Çok şefkatli pek merhametli Allah’ın adıyla başlıyorum.

 

Şeyh Şâbân-ı Velî ve Halvetilik

Değerli okurlarım,

Şeyh Şâbân-ı Velî Halvetilik geleneğinin Şâbâniye kolunun piridir.

Halvetilik, Ömer el-Halvetî’ye (ö. 800/1397-98) nispet edilen İslâm dünyasının en yaygın tarikatlarından birinin adıdır. Hazar Denizinin güneybatısında bulunan Geylân bölgesindeki Lâhîcân’da doğup büyüyen Ömer el-Halvetî, Karakoyunlu hâkimiyetinde bulunan Tebriz’e giderek irşat faaliyetini burada sürdürmüştür. Ömer el-Halvetî’nin vefatından sonra tarikatın silsilesi Ahî Mîrem (Emre, ö. 812/1409), Hacı İzzeddin (ö. 828/1425), Sadreddîn-i Hiyâvî (ö. 860/1455) şeklinde devam ederek tarikatın ikinci piri, bir bakıma gerçek kurucusu olan Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî’ye ulaşmıştır.

Yahyâ-yı Şirvânî ise Şamahı’da doğup 868’de (1463-64) Bakü’de vefat etmiştir. Bu sebeple Halvetiyye tarikatı Azerbaycan’da kurulmuş, gelişmiş ve buradan Anadolu’ya, Anadolu’dan da Balkanlar, Suriye, Mısır, Kuzey Afrika, Sudan, Habeşistan ve Güney Asya’ya yayılmıştır.

Halvetiyye’nin birçok kolu Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücûd görüşünden etkilenmiş, bu etki Ahmediyye kolunun Mısriyye şubesinin kurucusu Niyâzî-i Mısrî’de en ileri dereceye ulaşmıştır. Bu etkiyi yaygınlaştıran Niyâzî-i Mısrî Halvetiyye dışında diğer bazı tarikatları da etkilemiştir. Bu tarikatın birçok kolu bugün Türkiye, Suriye, Mısır, Balkanlar ve Kuzey Afrika ülkelerinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Halvetiyye tarikatının Şâbân-ı Velî’ye (ö. 976/1569) nispet edilen kolu Şâbâniye’dir. Bu kol Halvetiyye tarikatının dört ana kolundan (Cemâliyye, Ahmediyye, Rûşeniyye, Şemsiyye) Cemâliyye’nin bir şubesidir. Şâbân-ı Velî memleketi Kastamonu’da faaliyet göstermiş, Şâbâniyye tarikatı, XVI. yüzyılda çevre illerde yayıldıktan sonra XVII. yüzyılda İstanbul’da temsil edilmeye başlanmıştır. Şâbâniyye bu yüzyıldan itibaren Anadolu ve Balkanlar’dan Suriye, Hicaz, Mısır, Kuzey Afrika ve Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Şâbân-ı Velî bütün tarikat çevrelerince Anadolu’nun dört kutbundan biri olarak kabul edilir. Halvetiyye en fazla kola ayrılan tarikat olduğu gibi Şâbâniyye de Halvetiyye içinde birçok kola sahip en yaygın tarikattır.

Azerbaycan kökenli bir Tasavvufi gelenek olan Halveti geleneğin, özelde de bu tarikatın Şâbâniye kolunun Türkiye’deki gelişim süreci ve Türkiye üzerinden Kuzey Afrika ve Balkanlardaki etkisi çok iyi araştırılmalıdır. Bu etkinin günümüz Türkiye’sinde ortak payda olarak nasıl değerlendirilebileceği ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelecek vizyonunda nasıl bir katkı sağlayabileceği üzerine bir gelecek perspektifi çizilmeye çalışılmalıdır.

Öneriler

Değerli okurlarım,

Şeyh Şâbân-ı Velî’nin de müntesibi olduğu Halvetilik geleneğinin Türkiye-Azerbaycan İlişkilerine Katkısı babında aşağıdaki önerilerimi bir tebliğ olarak uluslararası bir sempozyumda tebliğ olarak sunmuştum. Bu önerileri sizlerle de paylaşmak isterim. Aşağıda yer alan hususlardan her birisi hakkında geniş açıklamalar oluşturulabilir ve önemeli projeler yapılabilir.

Bu önerilerimden bazıları şu şekildedir.

1. “Halveti Geleneğin İzinde” başlıklı bir proje oluşturulmalıdır. Doğuşundan günümüze Halveti gelenek kitap, belgesel, roman, sinema filmi, kısa film vb. yollarla anlatılmalıdır.  

2. UNSECO 2013 yılını vefatının 550. yılı olması sebebiyle ‘Seyyid Yahya Şirvânî Yılı’ ilan etmiştir. Kastamonu’da da Hz. Pir Şeyh Şâbân-ı Velî’nin vefatının 450. Yılı dolayısıyla 2019’un UNESCO tarafından Şeyh Şa’bân-ı Velî Yılı ilan edilmesi çalışmaları yapılmış ama başarılı olunamamıştır. Şeyh Şa’bân-ı Velî Yılı ilan edilmesi çalışmalarına Azerbaycan desteği alınmalıdır.

