TUİK 2023 yılı verilerini yayınladı ve Türkiye’nin 2023 yılında %4.5 büyüme gösterdiği ortaya çıktı (2023 son çeyreğinde büyüme %4). Bu önemli bir gelişme zira milli gelirimiz 1 trilyon doları aştı. Tabi ki uzun süredir olduğu gibi yazımıza başlamadan önce mümkün olduğunca yerli ve milli ürünleri tercih etmemiz, Siyonist markaları boykot etmemiz gerektiğini hatırlatıyoruz.
TUİK tarafından açıklanan verilerin önemli noktalarını ele alalım.
1- Türkiye 2023 yılında en yüksek ekonomik büyümeye sahip ülkelerden biri: 2023 yılı son çeyreğinde ekonomik büyüme oranları ve ülkeler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Ülke |
Büyüme |
Çin |
%5.2 |
Endonezya |
%5 |
Hırvatistan |
%4.3 |
Türkiye |
%4 |
ABD |
%3.2 |
Meksika |
%2.5 |
Slovenya |
%2.2 |
Belçika |
%1.5 |
Fransa |
%0.7 |
Norveç |
%0.5 |
Kolombiya |
%0.3 |
İsveç |
-%0.2 |
Almanya |
-%0.2 |
Tabloya göre Türkiye, yüksek ekonomik büyümeye sahip dördüncü ülke konumunda… Çin ve Endonezya, G20 ülkeleri arasında yer alıyor. OECD ülkeleri arasında Türkiye, Hırvatistan’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Verileri açıklanmayan Avrupa ülkeleri var ama onlarda da IMF, OECD gibi kuruluşların tahminleri oldukça düşük. Avrupa’nın ekonomik büyümesi yüksek ihtimalle %1’in altında gerçekleşecek hatta bazı ülkelerde ekonomi küçülecek. Kısaca tabloda önemli bir değişiklik beklenmiyor.
2- Türkiye 14 çeyrektir ekonomik büyüme gösteriyor: Bu da Türkiye’nin uzun dönemde sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağladığını gösteriyor. Bir şekilde Türkiye ekonomik büyüme açısından istikrarı yakalamış durumda. 2024 yılında Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’nın toparlanması, Kuşak-yol projesi ile beraber Türkiye’nin ihracat imkânlarının artması gibi unsurları düşünürsek 2024 ve 2025 yılında da ekonomik büyümeye devam edeceğiz.
3- Kişi başına milli gelir 13,384$ oldu: Dünya bankasına göre kişi başına milli geliri 4,466 $ ile 13,845$ arasında olan ülkeler üst orta; 13,845 $’dan fazla olan ülkeler ise yüksek gelirli ülkeler olarak sınıflandırılıyor. Türkiye uzun süredir üst orta gelir kuşağında yer alıyor. 2004 yılında kişi başına milli gelirimizi 6000$ üzerine çıkartarak üst orta gelirli ülke olmuştuk. Türkiye kişi başına milli gelirinin 13,384$ olması yani yüksek gelir sınır değerine çok yaklaştığı görülüyor. Kısa gelecekte Türkiye’nin yüksek gelirli ülkelerden biri haline gelmesi sürpriz sayılmamalı. İktisat literatüründe “Orta Gelir Tuzağı” dediğimiz bir kavram var. Ülkeler düşük gelirliden orta gelirliye geçişi daha rahat yapabiliyor. Ucuz işgücü avantajını kullanarak bu geçişi yapmak mümkün. Ancak orta gelirli ülkeden yüksek gelirli ülke haline gelmek için farklı bir şeyler yapmak gerekli. İnnovasyon, Ar-Ge, markalaşma gibi konulara önem vermek gerekli. Bu nedenle orta gelirli ülke haline gelen ülkelerden çoğu uzun süre yüksek gelirli ülke haline gelemeyebiliyor. Türkiye’nin yüksek gelir sınırına çok yaklaşması da orta gelir tuzağından çıkmasının an meselesi olduğunu gösteriyor. Son dönemlerde İHA-SİHA, savunma sanayi yatırımları, Ar-Ge yatırımlarına bu açıdan bakmak gerekli. Bunun için Ar-Ge’ye ayırdığımız payı artırmalıyız, markalaşmaya (TOGG, Bayraktar vs) yatırımlarımızı artırmalıyız.
