Politika

Bakan Tunç: "Kastamonu'muz tarih kokan bir şehir"

Kastamonu'da AK Parti Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi için yapılan programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu'nun tarihsel ve kültürel zenginliklerine vurgu yaptı. Bakan Tunç, “Kastamonu'muz kadim bir şehir, tarih kokan bir şehir. Bu şehir, Anadolu'yu İslamlaştıran, Türkleştiren evliyaların, kahraman şehitlerimizin memleketidir” dedi.

Abone Ol

Bakan Tunç, konuşmasında Kastamonu'nun gelişimine de değindi. Özellikle belediye hizmetlerinde sağlanan ilerlemeleri, Tahsin Babaş'ın döneminde elde edilen başarılara örnek gösterdi. “Kastamonu, iktidarımız döneminde çok gelişti. Tarihi evlerinin yeniden hayata geçirilmesi, doğa harikası bölgeleriyle gerçekten görülmeye değer bir şehir haline geldi” diye ekledi.

“BU GÜZEL ŞEHRE NE KADAR HİZMET ETSEK AZDIR”

Kastamonu'nun doğal güzelliklerinden ve tarihi mirasından bahseden Tunç, Küre Dağları Milli Parkı, Valla Kanyonu, Horna Kanyonu ve Ilgaz gibi yerlerin önemine dikkat çekti. “Kastamonu, sadece bir tarih şehri değil, aynı zamanda bir kültür ve turizm şehri. Bu güzel şehre ne kadar hizmet etsek azdır” şeklinde konuştu.

"BÜYÜK BAŞARILAR ELDE EDECEĞİZ"

AK Parti'nin kongrelerinin, partiye tazelik ve güç katma fırsatı sunduğunu belirten Bakan Tunç, “Bu kongreler bizim için yenilenme ve kuvvet kazanma vesilesidir. Yeni başkanlar ve teşkilat üyeleriyle daha büyük başarılar elde edeceğiz” dedi. Bakan Tunç partinin geleceği için büyük umut taşıdığını ve 2028 seçimlerine güçlü bir şekilde hazırlanacaklarını söyledi.

“AK PARTİ, MİLLETİN TALEBİYLE KURULDU”

Bakan Tunç, AK Parti'nin kuruluşuna dair de önemli açıklamalarda bulundu. “AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın birkaç arkadaşından oluşan bir hareket değil. Bu parti, milletin talebiyle kurulmuştur” dedi. Tunç, İstanbul'daki başarılarının Türkiye genelinde büyük bir dönüşüm yarattığını ve bu sebeple AK Parti'nin kurulmasına halkın talep ettiğini söyledi.

Bakan Tunç, Kastamonu'daki AK Parti teşkilatının başarısının devam edeceğini, partinin hedefinin her zaman milletin ihtiyaçlarına en iyi şekilde hizmet etmek olduğunu ifade etti.

Bakan Tunç konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

2001 yılında kurulan AK Parti, yalnızca 14 ay sonra tek başına iktidara geldi. Ancak bu süreçte, kuruluş aşamasında vesayetçi anlayışla karşılaştık. Darbeci bir yaklaşımı benimsemeyen parti, Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin önünü kesmeye çalıştılar. 2002 seçimlerinde, milletvekili adaylığına başvurusu yapılan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından adaylık hakkı tanınmayarak liste dışı bırakıldı.

Başörtülü kadınların yer aldığı AK Parti kurucu üyeleri nedeniyle, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapıldı ve ihtar davası açıldı. O günleri unutmadık. Ancak milletimiz, 3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'yi tek başına iktidara getirdi. Genel başkanının milletvekili bile olamayacağı bir parti, halkın iradesiyle iktidara gelerek Türkiye’de yeni bir dönemin kapılarını araladı.

Dört buçuk yıl boyunca, acil eylem planı ile ülkenin her köşesinde, hiçbir ayrım yapmaksızın önemli icraatlara imza atıldı. 90'lı yılların sıkıntılarını ortadan kaldırma yolunda vesayetçi anlayış bir kez daha devreye girdi, 367 krizini başlatarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Meclis'te tıkanmasına neden oldular. Anayasamızda böyle bir şart olmadığı halde, vesayetçi hukukçular Meclis'te yapılan seçimi iptal ettirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi, milletin iradesini hiçe sayarak, "Millet yanlış adamı seçer" diyerek seçimlere karşı çıktı. 2007 referandumunda milletimiz Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini ifade etti ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yolu bu referandumla açıldı. 2007 seçimlerinde AK Parti, yüzde 34 ile kazandığı iktidarı, yüzde 47 oy oranı ile daha büyük bir başarıyla tekrar kazandı.

Ancak yine vesayetçi anlayış, 2008'de laikliğe aykırı eylemlerde bulunduğu iddiasıyla AK Parti'ye kapatma davası açtı. Bugün, Millî Eğitim Bakanımıza yönelik eleştirilerde bulunanlar, o dönemde başörtüsüne özgürlük sağlayan 411 kabul oyuyla çıkan yasaya "evet" diyenlere de karşı çıkmışlardı. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür ve her bireyin inancında, düşüncesinde serbestçe hareket etmesi demektir. Biz, laikliğin yanlış uygulamalarını sona erdiren bir iktidar olduk ve bu yüzden 22 yıldır milletimizden destek almaya devam ediyoruz.

Milletimiz, özgürlükçü, hukukun üstünlüğünü savunan, icraatçı bir iktidar olan AK Parti'yi destekliyor. Eser siyaseti yapan AK Parti, karalama siyasetine karşıdır. CHP’nin eski ve yeni genel başkanları, bu millete hakaret ettikçe halkın gönlünde yer bulamazlar. Hakaret siyasetiyle bir yere varılamaz; millet, bu tarz siyasete sıcak bakmaz.

Ayrıca, adaletin ve yargının her zaman bağımsız ve tarafsız olduğunu vurgulayan Tunç, "Siz karalama siyaseti yaparsanız, milletin desteğini alamazsınız. O yüzden siyasetle başarılı olamazsınız," dedi. 10 yıldan fazla süredir genel başkanlık yapan ve bir başarı elde edemeyen eski genel başkanların durumunu örnek vererek, karalama siyaseti ile bir yere varılamayacağını belirtti.

AK Parti olarak biz eser üretmeye, icraat yapmaya devam edeceğiz. Tıpkı geçmişte rahmetli Adnan Menderes'in karşılaştığı engellemeler gibi, biz de her zaman eserlerimizi yapmaya devam edeceğiz ve Türkiye'nin kazanımlarına sahip çıkacağız.