Vali ve milletvekillerinin çabaları meyveye duracak besbelli, THY’nin yönetim kademesi geçtiğimiz hafta sonu ilimizdeydi, havayolu ulaşımımızın sürdürülür olması yanında daha da önemli bir adım olarak Kastamonu’nun “turizm” yoluyla dünyaya açılması gündemde…
THY’nin elini atmasıyla yolun önemli kısmı geçilmiş olur.
Kastamonu Havalimanı’ndan murat, hemşerilerimize “hava otobüsü” olmasının ötesinde, aslında “Kastamonulular” dışındakileri ilimize taşıyacak bir “altyapı” sağlaması olmalı…
Kastamonu’nun kalkınmasıyla koşut havalimanı asli görevini yapmış olacak.
İlimize gerçekleşen “iş ziyareti” sonrasında THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat “LinkedIn” hesabında mesaj paylaştı…
Kastamonu’ya dair izlenimleri doğa varlıklarımız üzerinden ayrıntılı olarak paylaştı.
Sadece bu paylaşım bile…
Kastamonu namına büyük avantaj getirir turizmde.
“Teaser” değerlendirmesi ayrıca kıymetli…
“Ardı gelecek” demek bu.
Vali ve milletvekillerinin çabası kıymetli…
Kastamonu namına büyük bir adımdır attıkları.
Not: Bir vatandaş tipi var, “çokbilmiş”, her mevzuyu “makro” ya da diğer deyişle “büyük fotoğraf” üzerinden değerlendirmekte mahir…
“Uyuşturucu ile mücadele” konusundaki fikirleri ile de “bin okka” bunlar.
Her konuda alim…
Uyuşturucu mevzusunda olmamalarına şaşardım zaten.
Tahsil etmeseler de fikir sahibi olmak için “yeter” ve “gerek” şartı sağlayacak kadar…
Cümlesi profesör.
Şehrimizde son yaşanan uyuşturucu terörü üzerine sosyal medyada yazılan yorumları okudukça…
Bir kez daha gözümün önüne geldi “bilgiç takımı”.
Limanlarda yakalanan uyuşturucu yüklü gemilerden girmişler…
Her köşe başındaki uyuşturucu tacirlerinden çıkmışlar.
İddialarına bakılırsa…
“Her şey aleni”.
“Her Türk vatandaşı dedektif doğar” şeklinde bir durum…
Madem biliyorsun tacirleri, paylaş, bir telefona bakar.
“İspiyoncu muyum?” der…
Vatandaşlık görevi bu birader.
Her neyse…
Herkes kendine sorsun, uyuşturucu ile mücadele konusunda bireysel ve örgütsel olarak ne yaptı, ne yapacak?
Sosyal medya mecralarında üfürmek haricinde…
Derde zerre merhem olmaya meyletti mi?
Köşe başındaki tacirlerin karşısına dikildi mi, yakasına yapıştı mı, kolluk güçlerine bildirdi mi?..
Tacir ile selamı sabahı kesmek bile mücadeledir.
Bireysel olarak “yemedi” diyelim…
İmeceye katıldı mı?
Toplum yararına çalışan kaç derneğe, vakfa, topluluğa üye oldu?..
Topyekun mücadele içinde emek verdi mi?
Uyuşturucu maddeyi geçtim…
Sigara içen okullu çocukları uyardı mı?
Evvela sigara ile mücadele için emek verdi mi?..
Alkolün gençler arasında yayılmasının yollarını tıkadı mı?
Hiçbirini yapmadı…
Hep devletten bekledi.
Bir şey de yapmayacak ha…
Devletten beklemeyi sürdürecek.
Oysa…
“Medeni, çağdaş, demokrat” vesaire olmanın ilk maddesi “örgütlü” olmaktır.
Kaç derneğe üyesin?..
“Sıfır” değil mi?
Kaç fukara ile yemeğini bölüştün?..
Kaç kimsesize çatı oldun?
Kenar sokaklardaki ilkokullara düştü mü hiç yolun?..
Eline iki defter alıp kapısından içeri girdin mi?
Anlamaya çalıştın mı yoksulun halini?..
Verdin mi kendindekileri birazını olsun topluma?
Sonuç üzerine konuşmak en kolayı?..
Sebepleri ortadan kaldırmaya yeltendin mi?
Ömrün “sallamakla” geçti sevgili yurttaş…
Lisede “vatandaşlık bilgisi” dersinde bile çaktın değil mi?
Sosyal medya olmasa…
Halin nice olurdu?