımın arasında olmamalı. Böyle olduğu zaman benden sonrakine ciddi bir yük bırakmış olurum. Borç yiyen kesesinden yiyor ama kese sizin elinizde değil''
“KENDİMİ ÇOK BAŞARILI BULUYORUM ÇÜNKÜ ÇOK CİDDİ RAKAMLARI ŞEHRE GETİRDİM”
Belediyenin mali durumu hakkında şeffaf bir değerlendirme yaparak, devraldığı borçları ödediğini ve bütçe disiplini sağladığını belirten Vidinlioğlu, şu ifadelere yer verdi; ''Belediyemizin bütçesi, 190 milyon TL'ydi ben belediyeyi aldığımda; yaklaşık 140 milyon civarında borcumuz vardı. Ben şu anda, bu seneki bütçemiz 1 milyar 800 milyon TL, benim borcum da 120-130 milyon civarındadır. Yani yüzde yedilerde bir borcumuz var. Ben, bütçe disiplini sağladım. Belediye başkanının şehirde geçirdiği her dakika şehre zarar, gidip mutlaka kaynak bulmalı. Kendimi çok başarılı buluyorum çünkü çok ciddi rakamları şehre getirdim. Altyapıyla ilgili bulduğumuz fon bile. Geçen akşam eski içişleri bakanımızla konuştuk, 'Nasıl aldın' onu dedi. Sayın bakanımız Murat beyle birlikteydim, oğlu Hakan İller Bankasında. Kimseye vermediler, başkanım kendi gayretleriyle aldı.''
“BİTİREBİLECEK VARSA BUYURSUN, KAYNAK BULSUN”
Teleferik projesinin detaylarını paylaşan Vidinlioğlu, projenin başlamasından önceki maliyetin üzerine çıktığını ve bu nedenle projenin tamamlanmasının zor olduğunu belirtti. Başkan, kamu zararı olmadan projenin bitirilmesi için çaba gösterdiklerini ifade ederek şunları aktardı; ''Ben eğer kamu zararı çıkmayacak şekilde, Sayıştaycılar denetim için geldiler, bu direkleri satalım dedim, ben teleferiği yapmak istemiyorum. Yapacağım diyen kimse de yapamaz. Teleferiğin, bedeli, 7 milyon 800 bin TL'ydi. Teleferiğin bitmesi, 2018'de olacaktı. Benim Belediye başkanı olmamdan bir yıl önce bitmesi lazımdı. Teleferik için ödenmiş rakamda, 2 milyona yakın KUZKA, 2 milyon Lira civarında da eski belediye başkanımızın döneminde ödeme yapılmış. Bana kalan rakam 3 milyon 800 bin liraydı. Bana geldiler, bizim bunu halledebilme şansımız yok, o gün dolar şu paraydı, bugün bu para dediler. Ben ödemelerini hızlandırdım, yaklaşık ödediğimiz 3 milyon 300 bin TL, neredeyse bir önceki belediye başkanımız ve KUZKA'nın ödediği rakamı ben ödedim, 7 milyon 300 bin TL tamamlandı. Bizim bu rakamlara bitirme şansımız yok dediler. Ana firma da taşerona vermişti. Biz arada 1,5 milyon gibi ödersek, belki tamamlanabilir gibi bir ifade varken, taşeronun başına gelen olaylar, akabinde ana firmanın yetkililerinin gelmedi, işin içinden çıkılmaz hale geldi. En son bize söylenen rakam, 6 milyon 300 bin TL'ydi... Elimizde sözleşme var dedim. Ben bunu nasıl muhasebeleştireceğim. İş farklı yerlere gitti, ben de daha sonrasında, İsviçreli bir asansör firmasının lisansını alan arkadaşıma görüştüm. Söylediği rakamlar korkunçtu. Bu teleferik işi çok ciddi bir iştir dedi. 1,5 yıl önce; o teleferik işinin bitebilmesi için, 80 ila 100 milyon arasında bir rakama anca bitebilir dedi. Ben de saçak seyretmeye 80-100 milyon TL'ye teleferik yaptırmam dedim. Bitirebilecek varsa buyursun, kaynak bulsun.''
“RUHSAT BENİM ELİMDEYKEN HER ŞEY OLUR”
Vidinlioğlu, beş yıllık başkanlık döneminde satılan bir arsanın dışında arsa satışlarına değinerek, belediyenin mülklerini kullanma konusundaki prensiplerini açıkladı. Ayrıca, Uğurlu Hastanesi'nin sorunlarına çözüm bulma noktasında irade gösterdiğini ve bu konuda ciddi adımlar attığını belirtti. Vidinlioğlu; ''10 yıldır kanayan yara bu. İradeyi kim gösterdi? Ben gösterdim. Ben bu problemi çözeceğim dedim. Şimdiki İLBANK Genel Müdürü, Ziraat Bankası genel müdür yardımcısıydı. Burası dört defa ihaleye çıktı, soran bile olmadı. Biz boşu boşuna harç yatırmayalım, alacaksanız yatıralım dedi. Ben de alacağım dedim. 10 yıldır çözülmemiş problemi ortaya çıktım. Peki 10 yıldır herkes neredeydi? Ben bu problemi çözeceğim deyince mi kıymete bindi. İflas masası, sizin talebinize göre orayı ihaleye çıkarıyordu. Üç defa da Recep beyle görüştüm. Genel merkeze gittim, kendi içimizde problemler yaşadık ama bunu çözme yönünde iradeyi gösterip işi de buraya kadar getirdim. Ben irade göstermişken, işletmeyi düşünüyorsanız konuşalım ama ben bina ve ruhsatı almak için ihaleye çıkarttım. Ortak kabul etmem dedim. Ben uğraştım. Bir yıl, ticaret hukukçusu, mali müşavir, görüşmediğim kalmadı. Ben işi çözme noktasına getirince. Hazır bina alınmışken ruhsatı da veriver. Benden ruhsatı vermem isteniyorken, hiç kimse demiyor ki; başkanın çözeceğim dediği bir yere niye böyle oldu da ihaleye girildi. Ben orada açık kapı da bıraktım. Ben, binayı aynı paradan almaya hazırım dedim. Ben yanıma ortak kabul etmem, burayı belediyenin mülkü yapacağım dedim. Binanın içerisine en az 250 milyon TL para gider. Birileri kaşıyıp kaşıyıp duruyorlar. Ben istinafta da 6 gün içerisinde kararı çıkartıp geldim. Ben ruhsatı henüz elime alamadım. Parasını ödedim ama itiraz var. Elime geçmedi. Şu an yargıtayda. İnşallah, önümüzdeki günlerde onun kararı da çıkacak ve ruhsat elime geçecek. Ruhsat benim elimdeyken her şey olur. Ruhsatınız olmadan hiçbir şey yapamazsınız.''