​Cumhuriyet’in 100’üncü yılı kapsamında düzenlenen “Başkent’te Kastamonu Günleri”nin açılış töreni öncesinde, Ulus’taki ilk Meclis binasının önünden Başkent Millet Bahçesi’ne ‘İstiklal Yolu’ yürüyüşü gerçekleşti. Saat 11.00’de başlayan yürüyüşün en önünde, Kurtuluş Savaşı’nda kağnı arabasıyla cepheye silah taşıyan sembol isimlerden Şerife Bacı’nın heykeli ve arkasında ise seymen ekibi yer aldı. 

​Kastamonu Dernekler Federasyonu (KASDERFED) Başkanı Hasan Şen: “Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına sahip çıkmak ve gelecek nesillere aktarmak için bir etkinlik düzenledik. İstiklal Yolu’nu canlandırarak yürüyeceğiz” dedi. 

"Süt Toplama ve Depolama İşçiliği" meslek oldu "Süt Toplama ve Depolama İşçiliği" meslek oldu

Yürüyüş sonrası saat 14.00’teki resmi açılış töreni ile dört gün sürecek olan “Başkent’te Kastamonu Günleri”nin başlayacağını belirten KASDERFED Başkanı Hasan Şen, tüm Ankaralıları Başkent Millet Bahçesi’ne davet ederek şunları söyledi:

​TADIMLIĞI BURADA DOYUMLUĞU ORADA

“Başkent’te Kastamonu Günleri, Kastamonu Valiliği’mizin destek ve himayesinde bu yıl yine yoğun bir katılımla gerçekleştiriliyor. 

Hasan Şen: “Yaklaşık 200’e yakın stant kuruldu. Kastamonu’nun merkez ve ilçe belediyelerinin de geniş bir katılımı görüldü. Bu yıl, Kastamonu’nun kadın kooperatifleri ve yapmış oldukları ürünler de stantlardaki yerini aldı. Yöresel lezzetlerimiz olan Taşköprü sarımsağı, Tosya pirinci, siyez unundan yapılan helvalardan tutun da Kastamonu simidine kadar bütün yöresel lezzetlerimiz başkent Ankara’ya taşındı. Kastamonulular olarak biz Ankaralılara şunu diyoruz: ‘Size en yakın dört mevsim Kastamonu’nun tadımlığını buraya getiriyoruz, doyumluğa ise Kastamonu’ya bekliyoruz.’ Sadece yöresel lezzetler de değil Kastamonu’nun tarihini, kültürünü, geçmişini de başkente taşıyoruz” dedi.

E0E0CF17-30F3-448F-8E14-062B489FF105

GALİP VİDİNLİOĞLU’NUN KONUŞMASI;

Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu ise programda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İstiklalin şehrinden; Şeyh Şaban-ı Veli diyarından herkese kucak dolusu selam getirdim. Bugün burada olmaktan çok mutluyum. Bu tarz o kadar çok önemli ki yılın birkaç gününde de olsa bir araya gelerek bizlere hasbihâl etme imkânı sağlıyor. Kastamonu nedir diye değişik platformlarda, değişik ortamlarda sürekli soruyorlar.  Ben soranlara Kastamonu Türkiye’nin kendisidir diyorum. Anadolu’nun mayasıdır diyorum. Türkmen kaidesi bir vilayettir diyorum. Kastamonu’yu birkaç dakika içerisinde anlatmak mümkün değil. Kastamonu Selçuklu Devleti’nin 2 uç beyinden bir tanesidir. Saray mutfağının tanzim edildiği yerdir. Osmanlıya sancakbeyliği yapmış büyük bir vilayettir. Kurtuluş Savaşı döneminde de İstiklalin başlangıç noktası olmuştur. İnebolu’dan kahraman mağmacılar, Şerife Bacı ve kahraman Türk kadını, genciyle, yaşlısıyla, o cephaneyi dağları ve tepeleri aşarak cepheye ulaştırmışlardır. Hiç işgal görmediği halde nüfusa oranla en fazla şehidi veren ildir. Büyük Gazi bu yüzden Gözüm Sakarya’da, Kulağım İnebolu’da demiştir. Vatan kolay vatan olmadı. Benden önce Filistin ile ilgili bir konuşma olunca ben de affınıza sığınarak böyle bir girizgah yapmak istedim. Bazen şu sesler çıkıyor. Bizim Suriye’de ne işimiz var. Bizim Irak’ta ne işimiz var. Şimdi o ses biraz daha fazla yankılanıyor. Bu sefer ve bizim Filistin’de ne işimiz var deniyor. Ben de diyorum ki kimin ne kadar işi varsa onlardan kat be kat fazla orada bizim işimiz var. Tarihi sorumluluklarımız var. Üzerimize düşen sorumluluklardan kaçmamız beklenemez. Edirne’den kapı dışarı çıktığımız gün siz isteseniz de istemeseniz de, kabul etseniz de etmeseniz de siz hem Türk hem de Müslümansınız. Ben bunu kabul etmiyorum diyemezsiniz. Tarihi sorumluluklarımızı iyi bilmemiz gerekiyor. Onu bilmeyenler Suriye’de, Irak’ta ve Filistin’de ne işimiz var diye sorarlar. Onlara verilecek cevap da budur. Bizim sınırlarımız Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları ile kalmış olabilir ama gönül coğrafyamıza da hiç kimse karışamaz. Manevi coğrafyamız bizim nerede bir evliya mezarı var, nerede bir Türk mezarı var, nerede bir ecdat mezarı var oradan başlar.   Bunun da önüne kimse geçemez. İnsanlık can çekişirken, vahşet diz boyu olmuşken, kan gövdeyi götürürken hiç mi görmezsiniz? Tarihi sorumluluklarınızı sırtlanmanız gerekiyor.  Türk ne kadar güçlüyse Dünya’da o kadar huzur vardır, Türk ne kadar güçlüyse Dünya’da o kadar barış vardır. Büyük Gazi’nin de sözünü yanlış anlıyorlar. Gazi Yurtta Sulh Cihanda Sulh derken etliye sütlüye karışmama anlamında değildir o. Yurtta Sulh Cihanda Sulh’un anlamı bunu ben sağlarım demektir. Bu yüzden birlik ve beraberliğin en fazla olması gerektiği dönemdeyiz. Ben imanım gibi biliyorum. Önümüzdeki yüzyıl Türk yüzyılı olacak. Bundan zerre kadar şüphem yok. Biz yeter ki kendimizi bilelim. İdrak ettiğimizde farkında olalım ki zaten kimse bizim önümüzde duramaz. Ben inanıyorum ki gün be gün güçlenen Türkiye bütün bunları sağlayacak kudrette olacaktır. Allah birliğimizi daim etsin. Memleketimiz, ülkemiz ilelebet var olsun.” 

Programda Vali Meftun Dallı ve diğer bazı davetliler de konuşma yaptı.(Kastamonu İstiklal Gazetesi)

54E51C5B-A3C7-461C-9922-B72EF4926E33

B4BCC00F-8D2C-44D0-9D39-2CB3C8D78C70

Editör: Banu Türkmenoğlu