Tatmin Olmadan Yenilen Yiyecekler

Abone Ol

Arkadaşlarınla bir kafedesin.
Herkes çeşit çeşit pasta denerken,
Sen diyette olduğunu söyleyerek,
Bir çatal dahi almadan sadece kahve içerek günü geçiriyorsun.
Aklın her ne kadar o çok sevdiğin pastada olsa da,
Ortamda bulunduğun tüm süre boyunca,
Kendini “hiçbir şekilde yememen” gerektiğine dair,
İçsel konuşma ile savaş verirken buluyorsun.
Eve geliyorsun,
Gözün adeta bir şeyler arıyor.
“Masum” olabilecek bir şeyler arıyorsun.
Gözüne salatalık takılıyor,
Alıp yiyorsun.
Birkaç saniyeliğine sakinleştiğini düşünerek rahatlarken,
Gözün yine bir şeyler arıyor.
Başka “Masum” bir şey aramaya koyuluyorsun,
Derken gözüne bir diyet bisküvi paketi takılıyor.
Açıp onu da yiyorsun.
Ama o da ne?
Sakinleşemiyorsun.
Diyet bisküvi paketi 1 paketten 2’ye, 3’e çıkıyor.
Üstüne gidip çikolata yemeye başlıyorsun.
Ve bir bakmışsın kendini,
Kontrolü kaybetmiş şekilde,
Bir “kara delik” gibi,
Alakalı alakasız her şeyi yerken bulmuşsun.
En çok karşılaşılan durumdur;
“Tatmin olmadan yenilen yiyecekler”
Belki çoğumuzun başına bu benzer senaryo gelmiştir.
Kişi genelde yemekten keyif alacağı bir şeyi,
Kendince “kötü” olarak etiketlediğinden,
Kendini yemekten alı koyar.
Ancak bu baskılanmışlık,
Günün sonunda çok daha büyük bir patlamaya döner.
Kendini yemekten alıkoyduğu belki 300 kalorilik bir şey,
Baskılanma sonucu yaşanan krizle,
En az 2 katı olarak geri döner.
Yani;
Yağmurdan kaçarken, doluya tutulur.

Yaşanan bu krizlerde sıklıkla kişi,
“Hayalindeki yiyeceğin” peşindedir;
Başta yemek istediği şeyi yiyip doyuma ulaşmadığı için,
Oluşan boşluğu doldurmaya çalışır
İşte bu sebeple,
“İyi” veya “Kötü” etiketlemesi yapmadan, her şeyden önce,
kişinin yemekten “Tatmin Olabilme” mevzusuna odaklanalım.
Bu şekilde yediğinden tatmin olan kişi, yiyemediklerinin hırsıyla başka arayışlara düşmez,
Daha sağlıklı, sürdürülebilir ve kalıcı bir ilerleme kat edilir.

                                                                                                                        Diyetisyen Kübra Balcı