31 Mayıs Cuma günü Kastamonu tarihi anlarından birisini yaşadı.
Kastamonu Filistin’e Destek Platformu tarafından organize edilen “Filistin’ e Destek İsrail Zulmüne Lanet” yürüyüşüne binlerce Kastamonulu katıldı.
Kışla Parkı’ nda başlayan yürüyüş Cumhuriyet Meydanına kadar bir insan selinin aktığı görüntülere sahne oldu.
Cumhuriyet Meydanında da fakire tevdi edilen platform adına konuşma gerçekleştirildi.
İki konu öne çıktı konuşmada; İsrail ve Siyonistseverler tarafından yıllardır sistemli, planlı ve organize bir şekilde gündemde tutulan üç büyük yalan ile boykot.
İşte Filistin’e Destek etkinliğindeki konuşmanın en önemli kısımları;
Kardeşlerim,
Öncelikle şunun bilinmesini sizlerden istirham ediyorum;
Toplumun vicdanını susturmak için yıllardır kullanılan ve bilinçli, planlı, maksatlı bir şekilde sürekli gündemde tutulan yalanlar var:
1- İSRAİL DEVLETİ FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTIKLARI İÇİN KURULDU YALANI:
1917 yılında başlayan ve 1948 yılına kadar süren 31 yıllık İngiliz mandası yönetimi esnasında; her türlü hukuksuzluğa, zorbalığa, baskıya rağmen satılan toprakların oranı sadece ve sadece yüzde birdir!
1947 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yapılan taksimat planında, toprakların yüzde 95 ine sahip Filistinlilerin vatanlarının yarıdan fazlası ellerinden alınıp yahudilere verilmiştir. Filistin diyarına Avrupadan kovulan, kaçan, sığınan ve Filistinlilerin acıyarak, merhamet ederek evlerini, gönüllerini açtıkları ve 1947 yılında toprakların yüzde beşinde misafir edilen yahudiler Birleşmiş Milletler kararıyla sığındıkları toprakların işgalcisi olmuştur.
İsrail Terör Devleti Filistinliler topraklarını sattıkları için değil, tam tersine satmadıkları için Birleşmiş Miletler denilen örgütün Filistinlilerden gasp ettiği kararla kurulmuştur.
2- ZAMANINDA ARAPLAR BİZİ ARKADAN VURMUŞTU YALANI:
Hamasın askeri kanadının, Filistin Devleti Ordusunun ismini de aldığı İzzettin el Kassam’ ın ömrünün sonuna kadar İngilizler, Fransızlar ve siyonist teröristlerle mücadele ettiğini, ömrünün sonuna kadar Osmanlıya sadık bir nefer olarak kaldığını bilmeden,
Şanlı Medine müdafasında hemşehrimiz Fahrettin Paşayla birlikte 46 gün boyunca İngilizlere ve hain Şerif Hüseyine kahramanca direnen Medineli Arap aşiretlerin çekirge yediğinden haberdar olmadan,
İngilizlere tarihinin en büyük hezimetini yaşatan Kastamonulu Halil Kut Paşanın tarihin altın sayfalarına silinmemecesine kazıdığı şanlı Kutul Amare zaferinin kazanılmasında büyük rol oynayan Uceymi Paşanın ardına 25 arap aşiretini de alarak cephede verdiği mücadeleyi okumadan,
Osmanlının bir neferi olduklarını hem dille hem de mücadele ile gösteren Madra Mutran, Halil Ganem, Beracine aşiretlerinin Lawrencelerin ayak oyunlarına nasıl direndiklerini görmeden,
ve Balkan Savaşlarından Kurtuluş Savaşına kadar Türk Askeri ile omuz omuza cephede çarpışıp şehadete yürüyen Nablus, Cenin, Hayfa, Halilürrahman, Yafa, Gazze ve Kudüsten 640 tan fazla şehidin mezarını görmeden,
Mustafa Kemal Atatürk’ün 20 nisan 1920 tarihli gizli oturumda Arapların daima bizim yanımızda mücadele verdiğini ifade ettiğini bilmeden,
Sadece tek bir hain aşiret üzerinden Araplar bizi arkadan vurdu demek sadece tarih cehaleti değil aynı zamanda büyük bir vefasızlık değildir de nedir?
