21-27 Mayıs Türk Mutfağı Haftası kapsamında SlowFood Ekibi tarafından düzenlenen programı bugün Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi’nde Kastamonu Slow-Food Birliği Yeryüzü Pazarı kurulması etkinliği ile başladı. Düzenlenen etkinlik yarın devam edecek.

Açılışa Vali Meftun Dallı, AK parti Kastamonu Milletvekili Fatma Serap Ekmekci, İl Kültür ve Turizm Müdürü, Mehmet Kerem Seven, İhsangazi Belediye Başkanı Hayati Sağlık, Kooperatif Başkan ve Yöneticileri, Kastamonu Slow-Food Birliği Kurucusu ve Başkanı Gülsen Kırbaş, Kastamonu Sanat Kadın Kooperatifi Başkan Yardımcısı da Mine Telli başta olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.

Etkinlikte Kastamonu Kadın Kooperatiflerince Yöresel Ürünler Sergisi ve satışı gerçekleştirildi. İhsangazi Belediye Başkanlığı’nca Coğrafi ürünlü İhsangazi ekşili pilavından katılımcılara ikram edildi.
Kastamonu'da Turk Mutfagi Haftası (1)

Cumhuriyet Meydanı’nda Kastamonu Yöresel Yemekler ve Ürünleri fotoğraf sergisi açıldı. Yine aynı yerde Kastamonu Mutfak Kültürü Kitaplar Sergisi açılışı da yapıldı.

Bugünde Pınarbaşı Belediye Başkanlığı’nca Coğrafi İşaretli ürün Pınarbaşı Kara Çorba ikramı 13.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda saat 13.yapılacak. Yine Tosya Belediye Başkanlığı’nca da saat 15.00’da Tosya Pirinci ile yapılan pilav ikramında bulunulacak.  Günün son ikramı da Cide Belediye Başkanlığı’nca Cide Cevizli helva ikramı ile olacak.

Perşembe günü de Cumhuriyet Meydanı’nda Araç Belediye Başkanlığı’nca Coğrafi işaretli ürün Araç Akdene çorbası ikramı saat 13.30’da ve yine aynı yerde Çatalzeytin Belediye Başkanlığı’nca da Fındık Şekeri ikramı saat 15.00’de yapılacak.

Kastamonu'da Turk Mutfagi Haftası (4)

Programda konuşma yapan vali Meftun Dallı, “Gıda günümüzde son derece önemli, bunun İki boyutu var tabii, bir lezzet yönü, bir de diğer yönü var. Gıda artık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir güvenlik meselesi. Gıda güvenliği son derece önemli üzerinde ciddi durulması gereken bir konu haline geldi. 

Bunun iki yönü var, hem temin hem de sağlık yönü var. Yani bütün devletler, olduğu gibi ülkemizde, bu iki konu üzerinde ciddiyetle duruluyor.  Bu konuyla ilgili kurumlarımız var. Daha İthalatta belli noktalarda başlayan, içeride üretimle ilgili prosedürlerde, bu iki noktada çok ciddi düzenlemeler var ve bu konular  hassasiyetle üzerinde durulması gereken konular. Biliyorsunuz GDO’lu ürünler ve kaçak diğer üretilen diğer ürünler var, bunlar da çok önemli konular.

Diğer lezzet ürününe gelince Türk Mutfağı malum dünyada en önde gelen mutfaklardan birisi. Ülkemizin, güzel Anadolu'muzun her köşesi onda aynı bir lezzet, yelpazesi sunuyor adeta insanlara. Tabii ki işte belirli ürünlerin üretildiği ürünlere göre farklılıklar gösteriyor. Yani Ege'de, Marmara'da bakıyorsun bu bölgenin belli bir kesiminde zeytinyağlı yemeklerimiz öyle insanların gözünü, gönlünü, midesini okşarken Doğu'da, Güneydoğu'da daha et ağırlıklı veya Karadeniz'de biraz daha kişisel ağırlıklı yemekler var.

