FEZA TİRYAKİ: TÜRKİYE’DE DÖRDÜNCÜYÜZ
Kastamonu Slow Food Üyesi Feza Tiryaki: “Slow-Food, Dünya’da Fast Food'un aksi olarak, kelime anlamı olarak sağlıklı ve dengeli beslenme kelimesinden yola çıkılmış bir ifadedir. Doğal, dengeli beslenme ortamını oluşturmak için kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Kastamonu'da biz de Slow Food'un kuruculuğunu yaptık, başladık bu işe… Yaklaşık 20 kişiyiz. Birkaç yıldır bunun toplantılarını yapıyoruz. En sonunda birkaç hafta önce Kastamonu Yeryüzü Pazarı’nı açmayı planladık, nasip oldu. Bu konuda şu an Türkiye'de dördüncüyüz. Amaç burada Kastamonu'nun yöresel sağlıklı, lezzetli ürünlerinin tamamını hem kendi Kastamonulularımıza hatırlatmak, sunmak hem de Türkiye ve dünyaya tanıtmak. Bizim mantığımız çıkış noktamız sağlıklı, dengeli beslenme üzerine bir algı oluşturabilmek. Günümüzdeki hastalıkların tamamına yakının beslenme kötülüğünden Fast Food’lu gıdalardan, sahte ürünlerden olduğunu hepimiz biliyoruz ve önleyici sağlık tedbirleri arasında yer alan bu sağlıklı beslenme konusunda da Kastamonu'da bir kıvılcım olmak niyetimiz, hedefimiz. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Kastamonu ürünlerini iki haftada bir Cumhuriyet Meydanı'nda sunacağız. O dönemin o anın taze ürünlerinin sunumu yapılacak ve 40 kilometre mesafeden gelen ürünleri biz sunabileceğiz. Ürünlerimizde hiçbir katkı madde kimyasal zehir bulunmadığı gibi sunumlarımızda da zararlı naylon poşetler değil sağlıklı paketlerde sunumları yapılacak. Zaman ile Kastamonu dışında da bunun sunumlarını yapmayı düşünüyoruz, hedefliyoruz” dedi.
Sarıkonak Kadın Kooperatifi Başkanı Mihriban Tüfekçi ise: “Slow Food’a bağlı Yeryüzü Pazarı Kastamonu'da dördüncüsü kuruldu. Bundan sonra 15 günde bir cumartesi günleri açılacak. Yani Yeryüzü Pazarında önemli olan kendi ürettiğim ürünün satılması. Onun için ürettiğimiz ürünleri buraya getirip pazarlamaya çalışıyoruz. Bunların arasında ne var? Her zamanki gibi kurularımız var. Kuru tarhanamız, eriştelerimiz, reçellerimiz var. Çok giden Tarhana cipsimiz var özellikle. Üreticimizin kendilerinin bire bir ürettiği sarımsağımız var. Marmelatlar var. Özellikle elmalı mürverli cevizli reçelimiz var. O da çok tutuldu. Mürverli ürünlere de ağırlık verdik. Diğer bazı doğal ürün çalışmalarımız da devam ediyor” diye konuştu.
Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Aydoğan Aydoğdu: “Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim elemanlarından bir tanesiyim. Kastamonu'da çok farklı sosyal sorumluluk projeleri yaptım. Bunlardan bir tanesi yerel eylem grubu derneklerinin stratejilerinin çatılması ve projelerinin biçimlendirilmesiydi. Bu süreçte katma değerli ürünler bizim önemli bileşenlerimizden bir tanesiydi. O zamanlar öncelikle İzmir kekiği ve kekik balı üreterek Kastamonu'da özellikle de hububat dışında çok az tarım veya kültür olanağı bulan çiftçilere alternatif ürünler geliştirmeyi hedeflemiştim. Fakat araştırmalarımı derinleştirdikçe lavantanın hem Tıbbi aromatik bitki olarak kekikten daha güçlü hem de lavanta balının kekik balından daha değerli olduğu sonucuna vardım. Dahası tüm bunları düşünürken birden beynimde, aklımda şimşek çaktı. Ben bir turizmciyim. Lavanta çok güçlü bir turistik, çekicilik ve o gün “Kastamonu Köyleri Lavanta Kokacak Kastamonu Kırsal Lavanta Turizmiyle Kalkınacak” ilkesi doğdu. Ancak bu ilkenin gerçeğe dönüşmesi için birilerinin lavanta dikmesi ve lavanta tercihli bir kümelenme oluşması gerekiyordu. Bunun için de ben rol model olsun diye öncelikle sahibi olduğum altı dönümlük bir arazide lavanta tarımına başladım. 2020’nin Nisan ayında ilk fidelerimizi toprakla buluşturduk. Bu yıl dördüncü sezonumuz sadece benim şu an işlediğim yaklaşık 100 dönüm arazide lavanta var. Bunun yanı sıra 200 dönüm kadar da çiftçilerimiz dikti. Amacımız özellikle Kastamonu'nun Karaçomak Barajı havzası Daday Yumurtacı Göleti havzası ve yine Cide'nin Çayyaka Koyu ve Köyü yakınlarında. Bunun dışında orman içi açıklıklarda doğal göl, gölet ya da deniz kıyısında lavanta tarımı yaparak lavanta tercihli bir turistik talep yaratacak. Lavanta kümelenmesini oluşturmak. Bugün Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyüne yılda bir milyon lavanta turisti gidiyor, bizim doğamız, Kastamonu'muz, lavanta kümelenmesini gerçekleştirdiğinde Kuyucak köyüne giden bir milyon turistin üç katı, dört katı Turist çekme potansiyeline sahip. Hedef bu en az üç milyon lavanta turisti. Lavanta. Yaşasın lavanta. Kastamonu köyleri lavanta kokacak. Kastamonu kırsalı lavanta turizmiyle kalkınacak” diye konuştu.
