Politika

Serdar Yılmaz: "Kastamonu'nun yarınları için hepsini rahatsız edeceğim"

Kastamonu AK Parti Belediye Başkan Aday Adayı Serdar Yılmaz, yayınladığı basın açıklamasında bir makalesinde kendisini eleştiren Gazeteci/Yazar İzzet Sarı' yanıt verdi.

Abone Ol

Kastamonu AK Parti Belediye Başkan Aday Adayı Serdar Yılmaz, yayınladığı basın açıklamasında bir makalesinde kendisini eleştiren Gazeteci/Yazar İzzet Sarı' yanıt verdi.

Serdar Yılmaz'ın basın açıklaması:

"Sayın İzzet Sarı’nın hakkımdaki fırıldaklıkla ilgili ithamları nedeniyle hem İzzet Sarı’yı hemde kamuoyunu bilgilendirmek adına bu açıklamayı yapmak zaruri olmuştur. Anlaşılan o ki Ak Partimizden aday adaylığımız dahi rahatları rahatsız etmeye yetmiştir. Onlar bilsinler ki ben Kastamonu’nun yarınları için rahatların hepsini rahatsız edeceğim.

Öncelikle bizim çocukluğumuzdan beri sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la taşıdığımız bir dava düşüncemiz var. Bedel ödenmiş bu davamızın şuanki lideri sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir İmam-Hatipli olarak Milli Türk Talebe Birliği’nde(MTTB) görev yaptı. Sonrasında Milli Selamet Partisi’nde görev yaptı. Sonrasında Refah Partisi’nde görev yaptı. 1994’te tarih yazan bir belediyecilik anlayışı ortaya koyarak Refah Partisi’nin İstanbul Belediye Başkanı olarak İstanbul’u İstanbul yaptı. Aynı süreçte Milli Gençlik Vakfı’nın tüm çalışmalarında görev yaptı. Bir kumpas davasıyla hapis cezası verildi. Buna rağmen resmen olmasada ismen, cismen ve ruhen, ülkenin her köşesine giderek Fazilet Partisi’nde görev yaptı. Sonrasında Ak Parti’yi kurarak bugünlere geldi. Şimdi bu sürece bakarsak Cumhurbaşkanımızın yaptığı bir parti hareketi değil, bir dava hareketidir.

Av.Hamit Serdar Yılmaz’da MTTB’nin  1990’lı yıllardaki versiyonu olan Milli Gençlik Vakfı’nda bir İmam-Hatipli olarak Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte görev yaptı. Refah Partisi’nin ve Fazilet Partisi’nin gençlik kollarında 28 Şubatın en şiddetli zamanında bir nefer olarak bulundu. Sonrasında Anadolu Gençlik Derneği’nde görev yaptı. Sonrasında şuanki TBMM Başkanımız Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığında Saadet Partisi’nin değişik kademelerinde görev yaptı. Erbakan Hocamızın oğlu  Sayın Fatih Erbakan’ın genel başkanlığında Yeniden Refah Partisi’nde  resmen olmasada ismen, cismen ve ruhen Kastamonu İl Eğitim Başkanı olarak görev yaptı. Bu sürece bakarsak bizim yaptığımız bir parti hareketi değil, aynı cumhurbaşkanımızınki gibi bir dava hareketidir.

Şimdi ise Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emri doğrultusunda  Kastamonu’yu inanç,azim  ve heyecanın adı 94 ruhuyla kavuşturmak için Belediye Başkanlığına aday olmak üzere talip oldum. Cumhurbaşkanımız söyledi, bizde 94 ruhu olarak bunu görev addettik. Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşadığı süreçleri yaşamış biri olarak bunu fırıldaklık kabul ediyorsan evet kendimi Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunda kabul ediyorum. Ama şu da bilinsin ki,  dava bilincine sahip biri olarak kendisiyle aynı süreçlerden geçtiğim Cumhurbaşkanıma, benim üzerimden İzzet Sarı gibi biri fırıldak diyemez. Buna müsaade etmiyorum. Ak Parti’nin il başkanı, vekilleri ve bütün teşkilatıda buna müsaade etmez.

Sayın İzzet bey yazısından anladığım kadarıyla kime güvendiğini bilmesemde bana bir kumpas kurduğunu-kuracağını Kastamonu’ya ilan ve itiraf etmektedir. Kumpasları kimlerin nasıl kurduklarını çok iyi biliyoruz. Bu kumpasların, bizim gibi dünyayı elinin tersiyle itmiş insanlar için tarih içinde bir kalbur saman kadar önemi olamaz. Bunun en güzel örneğini sayın Cumhurbaşkanımız Pınarhisar cezaevine girerek gösterdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın hayatında yaşadığı ama benim yaşamadığım sadece bir kumpas hapsi kalmıştı. Onuda anlaşılan bize işbirlikçilerinle beraber sen yaşatacaksın. Ama şunu bil ki takdire teslim olmuş bir insanı ölümle de hapisle de geçmişle de korkutamazsınız. Kurduğunuz veya kuracağınız kumpasta  94 ruhunun bedeli ölmekse biz şehadete zaten sevdalıyız, kefenimizi üzerimizde taşıyan insanlarız. Kurduğunuz veya kuracağınız kumpasta  94 ruhunun bedeli hapiste yatmaksa cumhurbaşkanımız gibi biz ezelden gönüllüyüz. Bedeli hapisse valizimizde her zaman hazırdır.İçeri girmesinide biliriz. Bundan korkacağımızı sanıyorsanız, kurduğunuz, kuracağınız kumpasın hapsi bize sadece madalya olur.

Sayın İzzet bey yazısında acısını her daim hissettiğim Kudüs’ün şahsında Gazze’ye bile laf atmaktan geri kalmamıştır. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımız; “Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Dünya Gazze'ye yüz çevirse de Türkiye olarak mazlumların yanında yer aldık, almaya devam edeceğiz.”  Diyerek  Kudüs için Gazze için yüreğinde hissettiği acıyı dünyaya duyurmaya çalıştı. Bende elimden geldiğince bu acıyı cumhurbaşkanımız gibi duyurmanın gayretindeyim. Orda katledilen bebeklerin, evlerinden sürülen Filistinliler’in yaşadıklarını sen bilemezsin. Benim orda yaşıyormuşum gibi, Kudüslüymüşüm gibi hissettiğim acıyı sen anlayamazsın. Sen ne söylersen söyle Kudüs-Gazze bu ümmetin onurudur. Onurumu sosyal medya sayfalarımda göstermekte benim için onurdur.
Sen ve işbirlikçilerin ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar milleti manipüle etmeye çalışın, istediğiniz kadar görmek istediklerinizi millete gösterin, Ak Partimizin iktidarıyla 94 ruhu belediyeciliğinin Kastamonu’ya gelmesine engel olamayacaksınız."