Yerel Kalkınmada Üniversitelerimizin Rolü Ve Kastamonu Örneği (Iı): Bazı Tespitler: Bazı Öneriler
“En zoru harekete geçme kararıdır. Geri kalanı ise sadece kararlılık meselesidir.”
(Amelia Earhat)
Ülkemizin sürdürülebilir bir kalkınma hamlesini başarması için, hem yerelde hem de ülke genelinde üniversitelerimizin verimlilik ve kalite esaslı çalışmalarının önemi büyüktür. Bu kapsamda konu ile ilgili, geçen haftaki yazımızda bir durum tespit yapmıştık.
Bu yazımızda da özellikle Kastamonu Üniversitesinin ve yerelde diğer üniversitelerimizin yapması gereken çalışmalarla ilgili bazı öneriler sunulmuştur.
BAZI ÖNERİLER
1- İlimizde, yıllar sonra Tıp Fakültesinin Kastamonu Üniversitesi bünyesinde faaliyete geçmiş olması önemli bir gelişmedir. Bu kapsamda yakın ve orta vadede öğretim üyesi kadrosunun geliştirerek, uzmanlık eğitimi veren anabilim dallarının sayısının artırılması ve diğer sağlık ile ilgili bölümlerin de gelişimine bağlı olarak sağlık Bilimleri enstitüsünün öncelikli hedeflerden olmalıdır. Alanında iyi uzman hekimlerin ve öğretim üyelerinin Kastamonu’da görev yapmalarını teşvik etmek için yeni stratejiler geliştirilmeli. Bu hususta toplumun her kesimine görev düşmektedir.
2- Eğitim Araştırma Hastanesinin yanında bulunan ve yıllardır inşaatı bitirilemeyen tıp Fakültesi binalarından birisi Diş Hekimliği Fakültesine tahsis edilmiş ve tadilat çalışmaları devam etmektedir. Bu tadilat kapsamına ikinci binanın da alınması, Tıp Fakültesinin güçlendirilmesi yereldeki eğitim, araştırma ve sağlık hizmetlerindeki niceliğin ve niteliğin artırılması için önemlidir.
3- Eğitim Fakültelerinin, özellikle sayısal bölümlerini tercih eden nitelikli öğrenci sayısında önemli düşüşler yaşanıyor. Bu durum yerelde bizim fakülteyi de etkilemektedir. Bunun birçok sebebi vardır. Duruma bilimsel yaklaşıp ilgili kurumların bir çözüm bulması gerekiyor.
Her bölüme formasyon uygulaması doğru bir strateji değildir. Eğitim Fakülteleri tercih edecek öğrenciler için YKS’de 300 bin barajı varken, bu barajın çok üstünde bir sıralamayla formasyon eğitimi alanların öğretmenlik hakkı kazanması bir çelişkidir. Kanaatime göre 300 bin barajı kaldırılmalı ve bu fotoğrafta, bu baraj bir çelişkidir.
Her ne kadar, yeni yapılan Meslek Yüksekokulu binası Eğitim fakültesine tahsis edilmiş olsa da bu bina ihtiyacı karşılayamayacaktır. Kastamonu ve Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından olan Eğitim Fakültesinin nitelikli eğitim ve öğretim ortamına/mekânına kavuşturulması için çalışmalar yapılmalıdır.
4- Eğitim alanında niteliği artırmak için başta YÖK, üniversiteler ve MEB olmak üzere herkese görev düşüyor. Bu alandaki eğitim ile ilgili araştırmaların niteliğini artırmak için üniversitemizde de Eğitim Bilimleri Enstitüsü biran önce açılmalıdır.
5- İhtisas alanı ‘Ormancılık ve Tabiat Turizmi’ olan üniversitemiz, Türkiye’de orman ürünleri ile ilgili belirleyici bir Türk Malı İmajını geliştirilmesi noktasında verimli çalışmalar yapmalıdır. Bu kapsamda, sanayi sektöründeki firmalarda kalite güvence sistemlerinin hayat geçirilmesi, girdilerin ve ürünlerin belgelendirilmesi, sektörde kurumsallaşma ve etkinliğinin artırılması noktasında, sanayi kuruluşlarımıza danışmanlık desteği verilmelidir.
6- Teknopark bünyesinde, endemik bitki türlerinden hareketle, alternatif tıbbi ürünlere yönelik, öğretim elemanlarımızın ve sanayicilerimizin Ar-Ge firmalarını kurmaları ve bu alanda yatırım yapmaları teşvik edilmelidir. Bu konuda bazı akademisyenlerimizin girişimleri mevcuttur. Bu akademisyenlerimizin TÜBİTAK, KOSGEB ve özel sektör firmaları vb. kuruluşlara sunduğu/sunacağı projelerin desteklenmesi önemlidir.
