Susmaya Hakkımız Yok

Abone Ol

Mukadderat; Sultan’ın eşini yitirdiği sahne ile açılıyor. Hüzünlü cenaze evinden dışarıya doğru olaylar genişlerken, film asıl çizgisine evriliyor.

Hikaye, ataerkil düzene karşı çıkan, eleştiren anlayışla anlatılırken, konunun sert noktaları mizahla ferahlatılmış. Gergin atmosfere ve şiddete yer verilmeden, güldürürken düşündürerek, sorunlar net bir şekilde dile getirilmiş.

Kadınların ayakları üzerinde durmasına engel olmaya çalışanların yanı sıra miras eşitsizliğinin de işlendiği film; bir kadının kendine yeni bir yol çizme cesaretini başarılı bir şekilde anlatıyor.

Filmi izlerken, tempo hiç düşmüyor ve merak duygusu da kaybolmuyor. Doğa bir devinim içinde filme eşlik ediyor. Mukadderat; izleyiciyi yalnızca Sultan’ın değil, pazarcının, pansiyoncunun, kahvehane sahibinin, komşuların, ailenin yaşamına da ortak ediyor.

Sımsıcak mahalle ortamında dedikodu hiç durmuyor ve ‘elalem ne der’ baskısını yaratıyor. Bunu hayatlarının en önemli kuralı olarak benimseyen ailenin Sultan ile çatışması başlıyor.

Çocukları, evlilik yaşamı boyunca kendine biçilen role uygun hareket eden annelerinin, şimdi kendi isteklerini ve sınırlarını keşfetmesine izin vermek istemiyorlar. Hasta eşine yıllarca özveriyle bakmış olan Sultan’ın ayakları üzerinde durmak için tek bildiği yolun; yeni bir evlilik yapmak olduğunu görüyoruz. Ancak süreç devam ederken, yitirmemiş olduğu enerjisiyle kendisine çıkış yolu ararken, farklı fikirlere açık olan aklını kullanarak, verimlileşen bir yaşama doğru yöneliyor.


Nadim Güç tarafından yönetilen ve senaryosunu Erdi Işık'ın kaleme aldığı Mukadderat, 2024 Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Uzun Metraj film yarışması kategorisinden En İyi Film seçildi.

En İyi Kadın Oyuncu, Nur Sürer; En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu; Osman Sonant olmak üzere üç ödüle layık görülen film, Anadolu’daki kadın mücadelesi için umut oluyor.

Mukadderat, kadın gözünden bakılan bir film oluşuyla ve sıcak samimi sinema diliyle; bize muhteşem kadın hikayeleri bırakan Atıf Yılmaz’ı da hatırlatıyor.


Senarist Erdi Işık, ödüllü bir tiyatro yazarı, büyük dizi ve film şirketlerinde drama yöneticisi olarak çalışıyor. Makine Mühendisi, medya alanında master yapmış, ilk yazarlık eğitimini, Bosna’nın Oscar ödüllü yönetmeni ve senaristi Danis Tanovic’ten almış.

A.B.D.’de, Almanya’da, Hırvatistan’da, Malta’da, Macaristan’da, Belçika’da, Slovenya’da ve Türkiye’de oyunculuk teknikleri ve tiyatro üzerine çeşitli workshop’lara katılmış. Televizyona da iş üretiyor ve yazarlığı sürdürüyor.

Cideli olan Erdi Işık, filmde şiveyi zorlamamış, hikayenin önüne geçirmemiş. Bu nedenle de izlemesi çok daha keyifli bir hikaye sunulmuş.

Yazar Erdi Işık, odağına aldığı kişiler ve yaşam tarzını gerçekçi ve samimi aktarırken, yönetmen Nadim Güç filmin görsel dili ve kurgusuyla, hikayeyi etkili kılıyor.

Anne, Kadın, Camdaki Kız, Sakla Beni gibi çok izlenen ve belleklerde yer eden dizilerin yönetmenliğini yapmış olan Nadim Güç, sinema, tiyatro ve müzik alanlarında ürünler veren çok yönlü bir sanat insanı.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünde eğitim alan,  kısa film çalışmaları yapan, çeşitli projelere özgün

İlk uzun metrajlı sinema filmi olan Mukadderat ile dramların ardından komedide de başarısını kanıtlayan yönetmen, bir fotoğraf sanatçısı olduğunu da hissettiriyor,

Filmde; lacivert dalgalarla dövülen sahil ya da Gidoros Koyu’nda Sultan ile Balıkçı’nın sohbetine ev sahipliği yapan doğa, belleklerde yer ediyor. Paylaşılan bu denli güzelliğe rağmen Cide, gizeminin içinde saklı kalmasıyla merak uyandırmayı başarıyor.

Karakterlerin duyguları, farklılıkları, olumlu ve olumsuz yönleri derinlemesine aktarılırken, filmin ritmi de hiç düşmüyor.

.              

Oyuncular Nur Süer, Aslıhan Gürbüz, Osman Sonant, Şerif Erol, Sacide Taşaner, Şirin Sultan Saldamlı, Cem Zeynel Kılıç, Necmettin Çobanoğlu karakterleri yaşıyor, yaşatıyorlar.

Nur Sürer Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü  ‘Mukadderat’ filmindeki rolüyle kazanırken, 1982 ve 1989 yıllarının ardından Altın Portakal’a, 3. kez layık görülmüş oluyor.

Komediden drama canlandırdığı her karaktere bürünmesi, yeteneği, oyunculuk başarısının yanı sıra estetiksiz doğal görünümüyle sanatçı, Sultan karakterini tümüyle gerçek kılıyor. Tüm oyuncular da doğal, abartısız, harika performanslar ortaya koyuyorlar.

Hikaye özgün, karakterler özenle işlenmiş, oyuncular da rollerin hakkını verince, film izleyenleri içine çekiyor. O sahil kasabasında komşularla yaşamanın tadına varıp, Sultan ile gülerken, O’nun ayakları üstünde durmasına uzanan yolcuğundan onur duyuyoruz.

Mukadderat, aldığı ödüllerin yanı sıra 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde seyircilerin ayakta alkışlamalarıyla taçlanıyor.

Film gösterimi ve söyleşinin sonunda Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı ve Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir’in, film ekibine teşekkür ederek, çiçek takdimi ile gece sonlanıyor.

Yaşam boyunca sezgisel yetenekleri, içgüdüsel doğasıyla; erkek egemen dünyaya meydan okuyup ve bütün bu süreçte de ‘kadın’ olmaktan vazgeçmemek çok değerli.

Daha adil bir Dünya istiyorsak;

Susmaya hakkımız yok.