3. Ortak akademik çalışmaların yapılmalıdır. Kastamonu Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Milletlerarası Türkiye-Azerbaycan Münasebetleri Sempozyumu (2016), I. Uluslararası Şeyh Şa’ban-ı Velî Sempozyumu -Şeyh Şa’ban-ı Velî’yi Anma ve Anlama- (2012), II. Uluslararası Şeyh Şa’ban-ı Velî Sempozyumu -Kastamonu’nun Mmanevî Mimarları- (2014), III. Uluslararası Şeyh Şa’ban-ı Velî Sempozyumu -Kastamonu’da İlmi Hayat ve Kastamonu Alimleri- (2016) sempozyumlarında (ve devam eden çalışmalarda) Azerbaycanlı bilim adamları, bilim kurulu üyesi olma ve tebliğ sunmak suretiyle destek vermişlerdir. Ayrıca Türkiye’de 21-23 Kasım 2013 tarihinde Eskişehir’de, 25-27 Kasım 2013 tarihinde ise Bakü’de Azerbaycan’da gerçekleştirilen Uluslararası Seyyid Yahya Şirvani ve Halvetilik Sempozyumu yapılmıştır. Böyle bir aktivite sonraki yıllar için de düşünülebilir.

4. Akademisyen ve Öğrenci Değişimi: Mevlana değişim programı çerçevesinde bu değişim gerçekleştirilebilir.

5. Kültürel Etkileşim: Ortak değerler çerçevesinde yapılandırılacak ortak kültürel faaliyetler yapılmalıdır. Halveti geleneğin her iki ülkenin kültür hayatına yaptığı etkinin muhataplar tarafından doğru anlaşılması ve yeni nesiller tarafından da güncelliğini koruyarak hafızalardan yok olmasının engellenmesi sağlanmalıdır. Kültür alanında dünya üzerinde yapılacak faaliyetlerde ortak hareket edilmesi için zemin hazırlanmalıdır.

6. Halveti geleneğin Azerbaycan’dan hareketle Anadolu’ya doğru yapmış olduğu tarihi yolculuğun, Anadolu’dan Azerbaycan’a doğru -samimi bir şekilde- karşılıklı ihtiyaçların tespiti ve karşılanması için tersine doğru yapılması gerekmektedir.

7. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecinde Halvetî geleneğin Yesevî gelenek kadar (bazı araştırmacılara göre ondan da fazla) etkisinin olduğu gerçeği anlaşılmalıdır. Bu vesile ile Halvetilik üzerinden ortak değerlerin bilinmesi ve bu değerler etrafında buluşma çalışmaları yapılmalıdır.

8. Halveti gelenek içerisindeki kaynakların ortak çalışmalarla gün yüzüne çıkarılması için birlikte çalışmalar yapılması ve bu kaynakların diğer dillere çevrilmesi sağlanmalıdır. Bu alanda Prof. Dr. Namık MUSALI’nın çalışmaları takdire şayandır.

9. Halveti gelenek içerisinde yer alan zevatın bilinirliğini artırmak için ortak çalışmalar yapılmalıdır.

10. Türkiye Azerbaycan ilişkilerinin bir ayağının Halvetilik olarak teşekkül ettirilmesi yararlı olacaktır. Türkiye Azerbaycan ortak kültürel değerlerinin Halveti gelenekten etkilenen yönlerinin tespit edilmesi ve bu değerlerin yeni nesillerle buluşturulması gerekmektedir.

***

Son Söz

Değerli okurlarım,

“Hocam, bütün ülke seçimlere hazırlanırken, sokaklarda adaylar harıl harıl çalışırken, gümbür gümbür mitingler yapılırken neden bahsediyorsun?” dediğinizi duyar gibiyim.

Ben bilim adamıyım. Benim işim bu. Fikir üretmek.

Evet, önümüzde bir seçim var. İlimizden seçilecek milletvekillerinin genel parti politikaları dışında Kastamonu hakkında fikirleri, projeleri, vaatleri var mı? Siz de sorunuz, ben de sorayım.

Ben onlara malzeme veriyorum. Çalışma alanı gösteriyorum.

Daha önceki yıllarda olduğu gibi, seçildikten sonra Kastamonu’yu unutup beş sene Ankara’da vakit geçirip yeniden seçilmek için elleri boş gelmesinler diye katkı sunuyorum.

Sağlıcakla kalın.

***

Kaynak: Yukarıdaki yazımızda yer alan bilgilerin kaynakları için bkz. BALTACI, Burhan, “Halvetî Geleneğin Türkiye-Azerbaycan İlişkilerine Katkısı -Gelenekten Hareketle Bir Gelecek Perspektifi Denemesi-” I. Milletlerarası Türkiye-Azerbaycan Münasebetleri Sempozyumu, Ed. Mehmet Serhat YILMAZ, Cevdet YAKUPOĞLU, Namiq MUSALI, Kastamonu-2016, ss.199-204.