4- Uluslararası Kurum ve Kuruluşların Türkiye ekonomik büyümesine dair yanlış öngörüleri devam ediyor: IMF, OECD, Dünya Bankası vb kurumlar ülkelerin ekonomik performansları hakkında tahminler yaparlar. Son yıllarda Türkiye’nin ekonomik büyümesi hakkında oldukça yüksek hata payı ile tahmin yaptıkları görülüyor. Yılın başında oldukça düşük ekonomik büyüme tahminleri açıklanıyor. Yılın ortalarına doğru bu revize ediliyor ve bir miktar yükseltiliyor. Yılın sonlarına gelene kadar birkaç kere daha revize ediyorlar yani yükseltiyorlar. Diğer ülkelerin ekonomik büyümelerini bu kadar sık revize etmedikleri görülüyor. Nedense Türkiye ekonomik büyümesinde bu kadar büyük hatalar oluyor. Örneğin; IMF 2023 başında Türkiye ekonomik büyümesini %2.9 tahmin ile açtı. Haziran’da bu tahmini %3.1’e yükseltti. Sonra %4’e kadar yükseltti. İlginç! Halbuki bu kurumlarda Dünya’nın en başarılı akademik kariyerlerine sahip iktisatçılar çalışıyor.
5- Ekonomik Büyümede İnşaat, Finans ve Sigorta, hizmetler sektörünün ön planda yer aldığı görülüyor: Deprem yaralarını sarmak için inşaat sektöründeki canlılığın devam etmesi planlanıyor. Bunun yanında Türkiye’nin dört bir yanındaki Organize Sanayi Bölgelerinde açılan fabrika sayıları ve sağlanan istihdam da dikkat çekiyor. Avrupa’nın 2024 yılında (yeni bir Covid19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı olaylar yaşanmazsa) toparlanması bekleniyor. Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı Avrupa ve Avrupa’nın toparlanması bir şekilde Türkiye’nin ihracatının artmasını ve ekonomik büyümesini de olumlu yönde etkiliyor.
Gelelim yazının özetini yapmaya… 2023 başında Türkiye’nin %4.5- %5 bandında büyüyeceğini söylediğimde fazla iyimser olduğumu söylemişlerdi. İşsizlik oranlarının %9’lara ineceğini söylediğimde müstehzi biçimde gülmüşlerdi. Ne oldu? Türkiye %4.5 büyüdü. İşsizlik %8.8’e indi. 2024 yılına ait tahminlerimi de tarihe not olarak yazalım. Türkiye ekonomisi %4.5-%5 civarında büyür, işsizlik oranı %8 ile %8.5 arasında olur. İhracatımız 275 ile 285 milyar dolar arası olur. Tahminlerimi yaparken OSB’lerde sayıları artan fabrika sayıları, inşaat halindeki fabrikalar, turizmin iyi geçmesine yönelik beklentilerim, ihracatçılarımızın çabalarını dikkate aldım. 2024 yılı ilk ihracat verileri iyi geldi. Ayrıca Sanayi açısından iyi haberler gelmeye devam ediyor. Batman OSB 4. Bölgesinde 2024 sonuna kadar 70 fabrikanın açılması bekleniyor. Borusan 2024 yılı içerisinde 500 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. Aselsan ve TUSAŞ yeni ürünlerini lanse etmeye devam ediyor. Kontrolmatik, Çin Harbin electric firması ile Tekirdağ’da enerji depolama tesisi ve Rüzgar enerjisi santrali kurmak için ortaklık konusunda anlaştı. Vodafone, İzmir’de 100 milyon dolar tutarında veri merkezi yatırımı yapacağını açıkladı. Renault 400 milyon dolar yatırım yaparak Türkiye’de Duster modellerini üreteceğini açıkladı. Kulislerde Çin asıllı BYD, Skywell, Chery ve MG otomotiv firmalarının Türkiye’de yatırım yapacağı konuşuluyor. 2023 hedeflerini aşağı yukarı tutturdum, bakalım 2024 yılını tahminlerim tutacak mı? Yoksa IMF, Dünya Bankası gibi birkaç kez revize yapmak zorunda kalacak mıyım?
Prof. Dr. Serkan DİLEK
Kastamonu Üniversitesi