Kuzey Makedonya'nın Ohri şehrinde 1939'da dünyaya gelen Özcan Saatçiler, 7 yaşında babasının yanında saat tamirciliği öğrenmeye başladı. 1954'te Türkiye'ye ailesiyle göç eden Saatçiler, 7 kuşaktır saat tamirciliği yapan ailenin son temsilcisi ve Türkiye'de bu işi yapan nadir isimlerden. 

78 yaşıdanki Saatçiler aynı zamanda "Zamanın efendisi" olarak tanınıyor.

saatçiler2

Soy ismi "Saatçiler"

Saatçiler, soy isminin "Saatçiler" oluş hikayesini şu şekilde anlattı;

"Mamak'ta oturuyorduk. Yoldan bir bayan geçiyordu, kar diz boyuydu. Babam camdan görünce kayınvalidesine 'Bu bayanı çağır üşümüş, çok soğuk gelsin bir ısınsın.' dedi. Kadın geldi, muhabbet edildi. Babam 'Nerelisin?' diye sorunca kadın, bizim gibi Rumeli'den ve aynı mahalleden geldiğini söyledi. 'Peki hatırladığın kimse var mı orada?' deyince babam, kadın 'Bir tek saatçiler ailesini hatırlarım.' dedi. Bizi kastetti, 7 kuşaktır tamir yapıyorduk. Ondan sonra babam kafaya taktı. 'Bizim soyadımız Saatçiler olacak.' dedi ve 'Saatçiler' soy ismini aldık."

"Yaptığım saatleri yastığımın altına koyar dinlerdim"

Halime Çavuş Kadın Derneği 3. Darıca Kısa Film Festivali finalinde Halime Çavuş Kadın Derneği 3. Darıca Kısa Film Festivali finalinde

Saatçiler, "Tamire, mekaniğe merakım vardı. Ben ilkokulu zorla bitirdim ama mekaniğe çok ilgi duyardım. Hatta hala var. Şimdi elim, ayağım biraz daha tutsa bir sandalye, masa bile yapabilirim." ifadelerini kullandı.

Mekanik bir saatin çalışmasının kendini mutlu ettiğini ifade eden Saatçiler, "Bazen tamir ettiğim saatleri eve getirirdim. 'Zınk zınk.' diye çalışır sağlıklı saat. Sağlıklı çalışmayan ise 'Tık tık tak.' Yaptığım saatleri yastığımın altına koyar dinlerdim." dedi.

Çevresindekiler tarafından "Zamanın efendisi" olarak tanınan Saatçiler, zanaatında ustalık seviyesine ulaştıktan sonra Türkiye'de birçok siyasinin, ünlü oyuncunun, şarkıcının saatlerini ve özel koleksiyonlar ile resmi konutlardaki saatleri tamir ettiğini söyledi.

saatçiler1

"Saat takmaya hiç merakım yok"

Saatçiler, saat kullanmadığının altını çizerek, "Ne yapayım saati, telefondan soruyorum birine. Hiç merakım yok takmaya." dedi.

Saat tamirine ilişkin ise Saatçiler, "Saati açmadan evvela düşüneceksin. Nasıl sökeceğini, nasıl takacağını, neresi bozuksa nasıl yapacağını, ondan sonra saati sökersin. Sen karalamayı hiç bilmediğin bir şeyi sökersen ya kırarsın ya bozarsın. Ben de düşünmeden açtığım çok saat bozdum gençken." diye konuştu.

"Bu zanaat yok olmasın"

Bu zanaatın yok olmasını istemediğini ve bildiklerini, tecrübelerini yeni nesillere aktarmayı amaçladığını belirten Saatçiler, "Halk eğitim merkezlerinde bu zanaatı gençlere öğretmek, onların ilgisine sunmak ve bu zanaatın nesiller boyu devam etmesine katkıda bulunmak istiyorum. Devletimiz bir yardım eli uzatırsa, bunu meraklı olanlara aktarabiliriz." dedi.

Kaynak: AA