Yöremizin kendine has güzellikleri mutlaka her konuda olduğu gibi yemekte de var. Aynı şekilde Kastamonu’muzda  kadimden bu yana, tarihten bu yana herkes zaten hep çok önemli bir merkez olmuş ve buna paralel olarak son derece eski ve çok güzel yemeklerimiz var. Yani bunların bir kısmı çok yöresel, işte Azdavay Pınarbaşı’nda olduğu gibi mesela bir kara çorbamız var. Ben yeni bir her kime imkan fırsat bulup da ikram ettiysem müthiş övgüler alıyorum mesela kara çorbayla ilgili. Daha böyle biraz daha geniş baktığımızda bandumamız var. Bu bandumayı Devrekani  bizim dese de Seydiler de bizim dese de artık bu Kastamonu’ya mal olmuş. Bunun gibi pek çok yemeğimiz var. Bunları inşallah çok daha iyi bir şekilde gelen giden misafirlerimize, Türkiye'nin çeşitli yerlerine tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz. Kastamonu’da Coğrafi işaretli ürünlerimiz var biliyorsunuz. En başta pirincimiz. Ondan sonra tabi sarımsağımız  var. Sarımsağımız Türkiye sınırlarında ünü çoktan aştı. Dünyaya mal oldu. Aranan bir ürün haline geldi. İnşallah önümüzdeki günlerde, Eylül’de yine festivali de yapılacak. Hep beraber gideriz. Bunun gibi daha şu an aklıma gelmeyen ama burada hepsini biraz sonra göreceğimiz coğrafya işaretli bölümlerimiz var. Hepsi son derece kıymetli ürünler.. Az önce burada arkadaşımızın da söylediği gibi, tabii Cumhurbaşkanımızın, Muhterem Hanımefendi'nin konuya sahiplenmeleri son derece kıymetli, önemli bir şey. Bir de kitap yayınlanmış. Asırlık tarihlerle Türk Mutfağı'nın yeni bir klasik tariflerin, daha eskiden beri bilinen tariflerin toplandığı, toparlandığı bir de çok güzel kitap yayın yapılmış. O da çok kıymetli bir eser mutlaka. Bunlar son derece önemli. Gastronomi dediğimiz aynı zamanda bir ilim de yani bir bilim haline de gelmiş durumda dünyada. Turizm açısından son derece önemli.  İnsanlar en çok gittikleri yerlerde aradıkları şeylerden bir tanesi o yörenin lezzetleri yani yemekleri insanlar onları tatmak istiyor. Tadarken de güvenebileceği, nezih, sağlıklı ortamlar arıyor. Yani bunun için de inşallah iş adamlarımız, imkânı olan kıymetli hemşerilerimizden katkılar bekliyorum. Bu tür yerlerimizde ilimizde var, mesela Uğurlu konakları var, geçen akşam gittim. Yemek yemeseniz bile kapıdan içeri girince böyle otantik güzel ortamı insanı cezbediyor. Böyle nezihl mekanların da inşallah sayısı artar. Yine aynı şekilde ilçelerimiz var. Pınarbaşı, Azdavay gibi ve diğer turistik yerlerimiz Kastamonu’nda var, Buralara dışarıdan gelen turistlerimiz gittiğinde oturup rahatça bir çoluk çocuğuyla, yanındaki işte arkadaşlarıyla kahve içebileceği, dediğim gibi bu yöresel yemeklerimizi yiyebileceği var ama bu yerler çok fazla yok yani açıkçası. İnşallah bunların sayısının ve kalitesinin artmasını da temenni edeceğiz. Ben başta Kültür Müdürlüğümüz, buradaki arkadaşlarımız olmak üzere muhterem hanımefendilerin katkısı olan herkese, geldikleri için Sayın Milletvekilimize ve diğer misafirlerimize gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah günümüz ve haftamız hayırlara vesile olsun” dedi.
Mine Telli