Aydoğdu ise standında Lavanta ürünleri ve diğerlerini sergileyerek turizme ve doğal ürünlerin kazandırılmasında yardımcı oluyor. Stant alanı ve çevresine ise güzel lavanta kokuları yayılıyor.
“Pakize Öztürk: “Kendi üretimimiz Kanteron Yağı, Kastamonu Eğşisi, sirke, marmelat başta olmak üzere diğer ürünleri standımızda sergiliyoruz. Ürünlerimiz büyük beğeni ve ilgi alıyor” ifadelerini kullandı.
Aysın Turpoğlu Çelik: “Ben kendi ürünüm olan doğal Mürver Çiçeği şurububu yapıyorum. Bu şuruptan satndımızı ziyaret edenlere de ikram ediyorum. Doğal ve sağlık sunan bu şurubumuza ilgi de büyük oluyor” dedi.
Shaula marka Ürünleri sahibi Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı ve Mimar Aslı Demirilyas: “Ürettiğimiz doğal ürünler olan Karadut Pekmezi ve diğer ürünler başta olmak üzere doğal atık tekstil ürünlerini yaparak satışını yapıyoruz. Amacımız sağlıklı ve doğal ürünleri müşteri ile buluşturmaktır” ifadelerini kullandı.
Nazan Himmetoğlu ise yaptığı açıklamada: “Doğal ve sağlıklı olan bayan çantası ve cüzdanları, kolye, küpe ve bileklikleri kendim yapıyorum. Doğal ürünler olan marmelat, sirke başta olmak üzere diğer sirke, marmelat ve diğer çeşitli kendi ürünlerimizi de kendi markamızla üretip satışını gerçekleştiriyoruz. Aldığımız ürünlerimize katma değeri yüksek gelir getirmesini de sağlıyoruz” dedi.
Uğurlu Konakları’ndan Ayşe Çalışır ise: “Eğşili Pilav, Kaşık Helva, Zeyinyağlı Yaprak Dolma, Sirke, Reçel başta olmak üzere doğada yetişen doğal ürünlerin çeşitlerini yapıyoruz. Ürettiğimiz ürünlerden ziyarete gelenlere de ikram ediyoruz” diye konuştu.
Behice Oğuz: “Biz standımızda Karabuğday Yastığı, Karabuğday unu başta olmak üzere diğer doğal ürünleri bulunduruyoruz. Karabuğday Yastığı uykusuzluk çekenlere, boyun ağrısı olanlara, horlama, sırt ağrısı, baş ağrısı başta olmak üzere sağlığımıza iyi geliyor. Yine Karabuğday unu da özellikle Çölyak hastalığına iyi geliyor. Bu ürünlerin yanında doğal ürünlerimiz pekmez, ekşi ve diğer bazı ürünlerinde satışını gerçekleştiriyoruz” dedi.
Şengül Yıldız ise konuşmasında: “Şengül Yöresel Köy Ürünleri markamızla çeşit çeşit doğal ürünler üretiyoruz. Bunlar arasında başlıcalar çeşitli sirkeler, salçalar, marmelatlar olmak üzere diğer doğal ürünlerin üretimini yapıyoruz. Kastamonu Slow Food Yeryüzü Pazarı’nın açılması hem Kastamonu için hem üreticiler için, hem de ürün alacaklar için çok faydalı oldu. Bunu gerçekleştiren, katkı ve dstek verenleri kutluyor ve teşekkür ediyorum” diye konuştu.