7- Üniversitemiz bünyesinde de, benim 5 yıl önce gündeme getirdiğim “Biyoteknoloji Enstitüsü” ve bu enstitüye bağlı Endemik Bitkiler ve Alternatif Tıbbi Ürünler Araştırma Merkezi’nin bugüne kadar kurulamamış olması bir eksikliktir. Gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.
8- Türkiye’de üretimi yasal hale getirilen ve endüstrinin birçok alanında kullanılan, ekonomiye çok önemli katkıları olması beklenen kenevir ve kenevir tohumunu yetiştirebilecek 19 İl kapsamında Kastamonu da vardır. Üniversitemiz bünyesinde, kenevir ve kenevir tohumu ilgili çalışmalara bilimsel destek verecek, Biyoteknoloji Enstitüsü’ne bağlı Kenevir Araştırma Merkezi’nin kurulmasını da bir ihtiyaçtır.
9- Tabiat turizmi alanında, Pınarbaşı ilçesindeki kanyon, mağara, şelale vb tabiat zenginliklerimizin turizmin hizmetine kazandırılması noktasında, Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Valiliğimiz, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğümüz takdire şayan projelere imza atmışlardır. Safranbolu vb turistik bölgelere gelen yerli ve yabancı turistin bu bölgeye yönlendirecek etkili tanıtım çalışmalarının yapılması halinde bu bölge Türkiye’nin önemli bir turizm merkezi olacaktır.
Kastamonu’da var olan bu tür doğal zenginliklerimiz ile ilgili başka projeler geliştirilmelidir. Ulusal ve uluslararası düzeyde organizasyonlarla bu zenginliklerimizin tanıtılması halinde çok önemli kazanımlarımız olacaktır.
10- Kastamonu’daki KOBİ’lerin KOSGEB, KUZKA, TÜBİTAK vb kuruluşlarımıza yaptığı proje başvuruları ve aldığı destek miktarları çok düşük düzeydedir. Bu projelerin sayısını ve bu tür destek miktarlarını artırmak için sanayi ve ticaret kuruluşları ile işbirliği yapılmalıdır. Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili Araştırma Merkezlerinin, bu kuruluşlara her türlü danışmanlık ve uygulama desteğini vermesi için daha verimli çalışmalar yapılmalıdır.
11- 7. Maddede belirtilen kuruluşlarla işbirliği neticesinde, kuruluş çalışanlarının lisansüstü eğitim almaları da teşvik edilmelidir. Bu işbirliği neticesinde, T.C Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürürlüğe sokulan Sanayi Tezleri (SAN-TEZ) programının daha etkili ve verimli bir şekilde uygulanmasına yönelik çalışmalar daha etkili ve sonuç verici bir şekilde yapılmalıdır.
12- Son yıllarda, Ar-Ge neticesinde elde edilen teknik bilgilerin patentleştirilmesinde olumlu bir gelişme içerisine girdik. Fakat yıllarca araştırmacılarımızın yüksek bütçelerle gerçekleştirdikleri proje çalışmalarının sonuçlarının patentleştirilip ekonomik değere dönüştürülmeden yabancı dergilerde yayımlatma alışkanlığımız devam ediyor. Başka ülkelerin, bilimsel alanda bizi sömürülmelerine artık izin vermeyelim. Üniversitelerin dünyada aldıkları/alacakları sıralamalara fazla takılmadan, üniversitelerdeki öğretim üyesi atama kriterleri ve ÜAK’un doçentlik kriterleri ağırlıklı olarak toplumun ve sanayinin gelişimine, sorunlarının çözümüne katkı verecek çalışmaları merkeze alacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
13- Üniversitelerimiz, sadece devletimizin üniversiteye tahsis ettiği kaynaklara bağlı kalmamalıdır. Tükettiği elektrik enerjisini yenilenebilir enerjisi kaynaklarından kendisi üretebilir, döner sermaye üzerinden ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde gelir sahibi olabilir ve bu gelirlerle üniversitenin altyapı, eğitim-öğretim ve araştırma birimlerindeki ihtiyaçlar karşılanabilir.
14- Yerelde, üniversite ve belediyelerin şehir ve planlama, mimari/restorasyon, kültür ve sanat (yerel el sanatlarının geliştirilmesi vb), içme suyu ve atık su arıtma, peyzaj vb. alanlarda verimli bir işbirliği gerçekleştirilmesi de halkımızın beklentileri arasındadır.
Prof. Dr. Zekeriya YERLİKAYA
Kastamonu Üniversitesi