Kastamonu Sanat Kadın Kooperatifi Başkan Yardımcısı da Mine Telli, “Bugün burada Slow Food'un etkinliğinde bulunuyoruz. Etkinliğin asıl amacının dünyada olan bir etkinlik sadece bizim için geçerli değil. 1989 yılında İtalya'da başlayan bir etkinliği dünyaya yaygınlaştırmış olduğumuz bir çerçeve içerisinde biz de bulunuyoruz. Bu etkinlikte ne mi yapıyoruz? Kendi inovasyonlarımızı, kendi coğrafi işaretli ürünlerimizi yavaş yeme sanatı olarak bilinen Slow Food'a entegre ediyorum. İnovasyon olarak geliştirdiğimiz yeni ürünlerimizi burada sunucuya, gösteriye sunduk, öyle diyebiliriz. Bu ürünlerimiz neler diye söylerseniz, ilk defa denenen pastırmalı poğçamız, üryani erikli kurabiyemiz ve bizim yıllardır kendi kuruluşumuzdan bugüne yaptığımız siyez bulguruyla siyez bulgurunun unundan yaptığımız kurabiyelerimizle buradaki inovasyonun içerisinde biz de yer almaktayız” dedi.

Gülşen Kırbaş

Kastamonu Slow-Food Birliği Kurucusu ve Başkanı Gülsen Kırbaş yaptığı konuşmasında, “Bugün burada Cumhurbaşkanlığımız himayesinde ve Kastamonu Valiliği'nin organizasyonunda düzenlenen Türk Mutfağı Haftasının hem açılışı hem de yöresel yemek etkinliğinde bulunuyoruz. Bu etkinlikte iki bileşen var. Bir Kadın Kooperatiflerimiz Kastamonu ve ilçelerinin Kadın Kooperatifleri bir de buradan gördüğünüz bizim Slow Food Birliğimizin yeryüzü pazarı stantlarımız var. Slow Food 1989 yılında dünyada, İtalya'da kurulmuş ve çok hızla bütün dünyaya yayılmış. Türkiye'de 2000'li yılların başında gelmiş bir gıda hareketi, dünyanın en büyük gıda hareketi. Biz de Kastamonu'da bu hareketi 2020 yılında kurduk. Slow Food'un çok önemli bir bileşeni ve etkinliği de yeryüzü pazarı. Yeryüzü pazarı şu anlama geliyor, yani dünyanın bize verdiği, yeryüzünün bize bahşettiği bütün ürünlerin sağlıklı, bozulmadan, ilaçsız, GDO'suz bir şekilde direkt tüketiciye ulaştırılması. Bu amaçla Slow Food Birlikleri dünyanın her yerinde yerel pazarlar kuruyorlar. Burada daha çok üreticiler kendi ürünlerini en yakın pazara getirip halka sunuyorlar. Biz de Kastamonu'da geçen sene, 2023 yılında ilk defa açtık bu pazarı. Gördüğünüz gibi üreticilerimiz daha çok kadınlar. Gerek kendi tarlalarından, gerek atölyelerinde, üretim merkezlerinde, evlerinde ürettikleri ürünlerimizin çoğunu aleze veriyoruz. Dolayısıyla içinde katkı maddesi olmadığından emin oluyoruz. Ambalaj malzemelerimiz gördüğünüz gibi sadece cam ve kağıt. Yani çevreci ve dönüşebilir bir hareket. Kastamonu'da bu hareketin olmasından çok memnunuz. 15 günde bir yaz aylarında şehir merkezinde de pazarımızı açmaya devam edeceğiz” diye konuştu.  Cengiz MUHZİROĞLU- Ozan Furkan ATLAMAZ

Kastamonu'da Turk Mutfagi Haftası (7)Kastamonu'da Turk Mutfagi Haftası (5)Kastamonu'da Turk Mutfagi Haftası (2)