Gazeteci Metin Mutanoğlu'nun yazısında, "7 Ekim sonrasında yaşananlar İsrail ve onu destekleyen ülkelerin imajını zedeledi. Gazze'deki olaylar, İsrail'in acımasız bir yapısı olduğunu ve Batı'nın bu duruma verdiği desteğin sonuçlarını ortaya koydu." ifadeleri dikkat çekiyor.
Gazze'de görev yapan belgesel kameramanı İsmail Ferhat, yaşadıklarını "Gazze'de bir kamera bir cana bedel" başlığı altında paylaştı. Ferhat, "Şehrinizin gözünüzün önünde çöktüğünü görmek ve sevdiklerinizi kaybetmek zor bir süreç. Gazze'de gazetecilik, sadece bir meslek değil, hayatta kalma mücadelesi." dedi.
Gazeteci Wael Al-Dahdouh, Gazzete'ye verdiği röportajda "Bizi hedef alanlara görevimizi yaparak meydan okuyoruz" derken, Batı medyasının olayları yeterince yansıtmadığını ve tarafsız olmadığını belirtti.
Bir diğer gazeteci Sulaiman Hejji, gazeteciliğin Gazze'de bir özgürlük simgesi olduğunu ifade etti. Gazeteci Nizar Sadawi ise "Gazze’de yas tutmak gazeteciler için bir lüks" diyerek zorlu çalışma koşullarını vurguladı.
TRT Arapça muhabiri Somaya Abu Eita, 7 Ekim'den sonra Gazze'ye giderek yaşadıklarını kaleme aldı. Abu Eita, "Mazlumun sesi gazetecinin emanetidir" diyerek, bölgedeki olayları tüm dünyaya aktarma çabalarını anlattı.
Gazze'deki Filistin Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmil As Sawabite, gazetecilere yönelik kişisel güvenlik ekipmanı sağlamakta zorlandıklarını, İsrail'in bu ekipmanların bölgeye girişine izin vermediğini belirtti.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Serkan Bayrakçı, Gazze'de yaşananların "Yurttaş Gazeteciliği" örneği olduğunu belirterek, bu gazetecilerin ölümle her an yüz yüze olmalarına rağmen olayları dünyaya aktarmaya çalıştıklarını vurguladı.
Gazzete ekibi ayrıca İsrail medyasının olayları nasıl ele aldığını da araştırdı. Emine Çınar'ın yazısında, İsrail toplumundaki görüş ayrılıklarının 7 Ekim sonrasında daha da derinleştiği ifade edildi.
Gazzete'nin bu sayısında, "Uluslararası sistem gazetecileri koruyamadı" başlıklı bir yazıda, Ramallah Hakimler Kurulu Başkanı Ahmet Mohammed Hüseyin, gazetecilerin korunmasının uluslararası hukukun gereği olduğunu ancak bu korumanın sağlanamadığını belirtti.
TRT World yapımı "Holy Redemption / Kutsal İşgal" belgeseli hakkında da bilgi verildi. Belgeselin yapımcısı Aslıhan Eker, belgeselin arka planını anlattı.
İsrailli gazeteci Gideon Levy ve tarihçi Ilan Pappe de Gazze'deki olaylarla ilgili görüşlerini paylaştı. Levy, Gazze’de yaşananların İsrail medyasında yeterince yer bulmadığını, Pappe ise hükümetin savaş yanlısı tutumunu eleştirdi.
Lübnanlı gazetecilerin de Gazze'deki olayları takip ettiği ve İsrail'in bu gazetecilere yönelik tutumunun vurgulandığı yazılara yer verildi.
Son olarak, Gazzete'nin bu sayısında "Katledilen her gazeteci, karartılan bir gerçekti." başlıklı bir yazı yer aldı.
Gazzete'ye ulaşmak ve okumak için TIKLAYINIZ!