3- FİLİSTİN ARAPLARIN MESELESİ YALANI:
1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan ve 1917 yılına kadar 401 yıl boyunca Türk hakimiyetinde barış, huzur ve güven iklimini yaşayan Filistin diyarı Peygamber Efendimizin nasihati, Yavuz Sultan Selim Hanın ve sultan Abdülhamid Hanın emanetidir. Filistin diyarında binlerce Türk eseri, binlerce ecdad vakfı ve sayısız şehidimiz vardır. Ve Balkanlarda, Anadolu’da, Ortadoğu coğrafyasında 640’ tan fazla Kudüslü, Gazzeli, Halilürrahmanlı, Ceninli, Yafalı, Hayfalı yani Filistinli şehit ecdadımızla yanyana omuz omuza yatmaktadır. Filistin dini pencereden baksanız da milli pencereden baksanız da bizim meselemizidir.
netenyahu denilen gözü dönmüş, ruhunu şeytana satmış, damarlarından merhametin ve insanlığın tüm hasletleri çekilmiş barbara ve hükümetine vatandaşlar olarak, fert olarak vurabileceğimiz en büyük ve tek etkili tokat hurma ağaçlarını kesmektir!
Yeni bir Hayber Fethi için, Gazzede, Batı Şeriada akan Müslüman kanının durması için, zalimin zulmünün yanına kar kalmaması için, insanlık onuru için, tarihe ve ecdada vefa için boykot diyoruz!
israil ve işbirlikçisi, destekçisi amerika ürünlerini Allah rızası için almayın, aldırmayın…
Unutmayın…
Biz soykırımcıların içeceklerini, yiyeceklerini, deterjanlarını, temizlik ürünlerini, kıyafetlerini almazsak ölmeyiz…
Ama alırsak yürekleri sızlatan, kelimeleri, kavramları anlamsız kılan, akılların almadığı bu vahşi katliam ve soykırım devam eder.
VAR MISINIZ KUDÜSÇE BİR DURUŞ,
GAZZECE BİR DİRENİŞ,
MÜSLÜMANCA BİR HAYKIRIŞA…
Var mısınız bugünden itibaren terörist israil ve katil amerika ürünlerini boykota,
Var mısınız yeni bir Hayber Fethine…
Çok değerli Kastamonulular!
Boykotu küçümsemeyelim!
Boykotu ihmal etmeyelim!
Unutmayın ki;
Tarih bugünleri yazacak!
Unutmayın ki;
Çocuklarımız, torunlarımız gelecekte bugünlerin vahşet ve katliamını okurken İslam Dünyası ne yapıyordu, benim milletim ne yapıyordu, babam, annem, dedem, ninem ne yapıyordu? diye soracaklar.
Unutmayın ki;
Tarih bugünleri sorgulayacak!
Gazze kasabı, vampirleşmiş netenyahu, katil amerika ve diğer soykırım işbirlikçileriyle birlikte bu zulme sessiz kalanlar da tarih önünde aynı kefeye konacak.
İbrahim ateşine su taşıyan karıncalar olalım.
Filistinli mazlum, masum çocukların kadınların üzerlerine yağan bombaların, kurşunların sponsoru olmayalım.
Soykırım ateşine biz de yakıt taşımayalım.
Bugün burada bu meydanda söz verelim:
İSRAİL ÜRÜNLERİNİ ALMIYORUZ!
AMERİKA ÜRÜNLERİNİ ALMIYORUZ!
KANLI TERÖRÜN VE SOYKIRIMIN MÜSEBBİBİ CANİLERE DESTEK VEREN ÜLKELERİN ÜRÜNLERİNİ ALMIYORUZ!
Sadece savunma sanayisinde değil her sektörde yerli ve milli diyoruz!
Duyguda yerli ve milli diyoruz!
Düşüncede yerli ve milli diyoruz!
Duruşta yerli ve milli diyoruz!
Bugün burada bu meydanda söz verelim;
Arz-ı Mevud hayaliyle önce Filistinlileri yok etmek isteyen ardından gözünü Türkiyemize dikecek olan israil terör devletine hiçbir ekonomik ve ticari katkı vermiyoruz.
31 Mayıs Cuma günü, Kastamonu halkı İbrahim ateşine su taşıyan karıncalar oldu.
Sıra yeni Hayber fetihlerinde, yani boykotta…